Geçen hafta tatildeyken aldığım bir haber canımı sıktı. Billboard Türkiye ağustos sayısıyla beraber yayın hayatına veda ediyordu. 'Kapanma' hissinin nasıl bir şey olduğunu iyi bilirim. Çünkü bundan yaklaşık iki yıl önce çok severek yazı yazdığım Rolling Stone dergisi kapanmıştı. Kapanma hissinin nasıl bir şey olduğunu iyi bilirim. Çünkü bundan bir yıl önce eski sayılarını atmaya hâlâ kıyamadığım, koklaya koklaya okuduğum Roll bize veda etti. Kapanma hissinin nasıl bir şey olduğunu iyi bilirim. Çünkü iki yıl önce Dream TV Genel Yayın Yönetmeni Şafak Ongan, Dream derginin kapandığını üzgün bir ses tonuyla haber vermişti. İster çalışanı ister okuyucusu olun, ilişki kurduğunuz bir derginin kapanması sizi üzüyor, öfkelendiriyor, isyan ettiriyor. Billboard'un kapanmasının ardından dergi ekibinden Sebla Koçan'ın blog'unda (kafayapiyorum.blogspot.com) kaleme aldığı veda yazısında bir cümle dikkatimi çekti: "Telaffuz etmesi çok acı verici ama her satırına emek verdiğiniz şey bir müzik dergisiyse, bunun ülkemiz sınırları içindeki alıcısının çok az olduğunu söylemek lazım. Bir elin parmakları kadarız. Bir elin parmakları da, eğer arkanızda banknotları cebinden taşan biri durmuyorsa, ne yazık ki yaşamak için yeterli çoğunluğu oluşturmuyor." Yıllardır aramızda konuştuğumuz bir meseleyi bir başka meslektaşımdan duyunca hem düşüncemin doğru olduğuna inancım biraz daha arttı, hem de bu cümleyi okumak beni fazlasıyla mutsuz etti.
MÜZİK YAZILARININ ÖNEMİ
Türkiye'de müzik basınının giderek küçülmesi (yok olan sadece dergiler değil, aynı zamanda müzik programları. Bkz. Frekans) bana iki şeyi düşündürüyor: 1- Bu ülkede müzik basınının oluşmasını sağlayan şey alternatif kültürdür. Çünkü popüler müzik maalesef sadece ve sadece o 'sanatçının' aşkları, milyarlık kostümleri, diğer bir 'sanatçıyla' atışmaları üzerinden (üstelik sadece magazin eklerinde) ilgililere ulaşır. Siz hiçbir popçunun albümünün ciddi şekilde incelenip eleştirildiğine, konserinin (kaç bin kişi geldiği, ön sırada oturanlara ne laf attığı, kaç kıyafet değiştirdiği 'bilgileri' dışında) nasıl geçtiğine, önceki albümleri ile bu albümü arasında nasıl bir tarz farkı olduğuna dair doyurucu bilgiler içeren yazılar okuyor musunuz? Bunu yapan değerli müzik yazarları var evet ama o kadar az ki. Bir kere yapılan müzik genellikle eleştirilmeye değer bulunmadığı için yer almıyor müzik yazılarında.
BU KADARIZ İŞTE
İkincisi sanırım pop dinleyicilerinin çoğunda böyle bir bilgi açlığı yok ya da işin magazin kısmı daha iştah açıcı. Üçüncüsü alternatif müzik dergilerini takip eden okuyucuda öyle bir muhafazakârlık var ki, siz bir pop şarkıcısını derginize konu yapmaya kalkın (Rolling Stone'da defalarca başımıza geldi) dergi piyasaya çıktığı anda posta kutunuza onlarca e-mail yağar: "Bunu nasıl yaparsınız? Bir daha derginizi almayacağım." Siz alternatif isimleri kapağınıza, sayfalarınıza taşıdıkça okur mutlu olur ama bir süre sonra bir bakarsınız, tıpkı Koçan'ın söylediği gibi, "Bir elin parmakları kadarız." O elin parmakları dergilerin her sayısını da almaz ya da alamaz. İlanlar azalır, sıkıntılar başlar. Sonra dergiler patır patır kapanır. Arkadaşlarıma bunu söylediğim zaman şaşırırlardı. "Nasıl yani? Bu kadar insan konserlere gidiyor, müzik dinliyor, okuyucu sayınız bu kadar mı?" Hiç kullanmadığım bir üslupla cevap vermek istiyorum: "Evet abicim, aynen bu kadar." Billboard'un kapanmasının ardından düşündüğüm ikinci şey de şu oldu. Türkiye'de alternatif müzik yapan kişilerin, grupların işi giderek zorlaşıyor. 2004 yılından itibaren (Mor ve Ötesi'nin Dünya Yalan Söylüyor'unun yolu açmasıyla birlikte) rock müzik ve ardından da rap hızlı bir çıkış yaşamıştı. Bu gruplara ilgi arttı, konserler ve festivaller dolup taşmaya başladı, müzikte yeni bir kulvar açıldı. Umarım yanılırım ama şimdi inişe geçildiğini düşünüyorum. Evet hâlâ bu müziklere ilgi var ama dergilerin birbiri ardına kapanması, konser sayısının ciddi şekilde azalması, müzisyen arkadaşlarımın anlattıkları (Bodrum'da Malt'tan Cenk Turanlı ve Kaçak'tan Övünç Dan'la bu konu üzerine sohbet ettik ve duyduklarım hiç de iyiye alamet değildi) moralimi bozuyor.
MÜZİK BLOGLARI ARTMALI
Belki dinleyici sayısında değişiklik olmuyor ama bu sektöre yatırım yapan insanlar artık bunun bir beş sene önceki kadar kârlı olmadığını düşünüyor. Sonra domino taşı gibi her şey birbirini etkiliyor. Eski ve yeni grupların kendilerini ifade etme kanalları giderek tıkanıyor. Billboard Türkiye ekibine "Geçmiş olsun," deyip, geride kalan dergilerin sağlam durmasını ve müzik blog'larının artmasını diliyorum. Yoksa yakında müzik kültürü namına hiçbir şey kalmayacak ve yazılı basında sadece, "Bu albümde her zevke hitap ediyoruz," incileriyle dolu söyleşiler okumak zorunda kalacağız.