Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Yazar yazısı

Harper Lee ile Umberto Eco aynı gün öldüler. Biri doksan, öteki seksen dört yaşındaydı.
Birincisi o çok ünlü "Bülbülü Öldürmek" romanının yazarı, öteki gene çok çok ünlü "Gülün Adı"nın.

Son derece hergele ve hınzır (ve de enfes) sanal mizah gazetesi Zaytung, Lee'nin ölüm haberine ortalama vatandaşımızın muhtemel tepkisini şöyle özetliyor: Kadınmış lan!

UMBERTO ECO'YA VEDA

"Bülbül'ü" okumadıysanız hemen okuyunuz. Otuzlu yıllarda, Alabama eyaleti denilen o ırkçı bataklıkta, haksız yere suçlanan bir zenci sanığı savunma "cesaretini" gösteren bir beyaz avukatı anlatır. İşten güçten vakit bulamayanlar(!), aslında okumayı sevmeyenler için de filmi var: Avukatı Gregory Peck oynuyor, ya da asıl adıyla Kirkor Pekmezciyan ahparik...

Bendenizin en sevdiği Eco eseri de "Foucault'nun Sarkacı"dır. Toprağı bol olsun, bütün o üfürükçü "new age" takımıyla öyle güzel dalgasını geçer ki... Tapınak şövalyelerinin hazinesi, ölümsüz Saint-Germain kontu, Rennes-le-Chateau kasabasının sırrı, olmayan Illuminati örgütü, falan filan...
Bu arada gene heyecanlandık. Kemal Tahir'in tam 62 yıl önce Samim Aşkın takma adıyla yayınladığı "Halk Plajı" romanı yeniden basılmış... İlkokula yeni başladığımda okumuş, çarpılmıştım, 1958 falan olmalı... Hayatıma Hayat Mecmuası, Doğan Kardeş dergisi ve Çağlayan Yayınları'nın hükmettiği günler... Adnan Menderes'le aynı mecmuayı okuyormuşuz ama ben Kulüp rakısı içmiyordum tabii, onun yerine Olimpos ya da Fertek gazozu.
"Halk Plajı" küçük bir mücevherdir. Kemal Tahir'i seven herkes mutlaka ve mutlaka okumalıdır. (Şükran Abla'yı ve Laz Dursun'u hayatınız boyunca unutamayacaksınız.)
Sonra oturdum düşündüm.
Her yazarın önünde iki yol var.
Ya, daha önce söylenmemiş, dillendirilmemiş yeni şeyler söylemek...
Ya da, daha önce belki söylenmiş olan şeyleri, yepyeni, hiç denenmemiş biçimlerde söylemek.
Birinci yola Harper Lee, ikinci yola Umberto Eco örnektir.
Bunların ikisini birden başarırsan, yani hem bilinmeyen şeyleri hem yepyeni kalıplarla anlatırsan "büyük eser" doğuyor ve sana da büyük yazar diyorlar.
Edebiyatta bu böyle. Peki ya gazetecilikte?
Bütün meslek hayatım boyunca, daha önce hiç dillendirilmemiş gerçekleri, denenmemiş, yeni ve çarpıcı biçimlerde anlatmaya çalıştım.
Edebiyatta büyük yazar oluyorsun, ya gazetecilikte?
Yalnızca "kötü kişi"...
Çünkü burası Türkiye.
Harper Lee'nin yanına Pulitzer ödülü, senin yanına da yediğin küfürler kalır.
Boşver, demek ki doğru yoldasın.
Günün birinde, Hamlet'in deyimiyle "üst tarafı sessizlik" olmayacak mı, Lee için de, Eco için de, senin için de?
Aldırma, sızlanmayı da kes, işine bak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA