90'lı yılların en çok izlenen çizgi filmi oyun oldu, insanlar sokaklara döküldü. 'Pokemon Go' adındaki oyun, Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD'den sonra Türkiye'de de hızla yayılıyor. Dünyayı kasıp kavuran oyun, henüz Türkiye'de resmi olarak oynanmamasına rağmen birçok kullanıcı telefonlarına oyunu indirerek sokak sokak Pokemon avlamaya başladı.
SAĞLIK BAKANLIĞI UYARDI
Oyun, daha şimdiden bir çılgınlığa döndü. İstanbul'da parklar, tarihi camiler ve metro istasyonları gibi yoğun noktalar, Pokemon avcılarıyla doldu. Sağlık Bakanlığı bile bir uyarı yayınlamak zorunda kaldı. Biz de bu çılgınlığın yol açabileceği sağlık sorunlarını işin uzmanlarına sorduk. İşte uzmanların 'Pokemon avcıları'na uyarıları...
ARABA KULLANIYOR OLSAYDIM, KAZA YAPABİLİRDİM!
Meliha Çimen/ Us Psikiyatri Enstitüsü Çocuk ve Ergen Psikoloğu
Baktım ki toplumun büyük bir kitlesini
gözle görülür bir şekilde etkileyen
bir şey var ortada, bir psikolog ve
akademisyen olarak hemen nedenini
araştırmaya koyuldum. Ama öncelikle
oyunu öğrenmem lazımdı. Pokemon Go
ile ilgili haberler ve fotoğraflara göz gezdirdikten
sonra oyunu yükledim. Fakat
bunu yapmama gerek yokmuş. Şöyle
kalabalık merkezlerde, meydanlarda
dolaşsam zaten her şeyi görebilirmişim.
İnsan üzerindeki etkilerine bakınca
öncelikle şunu söyleyebilirim; yeniliği
seviyoruz. Bu yaratıcı oyunların bu
kadar trend olmasının birincil nedeni
de yenilik... İnsanda haz mekanizmasının
aktive olmasına neden oluyor. İkincisi,
Pokemon Go bizi hareket ettiriyor.
Yani pasif yaşam alanımızdan, oyun
odalarından çıkıyor ve sokaklara dökülüyoruz.
Biliyoruz ki evden çıkmak,
hareket etmek, sosyalleşmek, insanlar
ile ortak paylaşımda bulunmak depresyona
iyi gelir. Çünkü bu tip davranışlar,
mutluluk hormonlarından biri olan
dopamin salgılanmasına neden olur.
Fakat oyunun göz ardı edilen noktası;
biz oyun oynarken, Pokemon yakaladıkça
ödüllendiriliyoruz, ödüllendirildikçe
de bu davranışı daha sık ve daha
çok yapma ihtiyacı duyuyoruz. İşte tam
da bu yüzden oyunun bağımlılık yapma
riski çok yüksek. Teknoloji ile birlikte
yalnızlaşan kitlenin teknoloji ile birlikte
sanal bir ortak aktivite paylaşması ne
kadar ironik oysa ki...
Eğer araba kullanıyor olsaydım, kaza
geçirmemek elde değildi. Şunu kesinlikle
belirtmeliyim ki; hayatta kendimizi
geliştirmek, bilim üretmek, yaratıcı
olmak için çok az zamanımız var. Bu
sınırlı zaman, bir saat bile heba edilmeyecek
kadar değerli.
GÜVENLİĞE DİKKAT EDİLMESİ LAZIM!
Yrd. Doç. Dr. Erkan Saka/İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi
Oyun resmi olarak Türkiye'ye açılmış değil. Buna rağmen çeşitli biçimlerde oyunu mobil cihazlara yükleyip oynamaya başlayan çok sayıda kişi var. Yine de elimizde yeterince veri yok. Ayrıca toplum üzerinde etkisini görebilmek için erken. Pokemon Go'nun en büyük katkısı 'artırılmış gerçeklik' (augmented reality) kavramının artık toplumsal boyutta bilinir hale gelmesi olabilir. Muhtemelen oyun dışı artırılmış gerçeklik uygulaması bu sayede daha çok fon alabilir, daha çok katkı görebilir. Yakın zamanda benzer birçok uygulama gündeme gelecektir. Bunlardan bazıları hayatımızı kolaylaştıracak, üretkenlik katabilecek şeyler olabilir. Dijital oyunların çoğunun aksine bu oyun mobil bir oyun. Oyuncunun harekete geçmesini sağlıyor ki kişisel güvenliğe dikkat edilmesi kaydıyla kişinin beden sağlığı açısından iyi olabilir.
ÇOCUK TACİZCİLERİNE KARŞI DİKKATLİ OLUNMALI!
Prof. Dr. Nevzat Tarhan/ Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü-Psikiyatrist
Bu oyun aslında sanal gerçeklik ile fiziksel gerçeğin karıştığı bir oyun. Bir çocukta 6-7 yaşlarına kadar soyut düşünce becerisi gelişiyor ve gerçeklik algısı oluşuyor. Gerçeklik algısı gelişmemiş biri oyunda bir canavar görüp kendi üzerine doğru geldiğinde onu canavar zannedebilir. Mesela şizofrenide de öyledir; insan sanal olan ile gerçek olanı karıştırır. Pokemon Go oyunu geçici bir şizofrenik tablo ortaya çıkarıyor. Kişiyi hayal gerçeklik ile fizikzel gerçeklik arasında dolaştırıyor. Fiziksel gerçekliği kaybeden kişi bir anda kendini sanal gerçeklik içinde bulup kontrol ve üstünlük duygusu hissederek yanlış adımlar atabilir. Bu nedenle bu oyunu oynarken insan fiziksel gerçekliği, gerçek dünyada yaşıdığını unutmazsa oyun kişide stres altında soğukanlılık becerisi kazandırır. Bu oyun bu nedenle teknolojik oyunlar içerisinde belki de en heyecanlı ama en riskli oyun diyebiliriz. Çünkü kişiyi masa başından, evin güvenli ortamından kaldırıyorsunuz artık. Kişiyi telefonun başından ya da masa başından kaldırma açısından bu oyunlar aslında bir devrimdir. Bu artık sanal gerçekliğin ne kadar sanal olduğunu sorgulatıyor. O yüzden ilkokul düzeyinde olanlarda bir risk olabilir bu. Çocuğun tek ilgi alanı olursa tehlikeli. Çocuk kendini kaptırır. Yemeği unutur, okulu unutur. Bunu bir şans oyunu haline getirerek "Seni şurada şu bekliyor" ümidiyle zarar vermek isteyenler, istediği gibi bir yerde bunu gerçekleştirebilir, bu oyunu kullanabilir. Özellikle bu oyunda çocuk tacizcileri büyük rol oynayabilir. Çocuk tacizcilerinin işini kolaylaştırdı, aslında önceden sanal olarak ilişki kurarken fiziksel olarak da ilişki kurabileceğini gösteriyor.
DEVLET BU OYUNU YASAKLAMALI
Prof. Dr. Mansur Beyazyürek/ Doktorlar Merkezi-Psikiyatrist
Ben yıllardır '10 yaşına kadar
çocukları bu oyunlardan uzak tutun'
diyorum. Çocuk her şeyi somut
düşünür; bazı şeyler gerçek mi,
yanlış mı bilmez. Bu tip hayal alemi
şeklindeki oyunların yaygınlaşması;
kendisini işe vermede güçlük,
işlerde aksamalar, hafızada kusurlara
sebebiyet verecek, insanlar
tahrip olacak. Psikolojik ve sosyal
denge bozulduğu zaman insanlığımızdan
çıkarız. Bu tip oyunların yoğun
oynanması depresyon eğilimi
ve varsa psikozlar ortaya çıkaracak.
İnsanlarla ilişkiler bozulacak.
Çatışmaya yol açacak. Eğer bağımlılık
boyutuna gelirse, psikiyatristlere
oyundan dolayı gelmeyecekler
ama bu oyunun yol açtığı psikolojik
ve sosyal sorunların boyutlarından
dolayı gelecekler. Devlet bu oyunu,
iyice yaygınlaşmadan yasaklamalı.
TÜM YAŞAMIMIZI DEĞİŞTİREBİLİR
Doç. Dr. Ebulfeyz Süleymanlı/Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı
İnsanları bu tür oyunlara iten nedenleri konu
alan araştırmalarda altı temel neden sıralanıyor:
Aksiyon, sosyal deneyim, odaklanma, yaratıcılık ve
amaca ulaşma deneyimi. Video oyunlarındaki elde
edilen ödüllerin, gelinen düzeyin gerçek yaşamda
gerçekleşmesi çok zor. Nitekim oyunlar üzerinde
yapılan araştırmalarda, oyuncuların daha ziyade
ödüllü yarışmaları tercih ettikleri saptanmıştır.
Pokemon Go, özellikle gerçek yaşamla etkileşim
içinde olduğundan dolayı bağımlılık da
oluşturuyor. Pokemon Go, tüm yaşamımızı
değiştirebilir. Ama oyun henüz yeni
yaygınlaştığı için sosyal etkileri daha
ileriki dönemlerde daha net
belli olur.
EPİLEPSİ NÖBETİNİ TETİKLER
Prof. Dr. Serdar Dağ/ Doktorlar Merkezi-Nörolog
Telefonla çok fazla oyuna dalmak,
uzun zaman geçirmek; sara
hastalarında nöbetleri tetikler. Onun
haricinde zaten telefonla uzun süre temasın
merkezi sinir sisteminde tahribat yaptığı
görüşü de var.
Ayrıca odağı tek bir noktaya topladığı için dikkat
dağınıklığı yapabilir. Bunların dışında migreni
olanlarda stres yarattığı için bu tür ağrıların
tetiklenmesine ve şiddetlenmesine yol açar.
İnsanlar kaza yapabilirler;
bir yere çarpar, düşebilirler. Ayrıca sürekli
olarak elinde telefonla gezmek duruş
pozisyonunda sorun yarattığı
için de bel, boyun ve
omurilik bozukluklarına
yol açabilir.