Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Türk burjuva sınıfının ağırlık kazanmasını kutlamalıyız

Rahmetli Celal Bayar'la yaptığım söyleşilerden birinde ona "Ekonomide hangi ekole veya hangi ideolojiye yakın hissediyorsunuz kendinizi" diye sormuştum.
Bayar bu soruma "Ben List'e inanırım" diyerek cevap vermişti.
Bu cevap, Cumhuriyet'in ilk dönemlerine egemen olan ekonomi-politiğin bilinçli şekilde bir modele dayandırıldığını kanıtlamaktaydı.
Alman ekonomisti Georg Friedrich List'in (1789 - 1846) bugüne özetle aktarılabilecek modeline "Ulusalcı ekonomi" adını verebiliriz.
Bu modelde gümrük duvarları ile iç pazar korunur, devlet eliyle sermaye sınıfı yaratılır, demiryolları ile ülke birleştirilir, uluslararası serbest ticarete olumsuz bakılır...
Tarım, sanayi ve ticaret devlet gözetiminde dengeli bir beraberlik oluşturmalıdır bu modelde.

Militarist ağırlıklı

Alman prenslikleri birleşme yolunda ilerlerken bu süreçte ekonomi ile siyasetin birleşik amacı Junkers militarizminin ağırlıklı olduğu bir "Ulusal devlet" yaratmak olmuştur. Kral Friedrich'ten Bismarck'a dayanan sürecin ekonomi-politiği, List'in düşüncelerini de içerir.
Devlet eliyle sermaye sınıfı yaratmak ve merkezden yönlendirilen ideolojik ve disiplinli bir ulusal yapı kurmak, gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin de ilk dönem amacı olmamış mıdır?
Ama zamanla araçlar amaçlarla yer değiştirebiliyor.
Dünkü Taraf'ta Murat Belge bugün varılan noktayı "Devlet ve Değişim" başlığı altında şu şekilde irdeliyordu: "- Türkiye Cumhuriyeti olmayan (Homojen) bir ulusun henüz olmayan burjuvazisini oldurmak üzere, o oluncaya kadar ona 'vekaleten' işleri çekip çevirmeye hazır olan bürokrasinin eline verilmiş bir araçtır.

Bürokrasinin hoşnutsuzluğu

- Araç işlemeye başlayınca o burjuvazi de oluşmaya başladı. Gelgelelim duruma alışmış, durumun keyfini sürmekten hoşnut olan bürokrasi, bu aleti oluşan bürokrasiye devretmek konusunda aceleci, hatta istekli değildi.
- Devletin kanatları altında yetişen tekelci kapitalizmin tekelci burjuvazisine gelince, o da 'yahu, bu devlet benim için yapılmadı mı' demekte o kadar hevesli olmadı. Bu durum da 'amaç aracı meşrulaştırmaz, araç amacı değiştirir' diyenleri haklı çıkardı.
- Ama bu arada Türkiye'de kapitalizm hem yaygınlaştı, hem de derinlemesine kök saldı. Gelişen burjuvazi var olan devlet aygıtının ne kadar arkaik ve anakronik olduğunu anladı. Şimdi bu yapı değişiyor."

Değişimin çapı

Bir dönemde demokrasinin gelişmesini "Şeriat geliyor" diyerek ürküntü ile karşılayanların, siyasete ve "Değişim"e daha derinine yaklaşmaları gerekiyor.
Alman Birliği'nin Junkers militarizminden ve List modeli topyekûn ulusalcılıktan Avrupa Birliği'nin liberal demokrat çizgisine gelmesi için iki Dünya Savaşı yenilgisi gerekti.
Türkiye Cumhuriyeti ise, hiç yenilgi yaşamadan sadece birkaç askeri darbeyi atlatarak bu aşamayı yapabiliyor.
Ağırlığını yönetime koyan yeni burjuvazimize "Hoş geldin" demeliyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA