Sene 1995'ti. Mayıs'ın 25'iydi. Türkiye, bir silah sesiyle sarsıldı.
Yargıtay'ın önünde bir "Yüksek Yargıç" vurulmuştu.
***
Ordudan
"şizofren olması nedeniyle" malulen emekli edilen bir binbaşı
"sansasyon yaratmak amacıyla" silahını çekmiş.
Yargıtay'a girmek üzere olan Mustafa Aydın'a iki el ateş etmiş.
"Adamın" hiçbir yargı mercii ile, hiçbir sorunu yok.
Dedik ya
"maksat, olay olsun."
***
Hâkim Bey
"aylarca hastane hastane dolaştı."
Mustafa Aydın'la
"emekliliğin başlangıcında" o olayı hatırlayıp konuştuk.
Dedi ki:
Hiç unutmam, silah sesini duyan kaçtı... Güvenlikçiler dahil.
Yerde yatıyordum... Ufak tefek bir genç kız geldi... Kravatımı çözdü... Bacağımı, kravatla bağladı.
O genç kız olmasaydı belki kan kaybından ölmüştüm... Ne yiğit kızmış öyle.