Baktım ki, ne göreyim...
Y Kuşağı'ndan pek beyaz ve pek küstah çocuklarımız dün erken kalkıp yüzlerini bile yıkamadan sosyal medyaya not düşmüşler...
"Amerikanın da çomarları var, sonunda kendilerine bir başkan seçtiler." Bu çocuklar kolpa kimliklerinin ve kolpa demokratlıklarının günahını kimin sırtına yükleyeceklerini bilemiyorlar.
Halkların tercihlerini aşağıladıkça kendilerinin yüceleceğini sanıyorlar.
Kızsan, değmez!
Hallerine, sersemliklerine ve onları yaratan beş para etmez aile ve okul müfredatına yanmak daha doğru olur!
***
Dönelim, Trump'ın seçim zaferine...
Önce şunu vurgulayayım...
"
ABD, başa kim gelirse gelsin aynı ABD'dir" diyenler derin devlet
perspektifi ve jeopolitik çıkarlar açısından
haklıdır.
Ancak başka bir gerçek daha var:
Ciddi bir
sosyal/siyasal dönüşümün ilk adımlarını yaşıyoruz.
Geçen ilkbahardaki bir yazımda bu noktaya değinmiş ve başlığı şöyle atmıştım:
"Trump'ın başarısı...
Günaydın!" O yazımda şu çatışmanın altını çizmiştim:
Bir yanda "
yalandan demokrasi" oyununu sürdürmek isteyen yerleşik düzen ve arkasındaki finans oligarşisi, öte yanda ise artık kitleleri seçkinlerin yerleşik düzenine karşı mobilize edebilen siyasi hareketlilikler...
Nitekim Trump da dün "bu sadece bir kampanya değil, bir hareket; daha yeni başlıyoruz" dedi.
Trump'ın ırkçı, ulusalcı, İslamofobik söylemi aşikâr.
Fakat
dip dalgayı gözden kaçırmamalı!
O dalga çok yönlü, çok yüzlü.
Unutmamalı ki, oligarşiye ciddi biçimde karşı
Bernie Sanders, demokratların Başkan adayı olma şansını kıl payı farkla Clinton'a kaybetmişti.
***
Herkesin aklındaki soru malum:
Ocak ayında Trump'ın Başkanlığı fiilen başladığında neler olacak; değişim hemen başlayacak mı?
Malum, geleceğe yönelik siyasi iddiaların fena halde çuvalladığı bir dönemi yaşıyoruz.
Neden? Çünkü
yerleşik düzen sarsılıyor.
Sürecin henüz başındayız.
Eğer
küresel sermayenin el ve yer değiştirme süreci hızlanırsa,
işler çok kızışıp karışacak demektir.
Şimdilik ABD'de kurumlar arası çatışmanın hızlanacağını; FBI, Pentagon, CIA çekişmesinin ilginç sonuçlara yol açacağını söyleyebiliriz.
Gerisini yaşayıp göreceğiz.