Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Tıp Fakültesi Dekanı ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Algün, Türkiye'de son 10 yılda şeker hastası sayısının yüzde 7'lerden yüzde 13 dolayına çıktığını belirterek, "Türkiye'de şeker hastalığı son 10 yıldır iki kat arttı" dedi.
Karadeniz'de de şeker hastalığının arttığını belirten Algün, "Karadeniz'de şeker hastalığı artıyor ama diğer bölgelere göre artış oranı biraz daha düşük. Yaklaşık yüzde 10, 11 gibi oranlar var. Bunun sebebi çok iyi araştırılmış değil, yalnız bazı öngürülerimiz var. Şeker hastalığı Karadeniz'de diğer bölgelere göre neden düşük olabilir, Karadeniz'de hala coğrafi koşullar oldukça ağır ve insanlar hala köylerde, yaylalarda çalışıyor, hatta maddi olarak problemi olmayanlar bile sırf zevk için çalışıyor. Bu nedenle şeker hastalığı oranı diğer bölgelerimize göre daha düşük olabilir" diye konuştu.
Prof. Dr. Algün, Karadeniz'de şeker hastalığı oranının düşük olmasında yöre insanının beslenme özelliklerinin de etkisi olabileceğini ifade ederek, "Karadeniz'de daha doğal beslenme ön planda. Bölgemizde 20 yaş üstü kişilerde şeker hastalığı oranı yüzde 10'un üzerinde ama Türkiye geneline göre biraz daha geri planda. Bunda doğal beslenmenin etkesi olabilir" ifadesini kullandı.
Şeker hastalarında bazı yanlış inanışların olduğuna, bunun da sağlığı olumsuz etkilediğine işaret eden Algün, şöyle devam etti:
"Bu mevsimlerde diyabetik hastalardaki ana problemlerden biri halk arasında bazı meyvelerin şekere iyi geldiği konusundaki yanlış inanıştır. Karayemişin şekere iyi geldiğine inanılır ve ağustos, eylül aylarında bol miktarda tüketilir. Kış geldiğinde ise greyfurtla ilgili benzer bir efsanenin zararlarını hastalarda görüyoruz. Greyfurtun ya da ekşi meyvelerin de şekere iyi geldiğine dair bir inanış var. Şekere veya gribe iyi geldiğine inanarak greyfurtu hastalar fazla tüketmeye çalışıyor, bu son derece yanlış. Çünkü meyvenin ekşi ya da tatlı olması asla ve asla şekeri yükseltip düşürmesi anlamına gelmiyor."
"ŞEKER HASTALARI MEYVE TÜKETİRKEN HEKİME DANIŞSIN"
Şeker hastalığında meyvelerdeki kalori miktarının önemli olduğuna işaret eden Algün, şunları kaydetti:
"Meyvenin içerdiği kalori ile tat farklı olaylardır. Greyfurt ile tadı daha iyi olan üzümün kalori değerlerine baktığımızda çok ciddi bir fark gözükmüyor. Oysa bizim öyle hastalarımız varkı 'hocam kış geldi, taze grayfurt çıktı, ben günde 3-4 tane yiyorum ya da suyunu içiyorum' diyor. Greyfurtu seviyor musunuz diyorum 'hayır hiç sevmiyorum ama şekere iyi geliyomuş' diyor. Bir de bakıyosunuzki şekeri çok yükseliyor. Bizim için meyvenin içerdiği şeker miktarı önemlidir, tadı önemli değildir ve kalori anlamında greyfurtun üzüme bir üstünlüğü yoktur. O nedenle şeker hastaları hekimine danışmadan bol miktarda bu tür meyveleri tüketmemeli."
Prof. Dr. Ekrem Algün, şeker hastalarının hiç meyve yememesinin de doğru olmadığını söyleyerek, "Biz şeker hastası asla meyve tüketmeyecek demiyoruz ama meyve tüketimlerinde mutlaka hekimine veya hekiminin yönlendereceği beslenme uzmanına danışarak nasıl meyve tüketeceğine karar vermeli" dedi.
"PORTAKAL SUYU İÇENE KADAR PORTAKAL YİYİN"
Meyve tüketirken meyve suyu yerine meyvenin kendisinin tüketilmesi gerektiğini anlatan Algün, sözlerini şayla tamamladı:
"Ne kadar doğal yöntemlerle hazırlanırsa hazırlansın meyve suyu yerine meyvenin kendisi tercih edilmeli. Bu hem şeker hastaları hem sağlıklı insanlar için böyle. Obezitenin bile en büyük nedenlerden biri meyve yemek yerine meyve suyu içmek. Sağlıklı beslenme için bir bardak portakal suyu içine kadar iki portakal yiyin. Diyabetik bir hasta, beslenme uzmanının ona günde önereceği ortalama meyve miktarı ne ise öğünlere bölerek ona göre meyve tüketmeli."