Manzara ortada: PKK'nın etkin olduğu Güneydoğu bölgesinde, AK Parti ile 'Kürtçü parti' yuvarlak hesap aynı oyu alıyor.
PKK, AK Parti'nin bölgedeki gücünü kırabilmiş değil. Muhafazakârdindar Kürtler, AK Parti'ye oy veriyor... Ulusalcı-seküler Kürtler, HDP'yi tercih ediyor.
Devlet yanlısı Kürt aşiretleri AK Parti'ye yönelirken, nüfusu ve nüfuzu az olan aşiretler HDP'yi tercih ediyor.
Güneydoğu'dan ciddi miktarda oy alsa da, HDP'nin, Türkiye genelindeki "kemik oyu" yüzde 6.5 civarında... Yani PKK'nın halka silahla baskı yapması, en fazla bu oranı garantiye alır ki o da yüzde 10 barajını aşmaya yetmiyor.
O halde asıl tartışılması gereken nokta, seçime 50 gün varken PKK'nın yapacağı seçim propagandası olmasa gerek. (Bugüne kadar yaptı da ne oldu? AK Parti'ye oy verecek Kürt vatandaş yine veriyor.)
Bence kritik nokta şu: 7 Haziran'da sandık baskısı olacak mı, olmayacak mı?
2011 seçimlerinin ardından gittiğim Güneydoğu illerinde bazı vatandaşlar yana yakıla anlatıyordu: "Sandığın başında militanlar bekliyor. Sıkıysa onların istediği şekilde oy atma!"
PKK elbette bütün sandıkları kontrol edemiyor. Ancak etkin olduğu yerlerde inanılmaz sonuçlar çıkıyor:
Mesela bir sandıkta 100 kişi varsa, 100'ü de oy kullanmış gözüküyor. Halbuki iki kişi ölmüş, üç kişi taşınmış, beş kişi askerde. Herkes verse dahi, 100 değil 90 oy çıkması gerek.
Asıl mesele
Bugün ise AK Parti'nin siyaset sosyolojisi açısından dikkat etmesi gereken iki tip seçmen var:
Kendisine oy veren muhafazakâr Kürt seçmenlerde HDP'ye doğru oy kayması var mı, yok mu?
Türk milliyetçisi olup da, AK Parti'ye oy verenlerde MHP'ye yönelme söz konusu mu?
Tabii ki etnik veya dini kimlik kaygılarıyla oy verenler dolu. Ancak seçmenin çoğunluğu ekonomiye göre oy veriyor. İşsizlik ve enflasyon artma eğilimine girince, teveccüh göstermemeye başlıyor.
Ancak sıkıntısını ekonomik kavramlarla değil, siyasi-toplumsal kavramlarla dile getiriyor. Mesela milliyetçi bir seçmen Çözüm Sürecini suçluyor. Halbuki aynı seçmenin, cumhurbaşkanlığı seçiminde sürecin başaktörü Erdoğan'a oy verdiğini biliyoruz.
Özetin özeti: Soğanın cücüğü ekonomidir. Dikkat!