Hiç aldırmıyor. Her yalanı döne döne yüzüne vurulduğu halde inanılmaz bir pişkinlik sergiliyor. Ve aynı yalanları hiç utanmadan ve hiç usanmadan her gittiği yerde papağan gibi tekrarlıyor.
Doktor Goebbels misali, "çok söylenirse belki tutar" hesabıyla...
Basın amigoları da yazıyorlar tabii...
Umutsuzlar, işin kendi açılarından kötüye gittiğinin farkındalar ama ellerinden de başka bir şey gelmiyor.
Kemal Bey'in siyasi ipini referandumdan sonra, yenilgiden sonra çekmeyi deneyecekler.
Ama Kemal Bey bir yere gitmeyecek.
Bu pişkinlikle, bu vurdumduymazlıkla, koltuğunu asla bırakmayacaktır.
Günlerdir yüzüne vurulan "cumhurbaşkanı muhtarları ortadan kaldıracak" palavrasını gene tekrarlamış.
Lokantalardan vazgeçti. Bu sefer genelevleri tartışma konusu yapmasını bekleriz.
Amigoların da şu sefaletine bakınız, ne yazmışlar:
"Atatürk ve arkadaşlarının Ankara dışında ilk bakanlar kurulu toplantısını düzenlediği Sivrihisar'da halka seslenen CHP lideri..."
Pes.
Satacak başka şey bulamıyor musunuz artık? Düşe düşe buna mı düştünüz?
Yarın Kemal Bey Viyana'ya gitse ne yazacaksınız?
"Atatürk'ün tedavi için Karlsbad kaplıcalarına giderken birkaç gün uğradığı Viyana'da bulunan CHP lideri..."