HRANT Dink'i vuran silahın tetiğindeki parmak eğer Türkiye'deki istikrar ve güven ortamını hedef aldıysa, bu hedefi vurmuştur. Gazeteci Dink, bir Türk Ermenisi olmaktan da öteye, Türkiye'deki tüm insanların, demokrasiyi ve özgür düzeni korumak için ortak cephede mücadele edebileceklerini kanıtlayan bir meslektaşımız ve yurttaşımızdı. Silahın tetiğindeki parmak Türkiye'nin AB üyelik hedefine mi, yoksa şu anda ABD'de gündeme getirilen Ermeni Tasarısı'nı hızlandırmak amacına mı öncelikle nişan almıştı acaba?
Hrant Dink'in yaşamı boyunca verdiği mücadeleyi şimdi yeniden hatırlamak durumundayız. Yargı önüne götürülmesi, tartışmalı 301'inci maddenin ona karşı uygulanması, yargılanması sırasında hedef olduğu tehditler ve ona karşı sadece Türkiye'deki belirli çevrelerin değil Ermeni diasporasının fanatiklerinin de gösterdiği anlayışsızlık, hâlâ hatırlarda.
Bu meslektaşımızı öldüren suikast, Türkiye'de fanatikliğin tırmandırıldığı bir dönemde, başta siyaset ve devlet kadroları tarafından bir alarm zili olarak algılanmalıdır. Hedefte sade Hrant Dink değil, Türkiye'nin istikrarı da vardı.
