Baharın yaklaşmasıyla birlikte artık temiz havada yürüyüş ve piknik zamanı da yaklaşıyor. Hemen yakınlara kaçıp, hafta sonu biraz nefes alabilmek, iki günlüğüne de olsa biraz tazelenmek ister misiniz? İlk çağlardan beri varlığı bilinen bir yerleşim yeri olan Kerpe, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları döneminde liman olarak kullanılmış, Kocaeli'nin Kandıra ilçesine bağlı, küçük bir Karadeniz kasabası. Adı antik dönemde 'Kalpe' olarak geçen Kerpe'nin bilinen tarihi M.Ö. beşinci yüzyıla kadar uzanmış. Yüzyıllar boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış kıyılar, bugün deniz, güneş ve dinginlik sevdalılarının vazgeçilmez durağı olmuş. Yavaş yavaş popülerlik kazandığı için yazları artık Kerpe de kalabalık. Ancak ilkbahar ve sonbahar mevsimleri bence gidilecek en doğru zaman. Merkezde restoran ve otellerin sıralandığı koy aynı zamanda plaj. Temiz hava, sakinlik ve ışıl ışıl berrak bir deniz... Sanırım yoğun iş temposuyla haftanın nasıl geçtiği anlayamayan bizler için tam da aradığımız özellikler...
DENİZ MANZARALI ODALAR
Bir hafta sonu planı için yapılacak en güzel şey hemen sahilden bir otel ayarlamak. Otellerin hemen hepsinin pencereleri zaten denize baktığı için, odanızdan çıkmak istemeyebilirsiniz. Otellerin alt katları ise restoran ve kafeler. Zaten oldukça küçük olan merkezde kalıp, akşam yemeğinizi de burada yiyebilirsiniz. Merkezden yürüyerek Kerpe kayalıkları ve Kartal Kayalar'a ulaşmak mümkün. Kayalıkları gördüğünüzde çok beğeneceğinizden eminim, tabii Kefken'de Pembe Kayalar'ı görünceye kadar... Yol üzerinde karşınıza çıkacak olan Kerpe Diem ve Ceneviz lezzetli deniz ürünleri yiyebileceğiniz güzel mekanlar. Altın renginde gelen kalamar kızartmasını özellikle tavsiye ederim. Hemen önündeki kumsalda oynayan çocukları seyredip neşelenmemek mümkün değil.
KUŞLAR ARASINDA
'Biraz da uzaklarda neler var?' derseniz, arabayla Sarısu'ya doğru yola çıkmanız gerek. Yollar pek bakımlı olmasa da etrafınızdaki çiçekler ve ağaçları seyrede seyrede giderken yolun uzadığının farkına varmıyorsunuz. Yolunuzun üstünde karşınıza çıkan piknik alanları var. Yazın ücretli olan alanlarda yemyeşil çimenler üzerine pötikareli örtünüzü ve piknik sepetlerinizi sererek, cıvıl cıvıl kuş sesleri arasında şehrin bütün yoğunluk ve karmaşasından uzaklaşıp, stresinizi atabilirsiniz. Sarısu, Kerpe'den beş kilometre uzakta kendi halinde sessiz sakin bir yerleşim alanı. Derenin denizine kavuştuğu, taşıdığı alüvyonlarla suyu hafiften bulandırdığı bölge, olta balıkçıları ve fotoğrafçıların, özellikle de barındırdığı kuş cinsleriyle kuş fotoğrafçılarının arayıp da bulamadığı türden. Akşam gün batımını, hem denizden hem de dereden yansımalarıyla izleyebileceğiniz Sarısu'ya giderken fotoğraf makinanızla beraber yanınıza alacağınız ihtiyaç listesi ise son derece basit: Katlanır sandalye, termos ve çay! Biraz da alışveriş yapalım derseniz Sarısu yöre pazarında, kestane, kuşburnu, ıhlamur gibi doğal ürünleri ve bunların ballarını da bulabilirsiniz. Miço koyu, hem baharda güzel bir piknik alanı, hem de yazın harika bir plaj. Ancak yazın oldukça kalabalık olduğunu belirtmemde fayda var. Deniz, turkuvaz rengi ve berraklığı ile sizi hangi bölgede olduğunuz konusunda şaşırtabilir, zira kendinizi Ege kıyılarında sanabilirsiniz. Gece, merkezdeki restoranlarda güzel bir balık çorbası ve deniz ürünleriyle günü sonlandırabilirsiniz.
İSTİKAMET KEFKEN
Kaçamağın ikinci durağı Kefken. Cebeci'nin ardından orman yolunu bulup yürüyüşe başlayabilirsiniz. Yarım saatlik bir yürüyüşün ardından Tuzağzı Tabiat Parkı'nın deniz ile buluştuğu yere gelirsiniz. İçinize mis gibi temiz havayı çeke çeke, etrafınızdaki bütün güzellikleri seyrederek parkın ucuna gelip, soldan Kefken adası, sağdan ise Uzunkum plajını seyredebilirsiniz. Ve finali Pembe Kayalar'da yapıp, güneşi burada batırmalısınız. Hava açıksa, durgun denize kayaların ve bulutların yansımasıyla, balık tutanların silüeti eşsiz görüntüler oluşturur. Güneşi batırıp, böyle bir hafta sonunun bitmesinin belki biraz hüznü ile dönüş yoluna geçebilirsiniz.