Bilmem hatırlar mısınız?
Bundan kısa bir süre önce "ByLock'u sadece FETÖ'cüler kullanmıyor" diye bir dezenformasyona maruz kalmıştık.
Hem de ana akım medyadan.
Hürriyet'in birinci sayfasından.
Ne var ki bu dezenformasyon tutmadı.
Hürriyet de geri adım attı.
ByLock adlı programın pekala FETÖ'cüler tarafından, hem de darbe girişimi sürecinde de kullanıldığı ortaya çıktı.
Bu gayretin sebebini şimdi daha iyi anlıyoruz.
ByLock'u aklama girişimlerinin ardında bir koruma, kollama saiki varmış meğer.
Malumunuz CHP genel başkanı Kemal Kılıçdardoğlu'nun başdanışmanı ByLock kullandığı gerekçesiyle tutuklandı.
Evet, Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı.
Kılıçdaroğlu, ByLock'çu başdanışmanı için bakın neler söyledi?
"İyi bir iletişimci, iyi bir hoca; miting öncesi ve sonrası hangi konular üzerinde duralım diye araştırma yapardı."
Sözün özü Kılıçdaroğlu'nun siyasal iletişimcisi FETÖ'cü olma gerekçesiyle tutuklanmış oldu.
3 yıldır CHP'yi neyle eleştiriyoruz?
Bir, HDP'lileşmekle, PKK'ya destek için HDP'yle yarış içine girmekle.
PKK propagandası yapmakla.
İki, FETÖ'ye destek vermekle.
FETÖ'nün kirli mesajlarını seçim meydanlarına, Meclis kürsüsüne taşımakla.
Kılıçdaroğlu "partimizin istihbarat örgütü yok ki, nereden bilelim" diyerek durumu kurtarmaya çalıştı.
Olmadı tabii.
Görüntüyü kurtarmak dahi bu sefer o kadar da kolay değil.
Tam da bu noktada Kılıçdaroğlu'nun geriye dönüp en kritik zamanlarda yaptığı gayrı milli konuşmaları gözden geçirmesi gerekmez mi?
Aynı şekilde o "iyi iletişimci"nin, o "iyi hoca"nın ne kadar rolü olduğunu tespit etmesi, sonra da kamuoyu önünde cürümlerini itiraf etmesi lazım gelmez mi?
Fena olmaz!
Ama yapamaz.
Zira FETÖ'nün CHP'deki varlığının sadece "iliştirilmiş bir başdanışman"dan ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz.
Kılıçdaroğlu'nun göreve geliş sürecine bakmak bile yeterli bunun için.
Kılıçdaroğlu FETÖ tarafından organize edilen bir kaset darbesiyle oturdu o koltuğa.
Sonra da diyetini ödedi, ödemeye de devam ediyor.
Bunun faturası hem CHP'ye hem de ülkeye çıkıyor.
Bu ByLock'çu başdanışman skandalından sonra Kemal Kılıçdaroğlu istifa eder mi?
Sanmıyorum.
Fakat Kılıçdaroğlu'nu o koltuğa oturtanlar onun yerine alternatif arayışına girmişler midir?
Kesinlikle girmişlerdir.
Ve bu ismin de Kemalist kesim nazarında bir karşılığı olan, ancak onları "yeni CHP kodları"yla dönüştürme kapasitesine sahip, demokratik siyaseti değil, demokrasi dışı odakları veri kabul eden bir isim olması muhtemeldir.
CHP'deki milli ve yerli aktörlerin bu süreci doğru okuyup okumadığını ise çok geçmeden göreceğiz.