Sayfa doldurma telaşına girenler, ajanslardan gelen çarçur haberleri anlayıp dinlemeden alır öylece koyarlar. Ajans da bülten doldurmak zorundadır öte yandan.
Siz de böylece bir yandan yılanın ineği nasıl yuttuğunu, arslanın mandanın kıçını nasıl ısırdığını, bir yandan da sekizinci sınıf bir şarkıcı bayanın kaç milyon "takipçisi" olduğunu öğrenirsiniz.
Boyunuz uzar.
Sayfa doldurmada vazgeçilmez konulardan biri "Mars'ta koloni kurmak"...
Stephen Hawking demiş ya "günün birinde gezegenlerde koloniler kuracağız" diye, göze ilk kestirilen elbette Mars olmuş. (Niçin Mars? Ay buluta mı girdi?) Bazı çakallar bunun ticaretini yapmaya çoktan koyuldular bile...
Mars'a gidiş üç yıl, geliş de üç yıl sürüyor, NASA henüz becerip de hiçbir insanı gönderebilmiş değildir. Görünür bir gelecekte gönderecek de değildir.
Fakat daha şimdiden mavi yolculuk düzenler gibi Mars'a "yolcu bileti kesen" uyanıklar türedi.
Yüz ila iki yüz yolcu kapasiteli uçak, pardon roket kaldıracaklarmış.
Yolculuk 80 gün sürecekmiş. Fakat 130 günü de bulabilirmiş, Amaç bunu 30 güne indirmekmiş.
Roketin çapı 12 metre, boyu 122 metre.
İçinde "restoranlar" ve "oyun alanları" var, AVM gibi mübarek.
49 adet de motoru varmış.
Metan ve oksijen yakıyor.
Bu yolculuk da alt tarafı on yıl sonra. "Ciddilikte" burnundan kıl aldırmayan postalcı gazeteye sorarsanız da hemen 2018 yılında!
Yalnız yolculuk etmekle kalmayacaklar, Mars'ta şehir de kuracaklarmış.
2060 yılına kadar Mars'ta "1 milyon insanın yaşayacağı" bir şehir oluşacakmış.
Kılıçdaroğlu'nun yirmi beş bin yurt dışından doktoralı gencimizle Orta Anadolu'da kuracağı megakent gibi maşallah.
Mars'ın "ideal nüfusunun" 1 milyar kişi olması gerektiği düşünülüyormuş.
Hesaplamışlar, yüz kişilik roketin böylece gidiş geliş toplam 10 bin sefer yapması gerekiyor. Bu yüzden de uzay aracının "yeniden kullanılabilir olması" hayati önem taşıyormuş.
İlk giden roket Mars'a iner inmez dönüş için gerekli yakıtı üretmek üzere bir "enerji santralı" da kurmak zorundaymış tabii.
Biletler şimdilik kişi başına 200 bin dolar, yani 600 bin lira. İleride sürümden kazanacaklar, bilet fiyatı da 100 bin dolara kadar düşecekmiş.
Ve bir Allah'ın kulu çıkıp da bu soytarılığa çüş demedi.
Ne Amerika'da, ne bizim burada ne de başka bir yerde.
"Parası bol olan enayi versin 200 bin doları" deyip geçecek miyiz? Ortada ciddi bir "dolandırıcılık" suçu var.
Parayı koyacak yer bulamayan haramzadeleri kandırmak da suçtur.
Fakat anlı şanlı bir gazetemiz, bir zamanlar amiral gemisi tesmiye edilen bir taka, "çılgın işadamı Mars'ta koloni kurmak hayaline giderek yaklaşıyor" diyerek suça ortak olmakta bir sakınca görmüyor...
"Piege a con" derler Fransızlar, "piyej a kon" okunur.
Dilimizdeki karşılığı, keriz tuzağı.