Söz yazarı, besteci, yönetmen... Zeki Müren'in sesinden dinlediğimiz "Aşka Gönül Vermem Aşka İnanmam" ve Candan Erçetin'in seslendirdiği "Çapkın" şarkılarının altında onun imzası var. Baki Çallıoğlu'ndan bahsediyoruz. Müzikle iç içe geçen 83 yıllık yaşamına onlarca şarkı ve 15 film sığdıran Çallıoğlu, geçen pazar, arkasında müzisyen bir aile bırakarak aramızdan ayrıldı. Denizli'de dünyaya gelen Çallıoğlu, İstanbul Konservatuarı'nda müzik tahsili yaptı. İstanbul Radyosu'nda verdiği konserlerle tanındı. Müzik dışında sinemayla da yakından ilgilendi. Vedat Örfi Bengü'nün yönettiği "Canavar" adlı filme fon müziği besteleyerek, 1948'de, 20 yaşındayken sinemaya adım attı. 200'den fazla filmin müziklerini yazıp, besteledi. 1955 yapımı "Hayat Sokaklarında" isimli film ilk yönetmenlik deneyimiydi. Ardından 15 filmin daha yönetmenliğini yaptı. Bazılarında başrol bile oynadı. Yarına Boş Ver, İnsan Doğarken Ağlar, Ateş Bacayı Sardı, Divane, Meryem, Bağrıyanık, Kara Yazı, Yangın yönetmenliği yaptığı filmlerden bazılarıydı. Boş Beşik, Arzu, Uçuruma Doğru, Aşk Besteleri, Cinci Hoca, Hayat Sokaklarında filmleri de, müziklerini yaptığı filmlerden bazıları... Film stüdyosu kurdu ama kendi deyimiyle, "Sinema dünyası farklı boyutlara geçmeye başlayınca" bırakmak zorunda kaldı. Tam 10 yıl süren sinema hayatından sonra müzisyenliğe ağırlık verdi. İki bine yakın şarkı sözü yazıp, besteledi. Zeki Müren'in de seslendirdiği "Aşka Gönül Vermem Aşka İnanmam" (Unut Sevme Beni) ve Candan Erçetin'i meşhur eden "Çapkın" şarkıları ona ait. Aşk Şarabını İçirdin, Bademler Çiçek Açtı, Bakışın Yaktı Beni bilinen şarkılarındandı. "Çapkın" şarkısı "Fige" adıyla Yunanistan'da bile tanınmasını sağladı. O kadar ki, Yunanistan'a gittiğinde bir star gibi karşılandı. Fakat, Kıbrıs Barış Harekatı ile birlikte Yunanlılarla yapmayı planladıkları birçok proje askıda kaldı.
EŞİ MÜZİĞİN ARMAĞANI
Arkadaşları ile birlikte kurduğu, "Baki Çallıoğlu ve Korsanları" adlı müzik grubuyla, uzun süre Çakıl Gazinosu ve Gar Gazinosu'nda çalıştı. Eşi Ümran Çallıoğlu ile de bu sırada tanışıp, evlendi. Çallıoğlu bir röportajında, o günleri şöyle anlatıyordu: "Ümran Hanım yan flüt piyano keman çalardı ama benim için önemli olan benim kalbimi çalmasıydı. O zamanlar konservatuvardaki öğrencilerin çalışması yasaktı. Dışarıda programlara katılamazlardı ama ben onları gizli gizli de olsa sahneye çıkarıyordum. Çocuklar da olunca sahneyi biraz askıya aldık. Çocuklarla ilgilenmek, onlarla daha fala vakit geçirmek istedik. Çünkü sahne çok vaktimizi alıyordu."
ÇOCUKLARI DA MÜZİSYEN
Çallıoğlu çiftinin mutlulukları, ikiz çocukları Melisa ve Tarkan'ın dünyaya gelmesiyle katlandı. Müzik evlerinin gıdası haline gelirken, çocukları da anne ve babalarının izinden gitmeyi tercih edip, müzik eğitimi aldı. Her ikisi de müzik öğretmenliği yapmaya başladı. Çocuklarının müziğe olan bu ilgisi ve sevgisi en çok babalarını mutlu etti. Onlarla birlikte bazı etkinliklerde sahne aldı. Çocuklarıyla birlikte geçen yıl Pendik'te verdiği konser, besteleriyle Türk müziğinin efsane isimlerinden biri olan Baki Çallıoğlu için unutulmaz bir gün oldu. Pendik'te, 1974'ten bu yana yaşadığı evinde aniden geçirdiği rahatsızlık sonucu kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Çallıoğlu, sevenlerinin gözyaşlarıyla Pendik Dumankaya Camisi'nden son yolculuğuna uğurlandı.