Dünyaya üç ay önce gözlerini açan Ömer Faruk Şahin için o dakikadan itibaren zorlu bir yolculuk başladı. Yeliz Şahin hamileliğinin beşinci ayında bebeğinin kalp hastası olduğunu öğrendi. Bebeğin aort damarı tıkalıydı ve kalbi delikti. Doktorlar hamileliğin sonlanması gerektiğini söyledi. Ancak aile bebeği dünyaya getirmekte kararlıydı. İki ay doktor doktor gezen aile, Doç. Dr. Ersin Erek ile karşılaşınca ilk kez umutlandı. Doç. Dr. Erek bebeğin ameliyat şansı bulunduğu söyledi. Ömer Faruk 13 Mayıs 2014'te hayata gözlerini açtı. Ancak doğar doğmaz sorunlar başladı. Aort damarı tıkalı olan bebeğe ameliyata kadar hayatta kalabilmesi için ilaç verildi. 7 saat süren operasyon başarılı geçmişti, ancak ertesi gün bebeğin kalbi durdu. Minik kalbe tam 40 dakika kalp masajı yapıldı ancak yanıt gelmedi. Bu noktada Ömer bebeğin imdadına ECMO (Ekstrakorporeal yaşam desteği) yetişti. Hızlı bir şekilde göğüs açıldı ve kalple akciğer ECMO'ya bağlandı. Kalbin ve akciğerin fonksiyonları tamamen devre dışı bırakıldı ve bu görevleri ECMO üstlendi. Küçük Ömer 1 hafta bu şekilde yattı. ECMO tedavisi yaşama şansı hemen hemen hiç kalmayan hastalar için son şanstı. Bu denli zor bir ameliyat geçiren bebeklerin ECMO'ya bağlandıktan sonra hayata dönme şansları ise sadece yüzde 10'du. Ölüme direnen Ömer bebek bu umudu gerçeğe dönüştürdü. Ama bu sefer de verilen ilaçlar damar içinde pıhtılaşmaya neden olmuş ve ayak parmaklarında morarma başlamıştı. Ayak parmaklarının kesilme ihtimali gündeme gelmişti. Bunun için de biraz beklemek gerekiyordu. ECMO'dan ayrıldıktan sonra yoğun bakıma alınan ve göğsü kapatılan Ömer Faruk yavaş yavaş uyandırıldı. Ayak parmaklarının morluğu ek bir tedaviye gerek kalmadan iyileşti. 1 aylık yoğun bakım sürecinin ardından ise odasına çıktı. Bu kadar operasyon geçiren Ömer Faruk'un vücudunda hiçbir hasar oluşmaması ise ayrı bir mucizeydi.
ANNESİ NEFESİNİ SAYIYOR
Yoğun bakımdan çıktığı ilk geceyi annesinin kucağında uyuyarak geçirdi küçük Ömer hem de gece boyunca bir an bile uyanmadan. Şimdi ise diğer çocuklardan hiçbir farkı olmayan sağlıklı kalbiyle evine gidiyor. Umutlarını bir an bile kaybetmeyen Şahin ailesi ile tüm bu olanları büyük bir heyecan ve mutlulukla anlatıyor. Yaklaşık 6 aydır yaşayamadığı heyecanları yaşamaya hazırlanan Anne Yeliz Şahin, " Ömer Faruk benim ilk bebeğim olmasına rağmen ona bir çorap bile almadım. Çünkü hep korktum. Şimdi ise yaşayamadığım tüm heyecanları yaşayacağım. Oğlumuzun bebek odasını bile şimdi alacağız. Mutluluğumuzu kelimelere dökmek imkansız. Bebeğimiz şu an yanımızda ve inanın uyurken nefeslerini sayıyoruz." diye konuştu. Yoğun bakımda bebeklerini ziyaret ettiklerinde bile negatif enerji vermemek için Ömer Faruk'un yanında ağlamayan genç çift şimdi aldıkları kararın arkasında durmanın mutluluk ve keyfini yaşıyor. Doç. Dr. Ersin Erek ise öncelikle hamilelik sırasında yapılan detaylı ultrasona dikkat çekiyor: "Eğer bebeğin kalbindeki sorun anne karnındayken fark edilmeseydi doğumdan sadece birkaç saat sonra hayatını kaybederdi. Ancak biz bu durumu bildiğimiz için hemen ilaç tedavisine başlayarak ameliyata kadar geçen sürede zaman kazandık."