Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerle yaptığı görüşmede Riyad'la Mısır haricinde tüm bölgesel konularda ortak bir noktada olduklarını belirtti. Erdoğan şu mesajları verdi:
* Seyahati nasıl değerlendiriyorsunuz?
Görüşmelerde Türkiye ve Suudi Arabistan'la ilgili gelecek noktasında, ikili ilişkilerimizin çok daha iyi bir konuma geleceğine dair olan umutlarım arttı. Bölgesel sorunlar noktasında yaklaşımımız büyük ölçüde örtüşüyor. Bu ülkelere İran, Irak, Suriye, Filistin, Libya da dahil. Mısır'da biraz farklılıklar olsa da, bunlar bizim ikili ilişkilerimizi etkileyecek noktada değil. Örneğin Suriye ile ilgili uçuşa yasak bölge noktasında, güvenli bölge noktasında aynı şeyleri düşündüklerini ifade ettiler. Eğit-donat noktasında da öyle.
* Mısır konusunda aramızdaki farklar ne?
Mısır konusunda, bizim Mısır'a bakış açımız noktasında bu hususu ayrı bir kategoride değerlendirmemiz gerekiyor. Bizim için asıl önem arz eden konu, Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşımak. Mısır meselesi, bizim Suudi Arabistan ile ilişkilerimize gölge düşürmemelidir.
* İhvan liderlerinin siyaset yapabilmeleri, idam cezalarının kaldırılması gibi hususlar gündeme geldi mi?
Mısır meselesi konuşulurken, kendilerinin dikkatini oradaki duruma çektim. Şu anda, yüzde 52 oyla iş başına gelmiş olan bir Cumhurbaşkanı halen içeride. Yaklaşık 18 bin siyasi tutuklu var. Binlerce insan idama mahkum edildi. Tüm bunlar orada bir gaz sıkışması olduğunu gösteriyor. Kontrollü bir yumuşama olmazsa, yaşananlardan dolayı sosyal patlama olabilir. Öyle bir durumda da Mısır'da ne istikrar kalır, ne de güven! Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye; bu üçlü ayak, bölgenin en önemli ülkeleri. Bölgenin barışı, huzuru, refahı için hepimizin üzerimize düşen görevler var.
* Üç ülkenin ortak strateji belirlemesi ABD ve Batı'yı rahatsız etmez mi?
Önemli olan bölgenin barış, huzur ve refahı için birlikte hareket etmek. Bana göre Mısır konusunda, en etkin olabilecek olan ülke Suudi Arabistan'dır. Bunu kendileriyle de paylaştım. Eğer burada Suudi Arabistan bir adım atacak olursa, devran tersine dönebilir.
* Sisi ve sizinle yapılan görüşmeler Mısır konusunda bir fonksiyon icra eder mi?
Mısır konusunda şu anda öyle bir şeye ihtiyaç yok. Biz, hassasiyetlerimizi paylaştık, paylaşıyoruz. Mısır'da üst düzeyde barışmamızı tabii ki istiyorlar. Bunu tabii ki arzu ediyorlar, ama ısrarları yok. İşin en güzel yanı, Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin Mısır'dan bağımsız olarak değerlendirilmesi. Mısır dediğimizde de iki şeyi birbirinden ayırmamız lazım: Üst yönetim başka bir şey, Mısır halkı başka bir şey. Mısır halkıyla sorunumuz yok.
'DEVLETLE DALGA GEÇMEYE KALKIYORLAR'
* Paralel Yapı'yla ilgili göz altına alınan 54 kişi serbest bırakıldı. Hala tehdit ve şantaj dilinin kullanmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Serbest bırakılma konusundaki haber benim açımdan da şaşırtıcı oldu. Bahsettiğiniz uzantıların, o tür bir dil kullanmasından toplum da rahatsız elbet. Toplum huzurunu kaçırıp, "Bilmediklerinizi biliyor, duymadıklarınızı duyuyorum" diye adeta devletle dalga geçmeye kalkışıyorlar. Devlet, her türlü kanunsuzluğun peşinde olacaktır.
* Hakan Fidan meselesinde kırgın olduğunuzu söylemiştiniz. Hala aynı hissiyatta mısınız?
Biz devlet yönetiyoruz. Kanaatlerimizi ifade etmiş olmamıza rağmen istifa edip adaylık söz konusu olmuş ise elbette bir kırgınlık söz konusudur. Devletin milli istihbarat teşkilatı zayıfsa, o devletin ayakta kalması mümkün değildir. Biz onu böyle bir göreve getirdik. Getiren de benim. Ayrılırken de, eğer müsaade edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi.
'MEZHEPÇİ YAKLAŞIM KABUL EDİLEMEZ'
* DAİŞ konusunda neler konuştunuz?
Terörle mücadele elbette önemli bir konu. Aramızda siyasal ilişkiler, askeri konulardaki ilişkiler, güvenlik noktasındaki ilişkiler, terörle mücadele konusundaki ilişkiler, insani konulardaki ilişkiler diyerek beş ana başlıkta bir iş birliğine gidilmesini istedik. DAİŞ konusundaki hassasiyet tabii ki devam ediyor. Bu örgütün bir kenara bırakılması mümkün değil.
* Ortadoğu'ya ilişkin Suudi Arabistan'ın tavrı çok önemli. Ortak bir ilişki geliştirilebileceği ifade ediliyor, ne düşünüyorsunuz?
Biz dünyada barışa dayalı bir yaşam arzu ederken, savaşlara dayalı bir dünya tesis etmek ve bunun zeminini hazırlamak kabul edilemez. Irak, Suriye ve Yemen'deki gelişmeleri görebiliyoruz. Bunlardan Suudiler gibi bizler de rahatsızız. Mezhepçiliğe doğru kayan anlayışların yaygınlaşmasını kabul etmek mümkün değil.
* Suriye'de Esad'ın Halep'e saldırıları bitmiyor.
Halep ile ilgili sorun bitmedi, hala devam ediyor. Özgür Suriye Ordusu ve ılımlı muhalifler mücadelelerini sürdürüyor ve ciddi bir desteğe ihtiyaç duyuyorlar.