Kimliklerine bakarsanız, "buralı"lar.
Kişiliklerine bakarsanız, "vatansız"lar.
Dededen, babadan beri böyle yaşıyorlardı.
Ülkenin zihni (medyası, kültürü, vd.) kolonyal çiftlikti. Bunlar da o çiftliğin kâhyasıydı...
Dünyanın egemenleri darbeden darbeye gelip çiftliği kolaçan ediyor, hasılatı topluyor, sonra kâhyanın sırtını sıvazlayıp ülkesine dönüyordu.
***
İşler değişip düzen bozulduğundan beri bu tayfanın misyonu ve stratejisi de değişti.
Artık şöyle bir mantıkla ilerliyorlar...
Mademki, onlarca yıl sessiz çoğunluk olarak kalan
halk siyaseten iktidarda tecessüm etti...
Mademki, bu siyasi gövdeyi bir çırpıda geri itmek imkânsız...
O halde
gövdeyi değil, ruhu sarsmak gerek...
Toplumsal beraberlik için gereken
ruhsal dengeyi bozmak, halkı kendinden şüpheye
düşürmek gerek...
Hedefleri bu!
***
Malum medyanın iki yıldır sistemli yayın yaptığı ama son günlerde ateşi harlandırılan "
ensest" konusu da bu planın bir parçası.
Elbette, ensest çok ciddi bir yara...
Ancak "
bizim toplumun yüzde kırkı ensest yaşıyor" diyenlerin yaptığı iş başka!
Bunu doğrulamak için akraba evliliklerinin tamamını ensest sayan okumuş yazmış herifler de bilerek çarpıtıyorlar.
Dikkat eden, fark edecektir...
Bizim "
yerli ecnebiler"imiz yıllarca halkı aşağıladı; göbeğini kaşıyan adam, bidon kafa, çomar...
Etmedikleri hakaret kalmadı.
Baktılar, olmuyor; şimdi toplumun moralini bozma aşamasına geçtiler.
Uyanık olmalı ve
masaya getirilen her tartışmaya (atlet, ensest, vd) atlayıp anaforun
büyümesine izin vermemeliyiz.