Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Yine uyursun!

İnstagram sayfasına Aylan bebeğin fotoğrafını koymuş...
"Günlerdir uyuyamıyorum" diye yazmış altına.
Devam etmiş; "dünya kötülerin dünyası oldu!"
Masmavi deniz görüntüleri, tatil yerlerinden parlak gülümseyişler, iş seminerlerinden enstantaneler, arkadaş buluşmaları ve aralara serpiştirilmiş "cahil halk" eleştirilerinin ardından gelen Aylan bebek fotoğrafı ve bu satırlar.
Kim mi?
Otuzlarının sonunda bir iş kadını.
İyi eğitimli.
Bilinen ölçülere göre, "iyi" yaşıyor.
Tamam, duyar kasmıyor. İçinden geçeni yazmış.
O fotoğraftan sonra hangimizin uykusu kaçmadı ki...
Tabii kimse birbirine sormadı: Uykumuz neden daha önce kaçmadı?
Nasıl oluyor da, uyuyabiliyoruz?
Binlerce mülteci bebek sulara gömüldü böyle.
Çarpıcı fotoğrafları çekilip önümüze serilmediği için mi uykumuzu kaçırmadılar?
Bizi hassaslaştıran şey mültecilerin çektiği acılar mı, çekilen fotoğraflar mı?

***
Bu anlattığım kişi tek bir örnek değil elbette.
Sosyal medyada ve hakiki hayatta böyle bir sürü insan var. O yüzden konu ediyorum.
Gelelim esas probleme...
Esas problem bir sonraki satırda...
Dünya kötülerin dünyası olmuşmuş...
Öyle birdenbire sanki.
Sanırsın, daha önce dünya cennet bir yerdi.
Malum, bu sosyal sınıfın böyle şaşkınlıkları var.
Eh! Babalarının el bebek gül bebek kızları; annelerinin pamuklar içinde yetiştirdiği burnundan kıl aldırmayan oğulları!..
Büyüyorlar, çoluk çocuğa karışıyorlar, akılları sıra dünyayı yakından takip ediyorlar ama hesaplı ve ezberci naiflikleri (!) asla bozulmuyor.
***

Bana sorarsanız...
Aylan bebeğin fotoğrafının çekilip yaygınlaştırılmasının "fayda"sından artık ciddi şüphe duyuyorum.
Elde olmadan oyuna geldik gibi..
Fotoğrafın yarattığı etki üzerinden bazı Avrupa ülkeleri merhamet vitrini oluşturdular, alkış toplama hesabı yapıyorlar.
Oysa mülteci teknelerine kucak açan tek ülke İtalya'ya geçen yıl para yardımını kesenler de, iki buçuk milyon Suriyeli'ye hiç duraksamadan sınırlarını açan Türkiye'den övgülerini esirgeyenler de onlardı.
Fatma Barbarosoğlu geçen gün "başkasının acısı seyredilir, paylaşılır hale gelince mi merhametiniz kabardı?" diye sorarken, yerden göğe haklıydı.
Haydi o ülkeler bir yana...
Ya içimizdeki ruhu sarışınlara ne demeli!
Esad'ın varil bombalarıyla ölen on binlerce çocuk umurlarında olmuyor, ayrı...
Ama kırmızı ışıkta arabalarının camını silmeye çalışan sokak çocuklarından nefret edip Aylan bebeğin fotoğrafıyla karşılaşınca dünyaya kahretmelerindeki tuhaflığı fark edecekler mi?
Ne gezer!
Zaten yakında unuturlar!
"İyi hayat" sarhoşluğu uykusuzluklarına son verir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA