Bürokrasiye karşı demokrasi mücadelesi verenler arasında bir yanılgı göze çarpıyor. Bu yılki YAŞ sürecinden sonra, "Askerin, sivil otoriteyi yok sayma ya da kriz çıkarma olasılığı çok az" deniyor.
Bence bu bir yanılgı...
Çünkü huylu huyundan vazgeçmez.
2011 YAŞ toplantısı, genel seçimlerden sonra yapılacak.
Hele seçimlerden bir CHP+MHP koalisyonu çıksın... Siz seyredin askerdeki coşkuyu.
Karşı tarafta, yani sivil otoritede bir zaaf gördükleri anda kendi tercihlerini dayatacaklardır.
Bunu elbette kötü insan oldukları için değil; eğitimleri, ideolojileri, kurumsal kültürleri gereği tekrar yapacaklar.
Genç yaşından beri yüksek dozda Kemalizm enjekte edilmiş bir adam, birkaç yıl içinde "demokrasiyi ve hukuk devletini" benimseyemez ki!
Kendi uydurdukları "teamülleri", Cumhuriyetin yasalarından üstün görüyorlar. Daha uzun süre de öyle görecekler.
O halde bu yılki YAŞ sürecinden de ilham alarak, yasaları değiştirmek gerek. İki örnek vereyim:
1) Biçimsel değişiklik: YAŞ Başkanı kim? Başbakan! Peki GK Başkanı niye onunla yan yana oturuyor? YAŞ'ta "eş-başkanlık" sistemi var da, biz mi duymadık? İlgili yönetmelik elden geçirilmeli.
2) İçeriksel değişiklik: Taraf'tan Mehmet Baransu'nun haberine göre, GK Başkanı Başbuğ, sivil otoriteye "toplu istifa" resti çekme amacıyla Kuvvet Komutanları'ndan emeklilik imzası topluyor...
Ama sonra politika değiştirip sadece Atila Işık'ın dilekçesini işleme koyuyor... (Neticede o plan da tutmadı. Işık bir hiç uğruna KKK koltuğu yerine, evindeki berjere çöktü.)
İşte askerin böyle fırıldaklar çevirmesini engelleyecek yasal düzenlemeler yapmak şart.
Faraza GK Başkanı, KKK'ya şimdiki gibi "bir" değil, "üç" komutan önerir. Sivil otorite, hepsini veto etme hakkı baki kalmak şartıyla, birini atar.