Efendiiim, bir 23 Nisan'ı daha idrak ettik hayırlısıyla.
Malum teraneler tekrarlandı, Atatürk ile "Küçük Ülkü" falan. Sevinin çocuklar, övünün büyükler.
Bazı zevzekler gene "cumhuriyet çocukları" edebiyatına yaslandılar.
Gelenek oldu. Bunlar eskiden de "cumhuriyet öğretmeni" edebiyatı yaparlardı, hele "kız öğretmen" çok daha gözdeydi. Örnek olarak kendi rahibelerini öne sürerlerdi, Türkan Saylan, Muazzez İlmiye... Hatta Mina Urgan (öyle bir kadın vardı, ne çabuk unuttunuz?)
Fakat öküz gibi cahil oldukları için, iş Çalıkuşu Feride'ye gelince şiştiler.
Çünkü Çalıkuşu romanı 1922'de yayınlanmıştı, cumhuriyetle hiçbir ilgisi yoktu, Feride de Anadolu'ya cumhuriyet çocuklarını eğitmek için değil, "aşkta hüsrana uğradığı için" gitmişti!
Yüzlerine vurulunca döndüler çocuk edebiyatına.
Çocuklar cumhuriyet sayesinde adam olmuşlar, daha önce adam olamıyorlarmış.
Menderes, Demirel, Özal, Erbakan, Ecevit, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Gül, Erdoğan hep cumhuriyet sayesinde bu "mevkilere" gelmişler...
Cumhuriyetten önce çocuklar başbakan olamazlarmış. (Kılıçdaroğlu ile Bahçeli başbakan olamadılar ama zarar yok, listeyi geniş tutarsan arada kaynar giderler.)
Kimisi tornacının oğlu, kimisi tapu memurunun, kimisi banka memurunun... (Biri toprak ağasının, bir diğeri CHP mebusunun oğlu, hatta Sadrazam Tevfik Paşa'nın yeğeni, ama zarar yok, mugalata arasında onlar da kaynarlar.)
Hiçbir zevzek şu ana kadar sorumuza cevap verebilmiş değil.
O soru da şu: "Edirne'nin Kırcaali köyünde doğmuş, Selanik postanesinin telgraf memuru Talat nasıl oldu da bir imparatorluğa sadrazam olabildi?"
Bayındırlık Bakanlığı fen memurlarından Hacı Ahmet'in oğlu Enver hangi devletin ve hangi rejimin tartışmasız tek adamı ve diktatörüydü?
Cemal Paşa'nın babası da askeriyede eczacı.
Gümrük memuru Ali Rıza Efendi'nin oğlu Mustafa Kemal nerede general olmuş, Papua-Yeni Gine ordusunda mı?
Daha eskilere gidelim mi?
Tanzimat Fermanı'nın babası Mustafa Reşit Paşa, Edirne'de İkinci Beyazıt Külliyesi'nin sekreteri Mustafa Efendi'nin oğluydu. Alemdar Mustafa Paşa'nın babası Hacı Hasan adında bir yeniçeriydi. "Devşirmeleri" hiç saymıyorum.
Osmanlı döneminde çocuklara hiç fırsat tanınmamış canım!