Murat Dağıtmaç'ın "Sosyal Medya Bizi Neden Kullanır" kitabı, Okur Akademi Yayınları'ndan çıktı. 210 sayfalık kitap, internet meraklılarına geniş bir perspektif sunuyor. Bu geniş perspektifli kitap üzerinden aynı zamanda kitabın yazarı olan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim görevlisi Murat Dğıtmaç ile kitabını konuştuk.
Biz mi sosyal medyayı kullanıyoruz, yoksa sosyal medya mı bizi kullanıyor?
Teorik olarak sosyal medyayı biz kullanıyoruz ama yapmış olduğumuz paylaşımlar neticesinde sosyal medya bizi kullanıyor pozisyonuna geldi. Özellikle sosyal medya kullanıcılarının %40'ının aşırı sosyal medya bağımlısı olduğu gerçeğiyle yüzleştiğimiz zaman, aslında sosyal medyanın esiri olduğumuzu görürüz.
"Günah yok, sevap yok, orası bağımsız bir dünya"
Türkiye'de birçok kişi sosyal medyaya güvenmiyor ancak güvenmediği halde kullanıyor. Sizce bu tezatlık nasıl açıklanabilir?
Aslında bu tezatlık bizim tüm hayatımızda var, bir anne veya baba TV kanallarında seyrettiği dizide bir kız çocuğunun erkek arkadaşıyla yaşadığı ilişkiler veya sık sık erkek arkadaş değiştirmesi konusunda çoğu zaman kızı haklı bulabiliyorken, bu yaşantıyı kendi kızı yaşaması ihtimalinde bile kızına çok sert tepki verecektir. O aileye sorsanız kesinlikle öyle bir ailesi olmasını istemez. Çünkü dizi onun için gerçek değil, hayal ürünüdür.
Gerçek hayatta insanlara "gittiğin her yeri bana haber edeceksin, fotoğraflarını atacaksın, ailenle geçirdiğin vakti benimle paylaşacaksın, ne yemek yediğini söyleyeceksin" desek, kesinlikle ve şiddetli bir şekilde "hayır" cevabı alırsınız. Ama zaten bunu yapıyoruz. Bunun sebebi sosyal medya kullanıcılarının o dünyayı gerçek olarak görmemesidir. Dizi izleyicileri, o dünyayı "yalancı dünya" olarak niteliyor ama izleyerek içselleştirip sahip çıkıyor, sosyal medya kullanıcıları da "güvenmediği sanal dünyaya" içselleştirip, kullanarak sahip çıkıyor.
Tabi Mevlana'nın dediği gibi "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" söyleminden yola çıkarsak, o güvenmediğimiz mecralar belli bir süre sonra benliğimizi kaplayıp kişiliğimizden taviz vermeye başlıyoruz. Önceden aile hukukuna saygılı bir milletken yavaş yavaş aile yaşantılarını takip eden bir toplum haline geliyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl bir karar aldı. Okullarda öğrencilere sosyal medyayı yasakladı. Kitabınızdan yola çıkarak bu kararın öğrencilerin sosyal hayattaki davranışları üzerindeki etkisinin ne olacağını düşünüyorsunuz? Ve öğrencilerden bahsetmişken, Türkiye'de sosyal medyanın bu kadar yaygın olması, hayatımızda ne gibi değişiklikler getirdi?
Bu tamamen devekuşu gibi "kafamızı toprağa gömmekten" başka bir şey değildir. Gençler arasında sosyal medya kullanımı %90'ın üzerine çıkmış, sizce yasak fayda getirmiş mi? yasak yerine doğru kullanımla alakalı seminerler verilse, bu mecranın avantajlarını görmelerine yardımcı oluruz. Ne yazık ki teknolojinin ve ülke ekonomisinin gelişmesinin her zaman faydası olmuyor. Önceden geniş evlerde oturmak, aileler ve komşuluk önemli bir konuydu. Şimdi kendi parasını kazanan gençler, çağdaş! Yaşamın getirdiği özelliklerden birisi özgür olma düşüncesiyle yalnız başına 1+1 hatta 1+0 dairelerde kalıyor. Tabi sosyal hayat olmayınca, bir yerden bu ihtiyacın giderilmesi gerekiyor, işte tam bu süreçte sosyal medya devreye girdi ve ihtiyacı karşıladı. Tabi günahıyla sevabıyla biz bunu sahiplendik. Özellikle gençler çok fazla hatalar yapıyor.
"Önceden aşk kelimesi, çok değerliyken, şu anda çerez gibi kullanılıyor"
Özellikle günümüzde genç nüfusun sosyal medyaya olan bağımlılığı haz alma duygusunu köreltiyor mu?
Sosyal medyayı çok hızlı kullanıyoruz, iletişimin hızlı olması sebebiyle duygularımızda hızlı oluyor. Önceden aşk kelimesi, seni seviyorum kelimesi çok nadir kullanılıp çok değerliyken, şu anda çerez gibi kullanılmaya başlandı. Bunun sebebi sosyal medya üzerinden insanların bir şeyleri ispat düşüncesiyle hareket etmesidir. Benim çevrem geniş, benim kız-erkek arkadaşım var, ben özgürüm, ben geziyorum v.b.
"Asosyal insanlar da sosyal medyada çoğunlukla gözlemci konumundalar"
Method Research Company'nin sosyal medya anketinde çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Siz bu sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Method Research Company'den sonuçları aldığım zaman şaşırtıcı sonuçlar oldu benim için. Mesela genelde sosyal medya kullanıcılarının gerçek hayatta "asosyal" insanlar olduğunu düşünürdük, öyle nitelendirilirdi. Ama çıkan sonuçlarda durumun hiç de öyle olmadığı görüldü, gerçek hayatta aktif insanlar sosyal medyayı da bir o kadar fazla kullanıyor. Çoğunlukla "ben sosyalim", "çevrem geniş" düşüncesiyle kendisini ifade yöntemi olarak kullanılıyor. Gerçek hayatta asosyal insanlar da sosyal medya kullanıcısı ama çoğunlukla gözlemci konumundalar.Çok fazla paylaşım yapmıyorlar; çünkü gerçek hayatta "hata yaparım" düşüncesi sosyal medyada da karşısına çıkıyor.
Sosyal medya mecralarından örnek verecek olursak, Twitter kullanıcıları diğer sosyal medya mecra kullanıcılarına göre daha asosyal bir yaşantısı var ve Twitter doğru bilgi kaynağı alma konusunda en güvensiz mecra olarak görülüyor. Instagram, özgüveni yüksek, genç kitlenin çoğunlukla kullandığı bir mecra haline geldi. Günümüzde geldiğimiz noktada Türkiye'de Instagram kullanıcı sayısı Twitter kullanıcı sayısını geçti.
Sosyal medya ilk çıktığı zaman sosyal medyayı fazla kullananlar için "Alışkanlık" denirdi ama günümüzde "Bağımlılık" olarak nitelendiriliyor. Genel sosyal medya kullanıcılarının %40'ı aşırı bağımlıl olarak sosyal medyayı kullanıyorlar. Aşırı bağımlı oranı %43 ile Instagram en sadık kullanıcısı olan bir mecra haline geldi.
Firmalara yönelik sorularda ise, sosyal medya kullanan kadınların %67'si sosyal medyada marka takip ediyor ve marka ile ilgili paylaşımları önemsiyor. Erkeklerde marka takibi %49'a kadar düşüyor.
Eğitim seviyeleri incelendiğinde, eğitim seviyesi düşün kullanıcılarının çoğunlukla Facebook kullandığı gözlemlenmektedir ve sosyal medya bağımlılığı artış göstermektedir. Eğitim seviyesi arttıkça bağımlılık oranları düşüş göstermektedir.
Facebook kullanıcıları daha yardımseverlik, sorumluluk alma gibi konularda %90 lar seviyesindeyken, instagram kullanıcıları bu konularda daha bencil olduğu gözlemlenmektedir. Instagram kullanıcıları yardımseverlik ve sorumluluk alma durumu %60' lara kadar düşüyor. Okuyucularımız, kitabımızda bu veriler gibi sosyal medya kullanıcılarının sosyolojik ve psikolojik yapılarını ortaya çıkaran yüzlerce sonuç bulabilirler. Bireylerin ve firmaların sosyal medyayı daha doğru kullanma konusunda öneri ve tavsiyeler mevcuttur.
Sosyal medyayı bu kadar çekici kılan sizce ne?
Sosyal medyayı Facebook kullanıcıları, arkadaş çevresinden haber almak ve haber vermek için kullanıyor, Twitter kullanıcıları, görüşlerini paylaşmak için, siyaset, futbol, sanat bunların en başında geliyor. Instagram kullanıcıları ise, hayat tarzlarını göstermek için kullanıyor. Maddi durumu iyi olan gençlerin kendilerini kanıtlama yeri olarak da düşünebiliriz. Amelelik yapan bir insanın "bak ne güzel eşya taşıyoruz" diye bir fotoğrafını göremezsiniz ama spor salonunda, lüks bir restorantta, Bağdat Caddesi-İstiklal Caddesi gibi yerlerde bol bol fotoğraf görürsünüz. Bazı kişilerin Instagram hesaplarına baksanız, sanki her gün Bağdat Caddesi'nde sushi, portakallı pekin ördeği yiyip, spor salonunda vücut yapıyor sanırsınız. Bu paylaşımlarla kullanıcı kendisini ispat etmeye çalışıyor.
"Sosyal Medya Bizi Neden Kullanır" isimli kitabı internet kitap satış sitelerinde ve seçkin kitapevlerinde bulabilirsiniz.