Selahattin Demirtaş, Tayyip Erdoğan'a seslenerek "HDP varoldukça, HDP'liler nefes aldıkça sen başkan olamayacaksın, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız" demiş.
Selocan'ın Erdoğan'ı başkan yaptırmaması, başkan yaptırmaması, başkan yaptırmaması için önce HDP'nin haziran seçiminde meclise girmesi, meclise girmesi, meclise girmesi gerekiyor.
Öyle ya, HDP başkanlık sistemine meclis dışından, meclis dışından, meclis dışından nasıl engel olabilir? Nefesiyle mi?
Çoluk çocuğu sokağa dökerek, polise Molotof attırarak, Molotof attırarak, Molotof attırarak mı?
Diyelim ki bütün "Tayyip düşmanlarının" hasretle bekledikleri gibi 40-50 milletvekiliyle meclise girdi...
Ve de başkanlık sistemini öngören yeni bir anayasanın yapılmasını engelledi, engelledi, engelledi...
Bu durumda AKP de anayasa önerisinden vazgeçti... "Göstermelik" bir değişiklikle uğraşacak değil herhalde...
Ne oldu? Tayyip Erdoğan "bugünkü haliyle" cumhurbaşkanı olarak kaldı, AKP de iktidarda.
Yani "adı konulmamış ama fiilen uygulanan yarı-başkanlık sistemi" sürdü gitti.
Apo hapiste kaldı, Cemil ile Mustafa da dağbaşlarında, kovuklarda...
CHP gene kurultaya gitti, Kılıçdaroğlu'nu devirip Karayalçın'ı getirdiler...
Ve de geldik 2019 yılına: Erdoğan "bugünkü şekliyle" başkanlık seçimini gene kazandı, AKP de gene meclis çoğunluğunu...
Ve de böyle böyle 2023 yılını bulduk...
Sen ne kazandın Selocan, Kürtler ne kazandılar?
Bütün yorumcular, Demirtaş'ın bu efelenme numarasını "CHP'den koparacağı oyları teskin etmek üzere çektiği" görüşünde birleşiyorlar.
Demirtaş, kendisine yöneltilen "AKP ile gizlice anlaştıkları" suçlamasını bertaraf etmek istiyor.
Çünkü "ekstra" oyları Gürsel Tekin'in sağına soluna bakmadan salladığı gibi AKP'den değil, "CHP küskünlerinden" alacaktır. Bunu görmek için de köşe yazarı olmak gerekmez, ortaöğretim öğrencileri bile biliyorlar.
Peki Selocan, diyelim ki meclise girdin ve yeni bir anayasa için iktidarla anlaştın, yani bir tür AKP-HDP koalisyonu oluşturdun, bunu kendi seçmenine ve kamuoyuna nasıl anlatacaksın, nasıl anlatacaksın, nasıl anlatacaksın?
O zaman seni meclise sokan ekstra seçmenleri kandırmış olmayacak mısın, kandırmış olmayacak mısın, kandırmış olmayacak mısın?
Politikacı değil misin, Süleyman amcan gibi "dün dündü, bugün bugündür" deyip geçersin.
Ben onu değil, "AKP'den kıl koparmak umuduyla" bugün seni alkışlayan basın soytarılarının o zaman ne yazacaklarını merak ederim.
Belki darbe isterler, darbe isterler, darbe isterler... Belki de aşk romanı yazarlar, aşk romanı yazarlar, aşk romanı yazarlar...
Çünkü cibilliyetleri bellidir, cibilliyetleri bellidir, cibilliyetleri bellidir.