Kar sadece dışarıda mı? Hayır!
Sosyal medya da bembeyaz...
Karla birlikte kar fotoğrafları da yağıyor hayatımıza.
Instagram'a bakıyorum.
Kara ve üzerimizdeki etkisine dair birbirinden güzel sözler not ediliyor.
Herkes iyilik, merhamet ve neşeyle dolu sanki.
İbrahim Tenekeci'yi hatırlıyorum; bir vakitte "kar temiz kalp gibi, her yeri bembeyaz yapıyor" diye yazmıştı.
Ama biliyorum ki, o cıvıltılı ruh hali bugün yara alacak.
Kaçışı yok!
Kar hafta içinde yağışını sürdürdükçe "beyaz rüya" yerini sıkıntılara, sızlanmalara bırakacak.
Bütün varlığımızla mahkûmu olduğumuz "iş ve şehir hayatı" gerçeği bir tokat gibi yüzümüze çarpacak.
Güçlü kar yağışlarının metropolde yaşayanlar için ibretle dolu olduğunu söyleyip durmam boşuna değil.
Mesele yolları tuzlayıp tuzlamadığımız meselesinden çok daha büyük, çok daha derin.
Modern insanın ayakta kalması "uyum" üzerine değil, tabiatla mücadele, çekişme, itişme ve bastırma üzerine kurulu.
Hatta nasıl ölüm yokmuş gibi yaşamaya çalışıyorsak, düzenimizi de tabiat yokmuş gibi kuruyoruz.
Bir afet hepimizi sarsıncaya kadar tabiat bizim için ekrandaki belgesellerden ve seyahat manzaralarından ibaret kalıyor.
İşte tam da bu yüzden...
O beyaz örtüyü çok sevip saygı duymalıyız.
Çünkü teknoloji, gelişme, uygarlık gibi burnu büyük olgulara bu kadar sakin, bu kadar tatlı tatlı haddini bildiren başka tabiat olayı yok!