Onlar Türkiye'nin en zeki gençleri arasından seçiliyor. Zekâ oyunlarını kısa sürede çözüyor, bundan büyük keyif alıyorlar. Kimi dünya çapında dereceye sahip, kimi zekâ oyunları yarışmaları için sorular tasarlıyor. Hepsinin zevk aldığı tek bir şey var: Akıl oyunlarını çözmek. Bu yıl da ülkemizde seçilen isimler dünya çapındaki en zeki isimlerle yarışacak. Türk Beyin Takımı kaptanı Ferhat Çalapkulu Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonası'na katılan Türk Beyin Takımı'nın son 10 yılda dünya ikinciliği, üçüncülüğü ve beşinciliklerinin olduğunu belirtiyor: "Türk Beyin Takımı 1992'den beri var. Her yıl bir yarışmayla takım belirleniyor. Türkiye çapında yapılan yarışmada dört kişi seçildi. Bugün Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonası ve Dünya Sudoku Şampiyonası'na katılıyoruz. Takım olarak ilk yediye, bireyselde ise ilk yirmiye girmek hedefimiz. Amacımız da zekâ oyunlarıyla erken yaşta çocuklara düşünmeyi sevdirmek, yaratıcı düşünceyi geliştirmek. Şampiyona ise bu işin eğlencesi!" Slovakya'da bugün başlayan 25. Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonası 22 Ekim'e kadar devam edecek. Biz de şampiyonaya katılan Türkiye'nin en zeki gençleriyle bir araya geldik. İşte Türk Beyin Takımı...
Serkan Yürekli (34)
FAZLA ZEKA BAŞA BELA
Küçük yaşlarından itibaren akıl oyunlarına ilgisi başlamış. Dünyada da zekâ soruları tasarlayan üç-beş insandan biri. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun. Türk Beyin Takımı'nda dört-beş kez yer almış. "Fazla zekâ başa bela mı?" diye sorunca Yürekli: "Her şeyin fazlası bela olduğu gibi fazla zekâ da başa bela!" diyor. Zeki olmanın hayatına etkisini anlatıyor: "İnsanlar ağırlıklı olarak karar vermede sıkıntı çekerler, ben çekmiyorum. Temkinli ve planlıyım. Mantık önplanda olduğu için duygusallık örseleniyor. Her şeyi hemen kavramam en çok sıkıntı çektiğim nokta. Arkadaşlarımla iletişimde zorluk yaşıyorum. Zeki insanlardan korkuyorlar. Zekâ oyunları çözmenin dışında zekâ oyunlarına soru hazırlıyorum."
Ahmet Taruz (36)
DEVLERİN ARENASI
Türk Beyin Takımı'nın en büyüğü. Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunu, şimdi ODTÜ'de İstatistik okuyor. Hem Türk Sudoku hem de Türk Beyin Takımı'nda yer alıyor. "Mantık mı duygu mu önplanda?" diye sorunca "Bende duygu daha arka planda. İletişim problemi ise bazı noktalarda sıkıntı oluşturuyor. Mantıksal problemleri ve eksiklikleri çok rahat görüyorum. Bu mantıksal eksikliklere rağmen insanların davranışlarına anlam veremiyorum, iletişimde sıkıntı buradan çıkıyor" diyor. Karabulut televizyonda dizi izlerken ya da kitap okurken sıkılıyor. Çünkü konular ona tanıdık geliyor. Zeki insanlarla yarışmanın çok zor olduğunu da belirtiyor: " 'Çok iyi yaptım' dediğiniz an, bir bakıyorsunuz zekâ oyunu sıralamasında 30'uncu olmuşsunuz. Herkes iyi! Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonası zekâ devlerinin arenası! Bilek güreştirir gibi beyin güreştiriyoruz. En iyi derecem 46'ıncılık. Bunu ilk otuza taşıyabilirsem büyük başarı elde etmiş olurum."
Mehmet Durmuş (17)
HEDEFİM BİRİNCİLİK
Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde okuyor. Genç yaşta Türk Beyin Takımı'nda A takımına girmiş, bu yıl şampiyonaya katılıyor. Dünya Zeka Oyunları Şampiyonaları'nda 18 yaş altı dünya üçüncüsü ve beşincisi olmuş. Türkiye çapında birincilikleri var. "Fazla zekâ bir deva gibi. Çoğu olayı önceden tahmin edebiliyorum. Bu benim için avantaj arkadaşlarım için dezavantaj" diyor. Zamanının çoğunu matematik soruları ve akıl oyunlarını çözmekle geçiriyor. Satranç oynamayı seviyor. Tam bir Osmanlıca âşığı. Tarihe ilgisi var. Matrakçı Nasuh'un Umdet'u-l Hisab adlı kitabını çevirmiş. Gelecekte ise matematik okumak istiyor. Spor yapmayı seviyor ama zeka oyunlarına daha çok zaman ayırıyor. Kitap okumak da hoşuna gidiyor. Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonası'nda dünya üçüncüsü olmuş: "Türkiye'yi temsil etmekten onur duydum. Gelecekte dünya birincisi olmak hedefim!"
Hatice Esra Aydemir (21)
İNSANLAR ÖNYARGILI
Türkiye'nin 'en zeki kadını'. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okuyor. Kendini ayrıcalıklı hissetmiyor ama insanların önyargılarından şikâyetçi: "Bazı arkadaşlarım espri yaptığımda 'Bunu sen mi yapıyorsun?' diyorlar. Mükemmel olmam bekleniyor." Kitap okumak ve akıl oyunları oynamaktan hoşlanıyor. En mutlu olduğu an ise arkadaşlarının yanında olması. "Üç-dört kitaba bir anda başlayıp bitiriyorum. Belli bir noktadan sonra sıkılıyorum. Romanın başları beni sarmıyor, 200. sayfadan başlarım. Her şeyin yavaş ilerlemesi beni sıkıyor" diyor. "Erkekler zeki kadın sevmez, denir. Evleneceğin erkeğin zeki olması şart mı?" diye sorunca iddialı bir yanıt veriyor: "Şart değil. Sadece kültürlü ve öğrenmeye açık olmalı." Dünyada henüz derecesi yok. Ama Türkiye ikinciliği var: "3-4 defa takıma girdim. Dünyada Almanlar, Japonlar ve Amerikalılar çok iyi. Yabancı zekilerle ortak bir dilimiz var. Şampiyonada bir arada olmak beni rahatlatıyor. Zekâ oyununda ikinci olmuş birini geçince mutlu oluyorum."
Fatih Kamer Anda (23)
SORU HAZIRLIYOR
Türk Sudoku Takımı'nda. Genç Beyin Takımı'ndan Türk Beyin Takımı'na yükselen ilk oyuncu. Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonası'nda 68'inciliği var. Bandırma Üniversitesi İktisat bölümünde yüksek lisans yapan Anda, zekâ soruları icat ediyor. İngiltere ve Macaristan gibi milli takım seçmelerine sorular da hazırlıyor: "Zekâ sorusunu hazırlamak zorluğuna göre değişiyor. Yüzlerce oyundan herhangi birine yüzlerce soru hazırlıyoruz. Bu bazen beş dakika bazen bir hafta sürebiliyor. Ne kadar zor olursa olsun çözerim." Onun spora ilgisi fazla. Spor aktivitelerini takip ediyor. Hentbol oynuyor. Hareketsizlikten sıkılıyor. Çok yönlü bir yapısı var. 'Sen yaparsın, sen zaten bilirsin?' düşüncesi onu aksi yönde etkiliyor. Dünya Sudoku Şampiyonası için heyecanlı: "Türkiye'yi temsil ediyoruz. Büyük bir sorumluluk hissediyorum ama başarınca büyük bir mutluluk yaşıyorum. Şampiyonada görevi tamamlamak ise özgüven yaratıyor."