Şu uzakta gökyüzünde uçan şey kuş mu? Yok, uçak galiba. Dilek feneri olmasın? Hayır bir saniye üzerindeki ışıklar yanıp sönüyor, yoksa o bir UFO mu? UFO'lar yani tanımlanamayan uçan cisimler ve uzaylılar yıllardır insanlığı meşgul ediyor. Pek çok kişi için uzaylıların varlığı en merak uyandırıcı, en gizemli konuların başında geliyor. Uzaylılar var mı? Neye benziyorlar? Ne yer, ne içerler? Bizden ileriler mi? Dünyaya neden gelirler, gelmişken neden kendilerini adam gibi göstermezler? Peki, biz neden UFO gördüğümüzde dillere destan misafirperverliğimizi bir kenara bırakıp taş atıyoruz? Konu kimileri için bilim kurgu boyutunda oysa bazı insanlar uzaylıların varlığını bilimsel verilere dayandırıyor. Meraklıların derdine derman olmak için 2 Temmuz, 2001'den beri Dünya UFO Günü olarak kutlanıyor. Biz de konu derin, mevzu karışık dedik aklımızdaki soruları bu günün kutlanmasına vesile olan kişi Haktan Akdoğan'a sorduk. Haktan Akdoğan Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi'nin Kurucusu ve Başkanı. 51 yaşında. 32 yıldır bu konuda araştırma yapan Akdoğan konuya 9-10 yaşlarında Uzay Yolu dizisi sayesinde ilgi duymaya başlamış: "Bana bilim kurgu gibi gelmezdi o filmler. Yaşım ilerledikçe uzayla ilgili romanlara merak saldım. 1985'te Amerika'ya gittim. Orada çok ciddi araştırma merkezleri var. Kongreler yapılıyor, kaynaklar, kütüphaneler... 1996'da Türk halkının da bu önemli konuda bilgi edinme hakkı olduğuna inanarak yurda döndüm." Akdoğan'a göre eski çağlardan günümüze dünya dışı varlıklar bizi ziyaret ediyor. Üstelik bu ziyaretler son zamanda sıklaştı. Bunun sebebi dünyanın gidişatına dair duydukları endişe: "Dünya insanı karanlığa doğru gidiyor ve artık uyanması gerekiyor. Galaktik dostlarımız da dünyanın gidişatından endişe duyuyor. Dünya insanı egolarından, hırslarından dolayı bir türlü egolarını yenemedi. Tarih boyu savaştık, şimdi daha da tehlikeli silahlarımız var. Bu silahları kullanarak uzaya öyle bir kozmik sinyal gönderdik ki kozmik komşularımız endişe duyup burada tekamül eden ırkın gelişimini korku ile izliyorlar."
- Uzaylılar ne yerler, ne içerler?
- O konuda somut, bilimsel bilgimiz az. Ne yerler, ne içerler bilmiyoruz. Biz ne onların gezegenlerine gittik ne onlarla karşılıklı oturup konuşabilir durumdayız. Ancak tahminlerde bulunabiliriz. Fizik bedene sahip, biyolojik yapıda olan varlıklar beslenebilirler. Bunları doğal gıdalarla yapıyor olabilirler ya da hap alıyor olabilirler. Fakat fiziksel forma sahip olma gereği duymayan, bizim melek tabir ettiğimiz varlıklar enerji ile besleniyor olabilir. Evrende her şey bir enerjidir zaten. Uzaylıların ne yiyip içtiği insanlığa fayda sağlayacak bir bilgi değil zaten. Bizim insanlar olarak sonsuz imkanların mevcut olduğu sonucunu idrak etmemiz gerekiyor.
BİZDEN İLERDELER
-
Uzaylıların hep bizden ileri oldukları düşünülüyor hep. Ya gerilerse?
- Buraya gelen UFO'lar ve dünya dışı yaşam formları
bizden çok daha ileriler. Buraya gelmeleri
için ışık hızını aşmaları gerekiyor.
Farklı gezegen sistemlerinden, farklı
galaksilerden, farklı boyutlardan
gelmeleri için bu şart. Buraya
ulaştıklarına dair eski çağlardan
beri kanıtlar var. Buraya gelenler
hem teknolojik olarak hem
de ruhsal olarak bizden çok
çok daha ileri. Ama tabii ki evrenin
bir çok yerinde dünyada
geldiğimiz noktadan daha geri
düzeyde, evrimleşmenin
daha başında olan uygarlıklar
da muhakkak vardır.
-
Daha mı sık UFO göreceğiz yani İstanbul semalarında?
- UFO gözlemlerinin
çok ciddi bir şekilde arttığını
görüyoruz. Dünyanın
farklı yerlerinde rapor
edilen UFO gözlemleri son
yedi-sekiz senede her yıl
yüzde 30 ila 60 arasında
arttı. Bu da dünya dışı uygarlıkların
temsilcileri insanlığın
genel ortalama realite
düzeyini sarsmadan, büyük
şoklara ve şaşkınlıklara
sebep olmadan belli bir
plan dahilinde kendilerini
göstererek varlıklarına
ilişkin somut kanıtlar bırakıyorlar.
Zihinsel bakımdan
da insanlığı yavaş yavaş
bu gerçeğe hazırlıyorlar.
-
Nasıl bir plan var sizce kafalarında? Neye göre ziyaret ediyorlar sizce dünyayı?
- Genellikle askeri üstler ya da nükleer
tesisler civarında gözlemleniyorlar.
NASA ya da benzeri kuruluşlar neden uzaya
gitmeye çalışıyor sizce? Evreni, var oluşu araştırmak,
başka yaşam formlarını incelemek adına.
Onlar da kendilerinden farklı yaşamları incelemek
için geliyor. Temel amaç kaynağa ulaşmak. Kaynak
dediğim yüce Yaradan, Rabbimiz. İnsanoğlunun
en temel içgüdülerinden biri olan merak gelişmemizin
de nedeni. Onlar da bizden ileri olsalar bile
gelişimlerinin en üst noktasında değiller. Onlar da
gelişmek zorunda. Dünyaya da geliyorlar, başka
galaksilere de gidiyorlar. Evrende milyarlarca uygarlık
var. Evrenin var oluş amacı yaşamı ve hayatı
barındırmak. En büyük kanıtı biziz. Biz varsak tabii ki başkaları
da var. Evreni, bu büyük sonsuzluğu sadece bizim var
oluşumuzla sınırlamak yaradılışın fıtratında yok.
-
O kadar misafirperver olmakla övünen bir millet olarak neden UFO gördüğümüzde taş atıyoruz?
- Öyle vakalar oldu. Bunun nedeni bilgi eksikliği ve korku.
O yüzden insanları evrende yalnız olmadığımız gerçekliğine
psikolojik olarak hazırlamak önemli. Bu reaksiyonlar komik
gibi gelebilir ama çok normal. Bilinmeyene karşı insanlar korku
besliyor. Halbuki dünyanın ne hale geldiğini görüyoruz.
Terör, patlamalar, silahlı saldırılar. Dünya insanı karanlığa
doğru gidiyor ve artık uyanması gerekiyor. Dünya dışı varlıklar
savaşlarla ilgili son derece büyük bir endişe içinde. Galaktik
dostlarımız da dünyanın gidişatından endişe duyuyor.
Biz atomu parçaladık, yok edici gücünü öne çıkardık, onunla
bomba yaptık. Birbirimizle savaşıyoruz, yok ediyoruz. Dünya
insanı egolarından, hırslarından dolayı bir türlü egolarını yenemedi.
Tarih boyu savaştık, şimdi daha da tehlikeli silahlarımız
var. Sadece birbirimizi değil doğayı da yok ediyoruz. Bu
silahları kullanarak uzaya öyle bir kozmik sinyal gönderdik ki
komik komşularımız endişe duyup burada tekamül eden ırkın
gelişimini endişe ile izliyorlar. Dünya dışı varlıkların bilgisi
insanlık tarihinin en heyecanlı paylaşımı olacak. İnanıyoruz
ki bu bilginin açıklanması dünya tarihini hiç eşi benzeri görülmemiş
yepyeni bir çağa sokacak. Bu açıklama tüm insanlığı
yeni bir barış ve kardeşlik ruhuyla bir araya getirebilir. Bizi
gezegenler arası iletişim sürecine sokabilir. Dünyalı olduğumuzu
anlayacağız, "Niye biz birbirimizi yiyoruz?" diyeceğiz.
Ülkeler arası din, dil, ırk, mezhep farklılıklarının önemsizliği
anlaşılacak. Bu belki de savaşları durduracak. Tüm gizli servislerin
en önemli konusu UFO'lardır zaten.
DÜNYAYI ELE GEÇİRMEK İSTEMİYORLAR
-
Onları da birbirine düşürür müyüz diye korktum şimdi?
- Onların böyle bir niyeti olsa zaten dünyayı
bir iki dakikada ele geçirirlerdi. Onların
motivasyonu dünyayı ele geçirmek, bizi köleleştirmek
değil. Tarihin bir çok uygarlığında,
İnkalar, Mayalar, Aztekler, Göktürkler, Aborjinler
ve Mısır'da izlerine rastlarız. Bunu
niye yapmadılar? Böyle bir niyetleri yok.
-
Peki bu galaktik dostlarımız madem bu kadar ileri neden Mustafa Topaloğlu'yla temasa geçiyor ya da Reyhan Karaca'yı kaçırıyor da sizinle temasa geçmiyor?
- Bu kişiler hakkında bir yorum yapmak
istemiyorum. O onun iddiasıdır. Biz
kaçırılma demiyoruz alıkonma
diyoruz. Kaçırılmanın arkasında
biraz kötü niyet var.
Dünyada milyonlarca insan
var alıkonulan. Bu insanların
halüsinasyon görmediğine,
ruhsal bir hastalığa sahip
olmadıklarına dair fiziksel
kanıtlar var. Bu insanlara
çipler yerleştiriliyor. Bu
çipler ameliyatla çıkartılıp
üzerlerinde deneyler
yapılınca dünyada var
olmayan elementlere
rastlandı. Alıkonma
vakalarına dair somut
kanıtlar var. Sadece
kişilerin sözleriyle
hareket etmeyiz. O
insan bir filmden etkilenebilir,
bilinçaltı bir
oyun yapabilir, obsesif
bir durumu vardır. Bilim
adamları, yazarlar, devlet
büyükleri de kaçırıldı. Rusya'nın
Karmikya bölgesinde
Karmikya Cumhurbaşkanı,
Dünya Satranç Komisyonu
Başkanı, ki Vladimir Putin'in
de yakınıdır, o alıkonduğunu
anlatır. Eski Japonya Başbakanı'nın
eşi de alıkonmuştur.
Köydeki çoban Mehmet değil, her
gelir ve kültür düzeyinden kişi bunu
yaşayabilir. Kanada Savunma Bakanı
Paul Hellyer ya da ABD eski bakanı
Jimmy Carter da alıkonduğu söylenen
diğer saygın kişilerdir. Rahmi Koç'un
oğlu Ali Koç Nakkaştepe'deki holdinglerinde
bana bizzat anlattı Ağrı Dağı'nın
eteklerinde UFO gördüğünü.
UFO İHBARLARININ YÜZDE 90'I ASILSIZ
"Bize bir UFO gözlemi ihbarı geldiğinde tamamen bilimin metodolojisiyle hareket ediyoruz. UFO gözlemi yapıldığı zaman bize gelen ihbarları değerlendiriyoruz. Görüntü varsa teknik analizlerden geçiriyoruz. Montaj, ışık oyunu, gölge ya da Çin feneri olabilir. İhbarların yüzde 90'ı yanılsama oluyor. Çünkü konu suiistimale açık. Dolayısıyla bilimin her türlü disiplinini kullanarak analiz yapmamız gerekiyor."
UZAYLILARIN VARLIĞI İNSANLARDAN SAKLANIYOR
"Dünya planında bu gerçeklik saklanıyor. Bu çok önemli, insanlığı bir araya getirecek bir bilgi. Fakat hâlâ Ortaçağ zihniyetiyle, politik, ekonomik ve dinsel güç kaygılarıyla dünya dışı zeki yaşam ile ilgili bilgiler ve kanıtlar dünyayı yöneten kontrol sistemleri ve güç odakları tarafından insanlıktan saklanmakta. Bir yandan da bu çıkar grupları bu gerçeği örtbas etmeye çalışsalar da onların bu kötü niyetli davranışlarına rağmen galaktik dostlarımız kendilerini halklarla bütünleştirmek, onları bu realiteye alıştırmak niyetiyle kendilerini göstermeye devam ediyorlar. Bu süreç önümüzdeki günlerde de hızla, artarak devam edecek."
BENİ GÖTÜRSELER ARKAMA BİLE BAKMAM
- Siz ister miydiniz alıkonulmak?
- Ben dünyada belli bir görev yerine getiriyorum. O da insanları bilgilendirmek, bilinçlendirmek. Ama tabii yarın bir ana gemi gelse binerim, bir daha da arkama bakmam. Başka sistemlerde gidip araştırmalar yaparım.
- Hiç temasa geçtiniz mi peki?
- Kişisel sorulara yanıt vermek istemiyorum. Ama deneyimlediğim çok olay var. Gözlemlerim var. Sekiz, dokuz kere UFO gördüm. Çok net gözlemlerim var. İlk gözlemimi bu konulara girdikten 15 yıl sonra yaptım.
- Peki uzaylılar niye gemilerini Taksim Meydanı'na indirip bizimle açık açık temas etmiyor? Neden bu kadar çekingenler?
- Bunun birkaç nedeni var. Birincisi hazır değiliz. Burada yaşayan 7 milyar insanın açık temasta ne tür bir reaksiyon göstereceğini çok iyi hesaplıyorlar. Sizinki dünyevi bir bakış açısı. Bir meydana inmeleri onlar açısından bir müdahaledir. İnsanlar psikolojik travmalar yaşar. Önce insanları bu gerçekliğe hazırlayacaksınız. Bu konudaki Hollywood filmleri ve belgeseller niye yapılıyor sanıyorsunuz. Biz evrimin çok alt düzeylerinde görünüyoruz dışardan. Birbirini yiyen, yok eden ilkel bir toplumuz onlara göre. Yüzbinlerce yıl ileri topluluk niye kendini bir anda gösterip korkuya sebep olsun ki?
- Sizce bir gün yüz yüze bakacak mıyız onlarla?
- Belirli bir kozmik plan dahilinde ilerlendiğine inanıyorum. Şu an yaşayan jenerasyonun açık temas yaşayacağına inanıyorum. 15-20 yıl içinde bu gerçekleşecek. Dünyadaki büyük değişim, sancılı süreç yeni doğumlara gebe. Şafak sökmeden önceki son karanlıktayız.