Sami Selçuk hocamız nerelerden nerelere geldi... "Düştü" demek istemiyorum.
Bir zamanlar "liberal çevrelerin" gözbebeğiydi. Sonra "bürokratlığı" tuttu ve ufak ufak AKP aleyhinde konuşmaya başladı, merhum Erdoğan Teziç misali (o da hazırladığı anayasa taslağı beğenilmeyince ekşimişti.)
Yok, bizim gazetede yazarken İstanbul sermayesi ve de faiz lobisi aleyhinde atıp tutan, Fetö'nün proje gazetesine gidince de yüz seksen derece dönüp ısrarla "faiz lobisi diye bir şey yoktur" diye tutturan herifle mukayese edecek değilim tabii (o da 15 Temmuz'dan sonra yer yarılıp içine girenlerden...) Çünkü Sami Selçuk şerefli bir adamdır.
Shakespeare'in "Julius Caesar" oyununda Marcus Antonius'un dediği gibi "and Brutus is an honourable man!" 16 Nisan referandumunun "hukuka aykırı" olarak gerçekleştirildiğini söylüyor.
Yet Brutus is an honourable man.
Dayanak ve kanıt olarak da, CHP amigosu bir gazeteciye gönderdiği mektupta, CHP'nin bu konuda yayınladığı kitabı gösteriyor.
And sure, he is an honourable man.
Halkın anayasa değişikliğini kabul etmesinin "yüzdesini" mi beğenmemiş, bilmiyorum.
Yeni anayasada "erkler birliği" olduğunu ve bunun bizi diktaya götüreceğini söylüyor.
Ama bunu kabul eden halkın çoğunluğudur.
Halkın çoğunluğu 1961 yılında "tabii senatörlüğü", "kontenjan senatörlüğünü" kabul etmiş, 1982 yılında Kenan'ın "kitabına uydurulmuş bürokrat diktasını" kabul etmiş.
Şimdi Tayyip Erdoğan'a yetki verince kötü...
Sami Selçuk gibilerinin tutkusu olan "yüksek hukukçu vesayeti" sürsün, bu da hukuka uygun olsun.
Merak ediyorum, 2019 seçimini Kılıçdaroğlu kazansa ve başkanlık yetkilerini kullansa, Profesör Selçuk gene de bunun hukuka aykırı olduğunu ileri sürecek midir?
But Brutus is an honourable man.
Bürokrat damarı, şimdi Sayın Selçuk'u Salim Başol'u bile savunmaya götürmüş...
"Yassıada'da gereksiz sorular sorması eleştirilebilir, ama yargılamanın temel ilkelerinden birini dile getirmesi utanılası değil, tam tersine övülesi bir tutumdur" demiş.
O temel ilkenin ne olduğunu öğrenemedik.
Acaba bir "darbe mahkemesinin", hukuka aykırı bir "olağanüstü mahkemenin" yargıçlığını kabul etmesi mi, önüne getirilen Bebek Davası, Köpek Davası gibi utanmaz ve gülünç dosyaları elinin tersiyle itememiş olması mı?
Yoksa o meşhur "sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor" vecizesi mi?
Önüne kattığını idama mahkûm etmiş olması mı yoksa?
(Toplam 15 idam verdi, bunların üçü uygulandı. Programa ilaveten tam 31 adet de müebbet kesti.)
Bu adamı mı savunuyorsunuz Sami Bey?
Bakınız Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbecileri için özel mahkeme kurmadı mesela.
Bıçaklamadan önce bunu da düşünün.
(Başlık hakkında açıklama:
Latince "sen de mi Brutus" demektir. İsterseniz "tu quoque Brute" de diyebilirsiniz, aynı anlama gelir.)