Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Trabzonspor maçında yaşanan olaylar hakkında dün kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu. Skorla ilgili konuşmayacağını vurgulayan Koç, "Dün gecenin (önceki gün) mağduru Fenerbahçe Spor Kulübü'dür. Futbolcular, kendilerini linçten korudular. Aileleri endişe yaşadı. Güvenlik güçlerine de teşekkür ederim. Büyük çaba sarf ettiler" dedi. Hakem Halil Umut Meler'in de olaya müdahale etmediğini aktaran Koç, "Hakemin hiçbir yaptırım uygulamaması, uyguladıklarında da geç kalması tribünleri cesaretlendirdi.
Maçın devam etmesi olacak iş değil. UEFA'da böyle bir maçı devam ettirse, lisansı iptal olur. Ancak hiçbir hakem, o maçı iptal edemezdi. TFF'nin 'Devam edemez' demesi gerekirdi" diye konuştu.
OLAY KESİNLİKLE ORGANİZEYDİ
Yaşanan olayların organize olduğunu da belirten Ali Koç, "Artık bu iş çığırından çıktı. F.Bahçe'nin bu ülkede gördüğü muamele kabul edilemez. Bu son olsun diyoruz ama hiçbir zaman olmuyor. Yazıklar olsun.
Bu olay organizeydi. TFF bizim aksiyonlarımıza manevra yapıyor. Futbol üzerinden topluma bir şey mi yapılıyor?" ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımız, Bakanlarımız devreye girdi. Ama iş onlara kalmadan, yerel yetkililer üzerine düşeni yapmalıydı."
DOĞAN'A OĞLUMU TESLİM ETTİM
"Gerekiyorsa bir alt lige düşeceğiz! Herkes aklını başına almalı. Her gün ölmektense bir gün öleceğiz. Gerekirse 1 sene oynar, çıkarız. Yeter. Maç 2- 2 bitse şampiyonluk gitti. Belki başka yerde yapacaklar. Ligden çekilme kararı alırsak, bırakmıyorum!
Kulübü yine üst lige çıkartırız ve öyle bırakırım. Trabzonspor'a da geçmiş olsun. Bizi çok iyi ağırladılar. Ertuğrul Başkan'a, dün (önceki gün) oğlumu teslim ettim. Maçtan önce şehri gezdirdi.
Kavgalı insan, ailesini teslim eder mi? 2 Nisan'da olağanüstü genel kurula gidiyoruz. Allah'ın izniyle yapmamız gerekeni yapmalıyız. Kendi göbek bağımızı kesmeliyiz."
İSTİFA ETTİ
ALİ Koç, yaşanan olaylar hakkında yaptığı açıklamada ayrıca sürpriz bir karara imza attı ve Kulüpler Birliği'nden istifa ettiğini söyledi. Koç,
"Bundan sonra sadece Fenerbahçe'nin haklarını savunacağım. Biraz önce Kulüpler Birliği Vakfı'ndan istifa ettim" dedi. Haziran 2022'de Ahmet Ağaoğlu'nun yerine Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı'na seçilen Ali Koç, 1.5 senedir bu görevi yürütüyordu.
Soru: Yaşanan olaylarla ilgili düşünceniz nedir? Şimdi ne olacak?
Murat ÖZBOSTAN
Türkiye F.Bahçe'yi her zaman sevdi
Olayları normal akışında görmüyorum...
Ankara'da yaşanan Halil Umut Meler olayı, İstanbulspor'un sahadan çekilmesi; Riyad'daki finalin iptali ve dün.. Türkiye'de futbol ve tribünler manipülasyon
alanlarına çok açık... TFF bu süreçlerde çok daha sert
masaya yumruğunu vurmalıydı.. Hakem hataları bitmiyor!..
Gerilim bitmiyor.. Şimdi raporlar ve görüntülere
göre hukuk kurulu sevkleri yapacak (Saha kapatma,
seyircisiz oynama, para cezası, Egemen Korkmaz, Osayi,
Batshuai ve Oosterwolde de sevk edilebilir). Cezalar
verilecek, tartışmalar bitmeyecek. Tüm bunların yanı
sıra Ali Koç'un akşam saatlerinde ateşe benzin dökerek,
"
Türkiye, F.Bahçe'yi sevmiyor. Gerekirse küme düşer, tekrar çıkarız" sözleri bir kulüp başkanının
söyleyeceği son şey olmalıdır. Fenerbahçe gittiği her
şehirde büyük sevgiyle karşılanan takımdır. Fenerbahçe
nereye gitse orada heyecan, coşku ve izdiham olur.
Bu tarih boyunca böyle olmuştur. Dolayısıyla sevilmediğine
ve dışlandığına dair fikre asla katılmıyorum. Sakin
olunması gereken bir süreçte, ligden çekilmek
için kongre kararı almak yanlıştır.
Gürcan BİLGİÇ
Yaraları kanatmaya çalışan hainler var
Ülkeyi saran bir öfke süreci var.
Ve bunu tetikleyip yaraları kanatmaya çalışan da "hainler" var. Son 3 sezondur, F.Bahçe Trabzon'da hiç sorun
yaşamadı.
Ama bu maç öncesi, koca şehri barut fıçısı haline getirdiler. Ekim ayından beri Gazze'de
Filistinliler katlediliyor ama onun pankartı,
F.Bahçe maçı öncesinde açılıyor. Bu aklı Trabzonspor
yönetimine kim vermişse "Şüpheliler" arasındadır.
Koca stadı gerdiler. İnsanlar hesap soracak hedef aramaya başladılar. Karşılaşmanın hakemi
Halil Umut Meler de bu furyada ortamı doğru yönetemedi.
Sahaya atılan maddeleri gördüğünde, bunların sürekliliğine baktığında o statta durumun yavaşlamayacağını, aksine büyüyerek devam edeceğini bilecek kapasitede. Maçı
oynatmamalı, futbolcularla birlikte soyunma odasına
devam etmeliydi. Dikkat edin, sahada hiçbir şey yok!
Ortamı geren, rakibi ile didişen, seyirciyi tahrik eden
hareket bile yapılmadı.
Maç sonu sevinci de artık gelenek haline gelen bir durum. Ve Trabzon taraftarı da buna alışmalı.
Levent TÜZEMEN
Bulun ve en ağır cezaları verin!
Tencere dibim kara, benimki senden kara!
Yaşanan olaylar, sözün bittiği yerdir. Yönetici, taraftar, futbolcu
ve perde gerisinde kim varsa herkes hesabını ödemelidir.
Türkiye'yi darbe ile 15 Temmuz sürecinde yıkamayan
zihniyet, futbol üzerinden terör estirmeye çalışıyor ve
insanları, birbirine düşürmenin planlarını yapıyor. Sosyal
medyadaki uzantıları, troller nefreti resmen kaşıyorlar...
Yöneticiler suçsuz demiyorum! Ancak büyük kulüplerin
ilişkileri son dönemlerde yaşananlara bakınca hiç bu
kadar kirlenmemişti. Ağır ifadeler dile getirilmemişti. Bir
şampiyonluk, bir maç kazanmak için her şey mübah
olmamalı. Yöneticiler, söylemlerinde ve eylemlerinde
daha tutarlı hareket etmeli.
Devletin gücü, devreye girip toplumda huzursuzluk yaratan kişileri bulmalı ve gözünü kırpmadan cezalandırmalı. Tribünleri geren mesajlar veren kim olursa olsun, ismine-
cismine bakılmadan adli süreçle karşı karşıya kalmalı.
Trabzon'da yaşanan olaylar çok üzücü. Ama bunu
tüm Trabzon'a mal edemeyiz. F.Bahçe-Trabzon ilişkilerinin
gergin olduğunu bilen bazı provokatörler,
gerginliğin de fitilini ateşledi.
Bülent TİMURLENK
Berbat senaryonun uygulanması gibiydi
Devlet onca yeni stadyum yaptı, kulüpler zeminlerini bir türlü düzenli tutamadılar.
Bu modern stadyumlarda tel örgü yok. İnsanlar; eşi, çoluk çocuğuyla futbolun keyfine varsın. Bir kafesin içinde maç seyretmesin diye kaldırıldı o teller. Kale arkası tribünlerine boydan boya file gerildi.
Nedense onlar da yok artık. İstanbul derbilerinden biliyoruz. Maçın sonunda polis teşkilatı sahanın dört bir tarafında çevik kuvveti dizer veyahut tansiyon çok yüksekse kalkanlarla soyunma odası girişine koruma tüneli oluştururlar. Passolig'i olmadan ceplerinde kelebek bıçaklarla ya da onca meşalelerle stada girenler, üst aramasından geçtiler mi? Bence emniyet sınıfta kalmıştır. Halil Umut Meler, ikinci yarıda bütün yardımcılarını önce orta sahaya çağırıp anons yaptırmalı, olaylar devam ederse de soyunma odasına gitmeliydi. Bunu yapmadı.
Belki de 3 ay önce saha ortasında suratına yumruk yediği için yapmamıştır. Galibiyet sevincinde tahrik olup da sahaya atlayanın maskeli olması ise sanki berbat bir senaryonun uygulaması gibi.