Okur eleştirilerini burada yayınlamamız, 'hepsine' katıldığımız anlamına gelmiyor. Maksadımız; farklı görüş, düşünce, talep ve bakış açılarını bir arada sizlerin ve televizyon sektörünün değerlendirmesine sunmak. İçlerinde altına imza attığımız eleştiriler de oluyor, 'kısmen' katıldığımız ya da hiç tasvip etmediklerimiz de...
Okurumuz Mehmet Akif Kılıç'ın ekrana genel bir bakış attığı mektubunda da katıldığımız ya da paylaşmadığımız görüşler yer alıyor. Ama kesin olan bir şey var ki; izleyicinin tüketim bilinci geliştikçe, sektöre emek verenlerin işi de zorlaşıyor:
"Yüksel Bey, öncelikle selamlar. Uzun zamandır size yazamamıştım. Yeni sezon başlayıp da televizyonun halini görünce, nedense sizinle dertleşmek istedim. Size yazınca, içimdekileri aktardığım için bir nebze olsun rahatlıyorum.
YETENEKLER YETERSİZ
Öncelikle bu sezon Yetenek Sizsiniz'in son sezonu olacak diye düşünüyorum. Programın öncesinde verilen fragmanlarda bile abartılı sahneler konulmaya çalışılsa da, şovları gördüğümüzde geçmiş yıllardaki yeteneklerden eser kalmadığını anlıyoruz. Hatta yetenek diye sunulan bazı kişilerin nasıl oluyor da filtrelenmeden ekrana getirildiğini anlamıyorum.
Geçmiş sezonlarda küstürülen birçok yetenek olduğunu düşünüyorum. Finale kalan herkese sıralamaya göre ödül verilirse, daha ciddi yetenekler katılabilir. İnanılmaz gösteriler yapan kişilerin veya profesyonel grupların finalde kolayca harcandığını görüyoruz.
(YAZAR NOTU: Ben de her sezon aynı kaygıya kapılıyorum ama yarı final ve finalde seçilenleri bir arada görünce, endişem dağılıyor.)
Medcezir dizisi ilk bölümüyle ekranlara hoş bir soluk getirdi ama senaryonun daha baştan tıkandığını görüyorum maalesef. Bahçıvan olarak alınan birinin hiç bahçıvanlık yapmaması ise ayrı bir konu. Acilen farklı karakterler ve kurgular yerleştirilmeli.
(YAZAR NOTU: Medcezir, tüm dünyada büyük ilgi gören O.C. dizisinin senaryosunu neredeyse kare kare takip ediyor. Tutmuş bir işi riske edip macera aramalarını onlardan bekleyemeyiz.)
HİÇ 'MUHTEŞEM' DEĞİL
Muhteşem Yüzyıl yine bir Hürrem ve Hanım Sultan savaşına kurban gidiyor. Hatırlarsanız, aylar önce size Fatma Sultan karakterinin diziye gireceğini söylemiştim, siz de lütfedip yayınlamıştınız. Fakat olaylar maalesef çok sönük kalıyor. Mimar Sinan'ın aniden ortadan kaybolması, Rüstem Paşa gibi tarihin en zengin sadrazamının çok sönük ve basit gösterilmesi, Şehzade Selim'in hep beceriksiz, Bayezit'in ise hep ergen heyecanıyla aktarılması çok yanlış...
Fatih dizisine ise bir bölüm dayanabildim. Maalesef Mehmet Akif Alakurt bu role gitmemiş. Ben daha proje aşamasındayken bile "Bu oyuncu olmaz" demiştim ama oyuncular seçilirken yapımcılar bunu neden düşünmez anlayamadım. Bir defa Fatih'i kabadayı veya vücut geliştirmeciler gibi yürütmek neyin nesi anlayamadım.
Kim Milyoner Olmak İster? özel üniversitede okuyan zengin ve sempatik öğrencilerin veya akademisyenlerin programı gibi... Hatta birisi "Burs programına döndü" diyordu; haksız değil. Artık halktan vatandaşları, orta gelirlileri de görmek istiyoruz. "Kazandığım parayla Paris'te tatil yapacağım" demek yerine "Çocuğumu okutacağım" diyenlerin programa çağrılması bence hem reytingleri artıracak, hem de sosyal bir yardım sağlayacaktır.
(YAZAR NOTU: Yarışmada bugüne kadar hamallar, sokakta yatan evsizler, pazarda yumurta satan kadınlar da yarıştı, unutmayalım!)
KARADAYI DÜĞÜMLENİR Mİ?
Geçen sezon Karadayı'yı hiç kaçırmıyordum ama bu sezon bir bölümünü dahi izlemedim. Zira Ezel'in düştüğü duruma düşüyor her geçen gün. Bence dizi sadece babasını hapisten çıkarmaya çalışan bir delikanlının hikayesinden çok daha ileriye gidebilirdi. Hep son anda bir şeylerin olması seyirciyi merak ettirmekten çok kızdırmaya başladı. Mahir'in babası çoktan hapisten çıkmalı, gerçekler anlaşılmalı, dizi yeni hikayelerle geliştirilmeliydi. Ama Ezel gibi kördüğüme döneceğe benziyor.
(YAZAR NOTU: Karadayı'yı reytinglerin efendisi durumuna getiren temel cazibe noktası, her bölümün finalinde izleyiciyi şaşırtan ters köşeleridir. Bunları ortadan kaldırıp öyküyü klasik bir şekilde sonlandırırsanız, diğerlerinden ne farkı kalır ki?)
Çalıkuşu ise çok yavaş ilerliyor. İzleyen herkes bilir; Feride'nin Kamran'dan kaçışı ve şehir şehir dolaşması çok daha zevkli ve seyredilir sahneler getirecek, sürekli yeni karakterler göreceğiz. Ama dizi İstanbul'da sıkışıp kaldı. Dizilerin bu kadar kolay harcandığı günümüzde senaryonun bu kadar yayılması pek akıllıca görünmüyor."