15 Temmuz darbesini ABD ve NATO birlikte hazırladı.
Bunun lamı cimi yok.
Perde kalkınca durum daha da netleşiyor.
Darbeyi ABD'nin yaptığını yazdım.
Obama'nın darbeye nasıl hazırlandığını ise gün gün anlattım.
İncirlik'teki sivillerini geri çağırarak darbe hazırlığına başladılar.
Sonra Adana Konsolosluğu'nun önüne 5 metre yüksekliğinde bir beton duvar çektiler.
Ardından kendi vatandaşlarına yönelik sık sık terör uyarısı yaptılar…
ABD'nin sosyal, ekonomik ve siyasal saldırılarını saymadık daha.
Erdoğan'a boyun eğdiremeyen ABD, darbe hazırlığına CHP'nin başına Kemal Kılıçdaroğlu'nu getirerek başladı.
Sonra TSK içindeki FETÖ'cü subayları ayaklandırdı.
General Joseph Votel'in darbenin püskürtülmesi üzerine söyledikleri ilginçti:
'Pentagon müttefiklerini kaybetti.'

***

Adil Öksüz, darbe girişiminden 6 gün sonra ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğundan aranmış.
Neden?
Kimdi arayan?
Öksüz darbenin bir numarasıydı.
Demek ki yakalanmasını istemediler.
Yakalansaydı konuşacaktı çünkü…
Güya vizesinin iptal edildiğini bildirmişler.
Biz de yedik tabii.
Büyükelçi John Bass her zamanki gibi.
'Yaptım oldu' havasında…
Bass ve Adana Konsolosu Linda, Obama'nın darbe için Türkiye'ye gönderdiği elemanlardır…
Ve hâlâ buradalar.
Çoktan defolup gitmeleri lazım.
Kılıçdaroğlu'na 'Yenikapı ruhunu terk et' talimatı veren de bu keçi sakaldı…
Eskiye böyle döndü Kılıçdaroğlu.
Bana da ne yazacağımı öğretmeye kalkmıştı Bass Efendi…
Yedik mi?
Yemedik.
Doğru bildiğimiz yoldan dönmeyiz biz.

***

Darbe sonrası Faruk Bayındır'a ait TARKİM'e daha dokunulmamıştı…
Ayrıcalıklı hangarı vardı TARKİM'in…
Kimsenin karışamadığı…
Giriş kapısı özeldi TARKİM'in.
Ekrem Dumanlı, Bülent Keneş, Adem Yavuz Arslan, Önder Aytaç ve Emre Uslu gibi FETÖ'nün önemli isimleri hep bu kapıdan kaçırıldı…
Fellik fellik aranan o iblis de.
Er-Ah Uçuş Okulu'nun (TARKİM) Atatürk Havalimanı'ndaki hangarları gümrük ve polis denetimine hiç tabi tutulmadı ki...
Çok özel bir jet vardı orada.
Bir depo yakıtla ABD'ye gidebilen.
Adil Öksüz haini böyle bir imkanı kaçırır mı hiç?
Yani adamı ABD Başkonsolosluğu'ndan boşuna aramadılar.
Alana bile yeşil plakalı araba ile yollandı.
Yeni iddianameler kabul edildikçe ortaya başka gerçeklerin de çıkacağından eminim.
CHP'li Bülent Tezcan, "AKP darbenin siyasi ayağını kapatmasın" diyor.
Erken konuşuyor…
O siyasi ayak çok önemli.
Belki oradan kendi patronu da çıkar.

***

Referanduma da sayılı günler kaldı.
Provokasyon ekipleri ortada cirit atıyor…
Kendini AK Partili gibi gösteren FETÖ'cü ablalar esnaf esnaf dolaşıp para topluyormuş.
Yeni anayasa ile ilgili sorulara da halkın tepkisini çekmek için 'Ne yapacaksın anayasayı, evet ver gitsin' diyorlarmış.
Kendini polis olarak tanıtan kimi mendeburlar ise 'hayır' bildirisi dağıtanları, 'Hayır değil, evet bildirisi dağıtabilirsin' diyerek azarlıyormuş.
Ankara Valiliği, kendine polis süsü verip sokaklarda dolaşanların polis değil, Mimarlar Odası mensupları olduğunu tespit etti.
Hem piyasada sadece mimarlar yok ki, Tabipler Birliği'nin militanları da var.
AK Parti, para isteyenlerin il başkanlıklarına veya polise bildirilmesini istiyor.
Hayır çetesi zaman daraldıkça gözünü daha da karartacaktır.
16 Nisan'a kadar bu hainlere karşı tetikte olmak lazım…