Hani CHP'den kovulunca bir tabela partisi kurup batıran Emine Ülker Tarhan, "meğerse bu iş para işiymiş" demişti de gülmüştük...
Buncağızı bilemeyen kadın Türkiye'yi yönetmeye talipti!
Meral Akşener de partisini ekim ayında kuracakmış, ne ekip belli, ne kadro, ne program, ne felsefe, ne de kaynak.
Fakat Tayyip Erdoğan'ı devirmek için buna bile umut bağlayan "yetiksiz" gazeteciler var, şimdi de onlara bakıp gülüyoruz.
Gülmek isteyene tiyatro çok...
Türkiye'de tam 88 siyasi parti varmış!
Dördü meclise girebiliyor, seksen dördü nal topluyor.
"Parti kurdum, genel merkezde toplantı yapıyorum" ayağından kumar oynatıp mano toplayan genel başkan bile görmüştük...
Bir de Dolunay Partisi vardı, herhalde "vampirlerden, kurtadamlardan ve zombilerden" oy alacaktı...
Bak bak gül, beş dakika dinlen, gene gül.
Anayasa Mahkemesi partilerin gelirgider hesaplarını inceliyor, böylece hiç duymadığımız birtakım partiler çıktı ortaya...
Kadın Partisi, Hak ve Huzur Partisi, Doğuş ve Aydınlık Partisi, Milliyetçi Türkiye Partisi...
Kanun her partiye eşit bakıyor, AYM'nin de "bunlar küçüktür, üstünde durmayalım" deme şansı yok. Ak Parti'yi nasıl inceliyorsa, Kadın Partisi'ni de öyle inceleyecek. Hepsi tüzel kişi.
Kimisi demirbaş listesini göndermemiş, kimi başkan "cebinden yaptığı harcamayı" bağış olarak göstermemiş, kimisi genel merkez tutamamış da "evinden" idare ediyor, kimisi "arkadaşlarının desteğiyle" ayakta durabiliyor...
Birisinin kurulduğunda "yeri yurdu bile belli değilmiş"...
Birisi "partinin gelirini giderini toplasan bin lira, iki bin lira ya eder ya etmez" demiş.
Ama "biz farklı bir fikrin insanıyız" diye eklemeyi de ihmal etmemiş.
"Pişmemiş bu toplum bunları anlamaktan uzakmış", onun için partiyi geçici olarak kapatmışlar!
Bu işin çocuk oyuncağı olmadığını anlamaları için de Anayasa Mahkemesi'nin kapılarını çalması gerekmiş galiba...
Kimisi "gelirimiz, giderimiz, malvarlığımız yok" diyor ve "AYM niçin bizimle uğraşıyor" demeye getiriyor.
Madem yüzme bilmezdin, niçin çıktın ağaca?
Birisi de "partiye yönelik baskı kadına yönelik baskıdır" diyor. Bakış açısı aynıymış.
Partisini de "kapalı kapılar ardında kapatılması konuşulacak" kadar önemli buluyor. Kısa beyaz saçlı bir hanım.
Kılıçdaroğlu'nun çakma adalet yürüyüşüne katıldın mı hemşire?
Onu kaçırdıysan Çanakkale'deki çakma adalet kurultayına mutlaka katıl.
Kılıçdaroğlu sizin gibilerin "gayur" omuzlarında yükselecektir!
Ayakkabısını da iste, İstanbul sermayesine hibe edersin, seviyorlar.