Amerikan iş dünyasının literatüründe "Cam Tavan" diye bir kavram var. Büyük şirketlerde çalışanlar için yönetim katına geçmek kolay gibi görünür. Onlar sanırlar ki başarılı olmak yükselmek için yeterlidir. Ama yükselmek için eyleme geçtiğiniz zaman, başınız bir cam tavana çarpar. Anlarsınız ki yukarı kattakiler "Politokratik" bir oligarşinin üyeleridir.
Cam tavan yerine duvar
Kendilerini "Küçük Amerika" olarak gören ve Amerika'ya özenen toplumlarda ise, cam tavan yerine doğrudan "Duvar"lar vardır. Onun da adı "Demokrasi" olan bu kendine özgü sistemde bir oligarşi o duvarın arkasında ülkeyi, kaynaklarını ve toplumu idare eder. Bol bol "Halkın egemenliği" konulu nutuklar atılır, "Demokrasi"yi kutsayan açıklamalar yapılır.
Ziyan edilen yıllar
Türkiye'de çok partili demokrasi ile bizdeki bu duvarda yaralar açıldı. Ama sözünü ettiğimiz oligarşi eski alışkanlıklarından vazgeçmedi. "Hukukun üstünlüğü" yerine "Üstünlerin hukuku" geçerli oldu. "Duvar"ın arkasına ancak oligarşinin onayladığı kişiler geçebildi. Seçimle duvarı geçenler, askeri darbelerle yeniden duvarın önüne atıldılar. "Kürt realitesi"ni de "Din gerçeği"ni de görmezden geldik ve "Bölücülük tehdidi" ile "Şeriat tehlikesi" arasında, yıllarımızı ziyan etmedik mi?
Vesayetsiz demokrasi
Şimdi bu duvarın toptan yıkılmasını amaçlayan "Vesayetsiz demokrasi" süreci içindeyiz. Ama bazıları hala bu olayın çapının farkında değil. Bu "Bazıları" açık ve seçik biçimde PKK terörünü, AK Parti iktidarının icraatına yeğ tutmuyor mu? Çağdaş demokratik dünyada seçim kazandığı için suçlanan ve aşağılanan başka bir iktidar var mıdır? Bu bazıları için Brecht'in faşizme dönük "Bu halk bu demokrasiye layık değil. Bu halkı feshedelim" iğnesi, bugünün Türkiye'sinde bazıları için "Siyasi çözüm" formülü olarak kabul edilmiyor mu?
CHP de yenilenmelidir
Bu sorunu aşmamız için, yeni bir anayasa yapmak yanında, ana muhalefet partisi CHP'nin de yeniden yapılandırılması gerekiyor. Çünkü CHP muhalefet olmak ihtimaline göre yapılandırılmamış. Bu partinin sözcüleri parti yönetiminde bulunmalarını, ülkede iktidar olmaları ile karıştırıyorlar. Bu nedenle sürekli 1930'lardaki tek parti iktidarının söylemlerini bugüne taşıyorlar.
Kronik muhalefet
Bu tablo CHP'yi "Kronik muhalefet" olmaya mahkûm etmekle kalmıyor... Türk demokrasisinin "Ana muhalefet"i toplumda hiç etkisi olmayan bir "Rejim muhafızı" konumuna itiliyor. Ve "Bazıları" dediğimiz kesimin bir anlamda sığınağı oluyor CHP... Bu tabloda iktidar da alternatifsiz olduğunu gördükçe, rahatça hatalar yapabiliyor...