Tek kişilik kampanyama "Günün Şanssız Kitabı" adını vermiştim.
Kitaplıklarda boşluk kalmamış, yeni bir kitaplık için de evde yer yoktu. Kitaplar yerlerde sürünmeye başlamıştı.
Kampanyayı Mayıs 2014'te başlattım. Her gün evden gidecek bir kitap seçiyordum. Yedi ay sonra bitirdiğimde, 210 kitap artık başkasının olmuştu.
Süreç kolay geçmedi. İnsan, "Bu dağınıklıktan mutlaka kurtulacağım" der. Ancak iş veda edilecek kitapları (veya diğer eşyaları) seçmeye gelince kıyamaz.
Raftan çekilen her kitabın, kişinin özel tarihinde bir yeri vardır. Birden anılar canlanır. İnsanın benliğini tuhaf bir suçluluk hissi kapsar.
Geçen gün "Duygusal ilişkiniz olan şeyleri, suçluluk hissetmeden nasıl elden çıkarırsınız" başlıklı bir yazıya rast geldim.
Meğer ne çok insan varmış benzeri sorunları yaşayan! Giysileri, küçük ev aletlerini, ayakkabıları, gazeteleri biriktiren... Evlerin dağınıklığına bir türlü çözüm bulamayan... Ancak boğucu hale gelen ıvır zıvırdan kurtulmayı bir türlü başaramayan...
Orta sınıfların giderek büyüdüğü, faydalı- faydasız yeni ürünlerin piyasayı kapladığı tüketim toplumunun bir sorunu olsa gerek.
İnternette hararetli tartışmalara yol açan eşya birikmesi ve dağınıklık sorunundan meğer para kazananlar da varmış.
Japon tarzı 'temizlik'
Bunların en ünlüsü Tokyo'da yaşıyor. Adı Marie Kondo. 30 yaşında, çıtı pıtı bir kadın. Ev düzenlemesi merakının beş yaşına kadar uzandığını söylüyor.
Dergiler okuyarak başlamış 'kariyerine'... Sonra öğrendiklerini anne babası ve iki kardeşi ile yaşadığı evde uygulamış. Abisinin ve babasının, eskimiş, tozlanmış, hatta kokmuş bazı eşyalarını atınca sorun çıkmış tabii.
Kondo'nun şu anda geldiği noktaya, "alanında bir dünya yıldızı" diyebiliriz. Şehirden şehre, ülkeden ülkeye uçarak kurslar, konferanslar veriyor, özel danışmanlık yapıyor, kitaplar yazıyor.
Wall Street Journal gazetesinde, ekonominin günlük hayattaki işleyişini etraflıca anlatan şahane makaleler yayınlanır: Bugün üç yıldızlı aşçı, yarın ünlü bir tablo koleksiyoncusu olabilir. Kondo ve ABD'de çıkan kitabı, WSJ'de 26 Şubat'ta konu olmuş.
Kitaplarının best-seller olup milyonlarca satıldığını öğrenince araştıdım: Meğer, "Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle, Topla, Rahatla" adıyla kısa bir süre önce Türkçeye de çevrilmiş (Epsilon Yayıncılık).
Marie Kondo'nun okurlara bir vaadi var: "Dediğimi yaparsanız, sadece gereksiz eşyalardan kurtulup evinizi veya işyerinizi düzenlemekle kalmayacaksınız... Berrak bir zihne ve ihtiyacınız olan özgüvene de sahip olacaksınız."
Kondo'nun yöntemini uygulamış değilim. Ancak kitaplığımı düzene koyduğum nadir günlerin akşamında hissettiğim huzur ve zihin açıklığını unutamam.
Aslında Kondo, benim yaptığım gibi eşyaları birer birer elden çıkarmaya karşı. "Onlardan bir kerede kurtulmalısınız" diyor. Yani müşterilerine "başarı" duygusunu hemen yaşatmak istiyor ki kendince haklı.
Ama ben de haklıyım: Satır altları çizilerek okunmuş kitaplara bir kerede veda etmek kolay mı?
Not: Eğer, "Oda pırıl pırıl olmuştur" diye düşünüyorsanız "attım" dedim, "topladım" demedim.