Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Türkiye'nin müdahalesi

Dünkü yazıda ABD'nin PYD'den vazgeçmesi için görünüşte iki ihtimal bulunduğunu... Bunlardan ilkinin, Ocak 2017'de görevine başlayacak olan yeni ABD Başkanı'nın Ortadoğu'ya asker (piyade) göndermesi... Diğerinin ise Türk ordusunun IŞİD ile savaşa tutuşması olduğunu belirtmiştim...
Örneklerle Ankara'nın bu yola girmeyeceğini anlattıktan sonra eklemiştim: Aslında ABD de Türk ordusunun Suriye topraklarına girmesini istemez.
Peki, niye istemez?
Türk ordusunun Suriye'ye girmesi, Rusya için büyük bir fırsat olacaktır. Esat, Türkiye'yi işgalcilikle suçlayacak... Rusya da küçük kardeşine yardım eden abi rolüne soyunacaktır.
Günümüz şartlarında Türkiye'nin, Suriye -Rusya koalisyonu ile çatışması kaçınılmaz olacak... İlk ağızda çatışmanın boyutları sınırlı kalacak... Ancak neticede bir NATO ülkesi savaşa girmiş olacak ve örgütten yardım isteyecektir.
Bu durumda NATO'nun lideri olan ABD, ister istemez (uçak olayında olduğu gibi) Türkiye'nin arkasında duracaktır. (Aksi halde NATO'nun inandırıcılığı ve caydırıcılığı kalmaz.)

Kayıkçı kavgası

Halbuki Suriye sorununda aldığı tutumla ABD, Rusya ile değil savaşmak, itişip- kakışmak dahi istemiyor. Amacına ekonomik yaptırımlar, siyasi ittifaklar ve müzakerelerle ulaşmaya çalışıyor.
İşte gördük: Rusya'nın Suriye'ye inmesi, ABD'de ciddi bir rahatsızlık uyandırmadı. Hatta askeri alanda işbirliği bile yapıyor, yanlışlıkla birbirlerini vurmamak için savaş uçaklarının kimlik kodlarını değiş tokuş ediyorlar. Cenevre görüşmelerinde de nasıl davrandıkları zaten ortada...
Velhasıl itişmeleri kayıkçı kavgasından ibaret: ABD tek başına değil, Rusya ile anlaşarak yeni Ortadoğu'yu kurmak istiyor.
Çok çok zayıf bir olasılığın gerçekleştiğini ve Türkiye'nin IŞİD'e karşı savaşmak üzere Suriye'ye girdiğini düşünelim: Bu durumda ABD ve Rusya'nın ortak planları altüst olacaktır.
Olay Soğuk Savaş dönemindeki gibi Doğu- Batı kutuplaşmasına dönüşecek... Böylece yavaş yavaş pişmekte olan Ortadoğu aşına, buz gibi su katılmış olacaktır.
PYD elbette bugün Kuzey Suriye'de kendi siyasetini güdüyor. Ancak bunu yaparken ABD'nin çizdiği sınırları aşmıyor.

Pişmiş aşa soğuk su

Rusya'nın amacı ise Esatlı ya da Esatsız, üslerini emniyet altına almak, böylece Batı Suriye'deki (dolayısıyla Ortadoğu'daki ve Doğu Akdeniz'deki) varlığını sürekli hale getirmek.
Biraz abartarak söylersek: ABD ile Rusya neredeyse al gülüm-ver gülüm ilişkisi içinde.
Kendi çıkarları peşinde koşacak, bu arada sadece IŞİD'i değil, PYD'yi de vuracak olan Türkiye, hem Rusya'nın, hem de ABD'nin ama özellikle de ABD'nin planlarını bozmuş olacak.
İşte bu yüzden Türkiye'nin, yani kendi denetiminde olmayan, bilerek ya da yanlışlıkla her an nasırına basabilecek bir gücün, IŞİD'e karşı kara savaşına girmesini ABD istemeyecektir.
Not: Hem bendeniz, hem de diğer yorumcular, arada sırada "Böyle bir olasılık yok" gibi ibareler kullanıyor ya... Araştırmışlar, bırakın gazete yazarlarını, siyaset bilimcilerin bile "imkânsız" dediği durumların yüzde 15 oranında gerçekleşme ihtimali varmış. (Hani halk arasında "Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz" denilen durum.)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA