Dünya genelinde ve özelde Ortadoğu'da örgütler üzerinden 'terörle savaş' adı altında yürütülen kaos stratejisi yerine artık bölge ülkeleriyle, etnik ve mezhebi grupların dahil olacağı yeni bir savaş doktrini hayata geçiriliyor. DEAŞ sonrası bu doktrinin ilk adımı ise Erbil'in "bağımsız Kürdistan referandumu" kararı ile Suriye'nin kuzeyinde YPG denetimindeki "terör koridoru" projesidir.
Yeni konseptin başarısı, ilk önce cepheye kurşun asker olarak sürülecek yerel güçlere ve terör örgütlerine uluslararası meşruiyet sağlamaktan geçiyor. Çünkü emperyal güçlerin, İran ve Türkiye'nin Irak sınırında İsrail nüfuzundaki bir 'Kürt devleti' ile Suriye'de bir 'YPG ülkesi' inşa etmenin Ortadoğu'da nasıl bir kıyamete yol açacağını en ince ayrıntısına kadar hesap ettiklerinden hiç kuşkumuz yok.
Arap, Kürt, Türk ve Farisiler arasındaki çatışmalarla bölge adeta ateş topuna dönecek. Türkiye'nin Erbilyönetimine yönelik uyarıları işte bu sinsi projedeki 'pis kokuları' görmesinden kaynaklanıyor.
***
Bu planın merkezinde
Kürtler adına hareket ettiğini söyleyenlerin kullanılması trajik bir tabloya da işaret ediyor.
Yoksa
Hıristiyan Batı ile şu anda
Kudüs'ü işgal altında tutan
İsrail'in Kudüs'ü fetheden Selahaddin'in torunlarını düşündüğünü mü sanıyorsunuz?
Şunu asla unutmayalım!
Haçlı zihniyeti
İstanbul'u alan Fatih'in torunlarından nasıl nefret ediyorsa
Kudüs Fatihi Selahaddin'in torunlarından da aynı şiddette nefret eder. Bütün hedefleri
de
Selçuklulardan bu yana yıkamadıkları
Türk-Kürt ittifakını çökertmektir.
Bu tarihsel gerçeklikten bakınca,
İsrail ve Batı dünyasının 'Kürtleri destekliyoruz!' ikiyüzlülüğü net olarak görülür. Bakmayın siz ABD ve AB'nin Erbil'e '
referandumu ertele' baskısı yapıp Türkiye'nin yanında görünmelerine.
Çünkü
Fatih'in ve Selahaddin'in torunlarını karşı karşıya getirmeyi hedefleyen
bu
şeytani projenin zamanla nasıl
bir
kaosa ve kanlı çatışmaya dönüşeceğini
çok iyi biliyorlar.
***
Türkiye'nin '
kazan- kazan siyaseti' yerine ABD ve
İsrail'in '
kazanan hepsini alır' anlayışına tav olan Erbil, bölgeyi büyük bir felakete sürüklüyor.
Zaten İslam dünyasının en büyük trajedisi
coğrafyasının hegemon özellikte olmasına rağmen aktörlerinin sıradanlığıdır.
Ancak Türkiye, şükürler olsun sıradan aktörlerin bölgeyi felakete sürükleyecek hatalarına izin vermeyen bir güçte. Emin olun
Mossad, Pentagon ve CIA'nın analizleriyle hazırlanan ve hiçbir tarihsel derinliği bulunmayan bu proje de ters tepecektir.
Müslüman Türk ve Kürt aklı Kurtuluş Savaşı,
15 Temmuz işgal girişimi ve 16 Nisan referandumunda olduğu gibi bu emperyal tuzağı da tuzla buz edecektir.
Gezi'yi, FETÖ darbesi,
PKK saldırıları ve
Rusya ile jet krizini nasıl aştıysa Türkiye bu
referandum krizini de öyle aşacaktır.
***
Emperyal odaklara rağmen Müslüman Türk ve Kürtler, ortak cephede olmayı sürdürecektir.
PKK'nın hendek savaşına Kürt halkının yüz vermemesini hâlâ anlamayanlar geleceği yine yanlış kurguluyor.
Sınırlarımızı cephaneliğe çevirenlere karşı en büyük silahımız '
Yenikapı ruhu'dur. 15 Temmuz gecesi minarelerden yükselen salalardır. Çünkü
Selçuklulardan bu yana Türkler ve Kürtler asla emperyal oyunlara gelmedi. Bundan sonra da gelmezler.