Pazartesi günü akşama doğru televizyonda bir "Siyasi parti genel başkanı" konuşuyordu.
Sıcağı sıcağına... Sandıklar açıldıktan 24 saat sonra.
Unutmadan... TV'de konuşan "Meclis'e giren dört partiden birinin başkanı değildi."
"Diğer partilerden" birinin başkanıydı.
Partisi 1 Kasım'da "Nal toplamıştı."
Bırakın yüzde 1'i... Yüzde birin "KDV'si kadar bile" oy alamamıştı.
Parti lideri (!) TV'de şöyle dedi... Aynen:
- Seçmenin iradesine saygı duymuyorum... Mecbur muyum saygı duymaya?
"Seçmenin çok da umurundaydı sizin saygı duyup duymamanız" dedik, başka kanala geçtik.
Ve şunu düşündük:
Seçmene, sandıktan çıkan sonuca saygısı olmayanın siyasette ne işi var?
1 Kasım'da boyunun ölçüsünü alan, 2 Kasım'da ne demeye TV'ye çıkar?
Bir şey daha düşündük:
"Bu kafada olan" sadece o parti başkanı değil ki... "Böyleleri" o kadar çok ki.