Dünya öyle bir hale geldi ki... Kim bilir daha kaç yazıya "insanı zorla paranoyak yapar bunlar" diye başlayacağım.
Olay şu...
Sanki bir biyo-kimyasal mühendislik ürünü bir nesille karşı karşıyayız.
Muazzam canı sıkılan bir nesil.
Her toplumdan, her kültürden, her kesimden...
Can sıkıntısını ne yapacağını bilemeyen, okula mecburen gidip hasbelkader disipline giren bir nesil...
Doğru düzgün hiçbir şeye odaklanamayan, işlerini birkaç parlak laf ve sevimli tavırla halletmeye çalışan; bunu beceremezse depresyonlara girip bir türlü çıkamayan bir nesil...
Bir taraftan baktığında "her şeye rağmen zeki bir nesil" diyorsun, bir başka taraftan bakıp da dünyalarını daracık ilgilerle nasıl körelttiklerini anlayınca bu fikrinden de şüpheye düşüyorsun.
Malum, bu nesilin eline dijital oyunlar tutuşturuldu ya...
Bir daha iflah olacak gibi görünmüyorlar.
Gerçekten zeki olsalar ne yazar!
Şu Pokemon Go çılgınlığına bakın, anlayın. Bir sürü genç insan koyun gibi oradan oraya koşturuluyor ama onlara sorsan, asıl koyunlar işindeki gücündeki halktır!
***
Her gün çevresindekilere
uluslararası tarım ve enerji şirketlerinin ne tür karanlık işler çevirdiklerini anlatan...
CIA, NSA gibi istihbarat örgütlerinden konu açılınca hemen ayaküstü
internet ve Hollywood malumatıyla karşısındakine "
seminer" geçen bir genç tanıyorum.
Geçen gün, "
Pokemon Go oyunu bence tekin değil" diyecek
oldum...
Lafımı ağzıma tıkıp "
oyunu oluşturan şirket Niantic çok güvenilirdir" demez mi! Neden? Çünkü yıllardır oyunlarını ve çalışmalarını takip edermiş! Onlar da seni takip ediyor olmasın sakın, diyemedim.
***
Hepsini geçtim, bu durmadan parmaklar tuşta oyun oynama hali nedir?
Koca koca adamlar da muhabbete çağırıyor,
sonra sana çaktırmadan
cep tellerinden
çocukça oyunlar oynuyorlar.
Zihinleri başka türlü rahatlamıyormuş.
Ne hale getirilmiş zihinler, nasıl bir beyin kimyası, düşünün!
Bu meseleye yeterince eğilmiyoruz oysa çok ciddi mesele.
Dijital gelişmelere mesafeyle bakanlara gıcığım, biliyorsunuz. Umarsız ve umutsuz bir direniş bu.
Fakat "
oyun manyaklığı"nı kabullenmem de imkânsız.
İnsanın bunlar karşısında birden emekli öğretmen havasına girip saat başı "
yahu oyunu bırakın, kitap okuyun, film seyredin, bir şeyler öğrenin" diyeceği geliyor.
Bakalım, daha neler göreceğiz.
Şehrimizin birçok parkı şimdiden
Pokemon avcılarıyla dolmuş.
Asıl kendilerinin avlandıklarının farkında olmayan bir sürü genç yani...