Kaç
film izledik uzaylıların dünyamızı yok etmek ya da istila etmek istemesiyle ilgili? Ama malum büyük çoğunluğu hüsranla bitti. Uzaylı ne kadar gelişmiş olursa olsun, ne kadar o bilmediğimiz teknolojiyi kullanırsa kullansın nihayetinde ilkel bulduğu insanlık karşısında yenildi. Ama işin aslı dünyayı yok etmek o kadar da zor değil! Hatırlayın Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi filmini. Uzaylılar gelir, lazer silahlarıyla birkaç saniyede dünyayı patlatır. Ve aslında onların dünyayı yok etmesi için öyle ihtiraslı bir neden de yoktur ortada. Mesele basit bir 'istimlak meselesidir'. Dünya, galaksiler arası otoyol inşaatında engel teşkil etmektedir! Yok edilir olur biter! Bu istisna dışında Hollywood uzaylıları genellikle düşman belledi ve saldı insanlığın üzerine. Çoğu zaman eciş bücüş yaratıklar olarak lanse edildiler. Bunun sebebini de anlamak zor değil. Düşmanlar ya çirkin yaratık olmak zorundalar. İnsanlığın daha doğrusu Amerikalıların uzaylıları düşman görmesinin müsebbibi biraz da Orson Welles olabilir mi acaba? Malum sinemacı olmadan önce 1938'de radyodan H. G. Wells'in Dünyalar Savaşı romanını tiyatro oyununa uyarlayıp öyle bir anlatır ki Welles, belki de zihinlerdeki uzaylı kabusu böyle başlar. Welles'in "Bu gece New Jersey'de çiftliğe inen bu tuhaf mahluklar, Mars gezegeninden gelen işgal ordusudur" demesiyle, Amerikalılar gerçekten işgal altında olduklarını düşünür ve film kopar! Koca ABD'de hayat kaosa sürüklenir. Sonrasında Spielberg'in 'bir dakika uzaylıları neden kötü belliyoruz' deyip önce 1977'de Üçüncü Türden Yakınlaşmalar filmini sonra da 1982'de E.T.'yi çekmesine kadar uzaylılar baş belası olarak resmedilir.
SOĞUK SAVAŞ'IN UZAYLIYA ETTİĞİ...
30'lardan 80'lere kadar uzaylının kötü, vahşi, baş belası olmasının bir diğer sebebi de Soğuk Savaş'tır. Malum, bu dönemde Sovyet Rusya'dan gelecek olası bir nükleer saldırının tezahürüdür sinemadaki uzaylı istilası. Bunun için uzaylılar gittikçe daha korkunç hale getirilir. Ama E.T. sonrası durum değişir. Artık uzaylının iyisi de var kötüsü de... Algımız böyle yani. Bazen iyi uzaylı ile kötüler bir filmde de buluşabiliyor. Mesela Transformers serisinde insan dostu uzaylılarla insana düşman uzaylıların mücadelesi anlatılır. Ama mücadele alanı dünya olunca yine olup biten bizim gezegenimize olur. Uzaylıya güvenmeyen sinemacıların arasında başı çeken Roland Emmerich 90'larda Kurtuluş Günü filmiyle onları işgalci olarak göstermişti ya, anlaşılan nefreti depreşti, Kurtuluş Günü: Yeni Tehdit ile 20 yıl sonra yine geldiler işgal için. Sanki sinemadaki kötü uzaylı algısını değiştiren kendisi değilmiş gibi Spielberg yıllar sonra Orson Welles'i tarihe geçiren Dünyalar Savaşı romanını aynı adla sinemaya uyarlar. Böylece uzaylıların işgalci olabileceği fikrine teslim olanlar kervanına katılır. Uzaylıların kötü bir huyu vardır. Tüm bu işgal girişimleri sırasında kentleri tarumar ederler, özellikle simge binaları, köprüleri yıkarlar. Aslında Çılgın Marslılar, işgalçi, kötü niyetli uzaylı algısını bir güzel ti'ye alırken Marslıların hiç zorlanmadan Beyaz Saray'ı işgal edebileceğini de gösterir bize. Diyeceksiniz ki, Superman var, iyi bir uzaylı! Ama işte o insan formunda olduğu ve buralarda büyüdüğü için içimizden biri olarak görülüyor. Lakin dünyaya iyi bir uzaylı olarak gelmek de pek fenadır. Çünkü o zaman tıpkı Yıldız Adam'da olduğu gibi insanlık peşinize düşer. Ki Yasak Bölge 9 tam da insanın elinden çeken uzaylıların dramını anlatan bir film olarak şahanedir. Kimileri de bizi uyarmak için gelir, Dünyanın Durduğu Gün'deki gibi. İnsanlık olarak gezegeninize kötü davranıyorsunuz, kendinize çeki düzen verin demeye getirir. Ha insanlık da az değildir. Onun da uzak gezegenleri işgal etme hırsını biliyoruz. Uzay Oyunları'nda koskoca bir gezegeni yok eden insanlıktır. Ayrıca Avatar da insanın başka bir uzaylı türünü, gezegeninde yok etmesinin filmi değil midir? Memleket insanının uzaylılarla temasını anlatan G.O.R.A.'nın finalinde ne demişti Arif "Amerikan sineması sözüm sana. Yıllarca uzaylıları öcü gösterdin. Ama unutma uzaylı da olsa insan insandır." Eee doğru söze ne denir?