Kalemle
yazmak her geçen gün hayatımızdan uzaklaşıyor. Artık kullandığımız dolmakalem modellerinden ya da turkuvaz, mavi, siyah, deniz yeşili gibi mürekkep renklerinden değil de, klavyemizin F mi yoksa Q mu olduğundan, akıllı telefonlarımızın sesli arama özelliği olup olmamasından dem vuruyoruz. Buna rağmen hâlâ kalemden ve kâğıttan vazgeçmeyen yazarlar ve siyasetçiler yok değil. Tam 130 yıldan bu yana hayatımızda var olan dolmakalemler tüm teknolojik gelişmelere rağmen tutkunları tarafından hâlâ baştacı... Ernest Hemigway'den Einstein'a, Yahya Kemal'den Orhan Pamuk'a, Yaşar Kemal'den Doğan Hızlan'a kadar birçok ünlü ismin kullandığı ve kullanmaya devam ettiği dolmakalemlerin kartuşunun ya da pompasının dama atıldığını söylemek için henüz erken. Tam tersine teknoloji ilerledikçe dolmakalemler daha bir değerli hâle geliyor. Kraliçe 2. Elizabeth'in tahta çıkışının 60. yılı için altın kaplama bir dolma kalem tasarlatması ya da sınırlı sayıda üretilmiş özel koleksiyon kalemlerinin 65 bin euroya kadar çıkan fiyatları bu kalemlerin revaçta olduklarının göstergeleri. Daha çok ithal dolmakalemlerin piyasayı kapladığı ülkemizde teknolojik gelişmelere direnen ve dolmakalem üreten tek firma ise Scrickss. Bakmayın isminin yabancı göründüğüne, tamamen yerli tasarım yapan bir firma bu. Aynı zamanda karikatürist olan Scrikss İcra Kurulu Başkanı İzel Rozental, "Çakmak ve kibritiniz var mı?" sorusu bitse bile 'Kaleminiz var mı?' sorusunun hiç bitmeyeceğini düşünenlerden. Zira ona göre kalem yazı icat edilmeden önce de vardı. "Ben teknolojiye meraklıyım ama kalemsiz yapamıyorum. Kalemle yazmak hafızayı güçlendirir ve zihni geliştirir." diyor. 1980'lerde Batı'da güzel yazı dersi varken biz de olmadığını, test kuşağı çocukları olarak sınav kalemleri olan dünyadaki tek ülke olduğumuzu belirten Rozental, geçmişte günde iki bin adet dolma kalem üretip piyasaya yetiştiremezken bugün bunu üç ayda ancak satabildiklerini kaydediyor.
İYİ DOLMAKALEM DEYİNCE...
Satış rakamları düşse de, dünyada sadece 50 tane dolmakalem üreten firma kalsa da ilginç bir durum var ortada. Bütün bunlara rağmen Scrikss kataloğundaki kalem sayısı 1582'ye çıkmış durumda. Yani 30 sene önce 200 çeşidi bulmayan kalem çeşidi 10 kat artmış neredeyse. İzel Rozental, kaliteli bir dolmakalemin tamamen fizik kurallarına göre ama fizik kurallarına da ters hareket eden bir sisteme sahip olduğunu kaydediyor ve ekliyor: "İyi bir dolmakalem dünyanın her yerinde kağıda değdiği an yazmalı. Bizim kalemlerimiz ömür boyu garantilidir. Her bir kalemimiz tek tek kontrolden geçer. Türkiye'de ilk dolmakalemi biz yaptık ve şu an sadece biz varız." Türkiye'nin bu tek yerli dolmakalem üreticisinin 50. yıla özel hazırladığı ve bu ay piyasaya çıkan dolmakalemi ise kalem sevdalılarını heyecanlandıracak cinsten. Kunter Şekercioğlu'nun İstanbul'un su kemerleri ve köprülerinden ilham alarak ortaya koyduğu tasarımla görücüye çıkan Heritage isimli kalem, krom platin renginde ve başlangıçta 10 bin adet üretildi. Fiyatı ise 300-450 TL aralığında. Şimdi üretim kısmını bir kenara bırakıp kullanıcılarına çevirelim bakışlarımızı. ABD Başkanı Barack Obama, Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Almanya Başbakan'ı Angela Merkel, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, işadamı Ali Ağaoğlu, Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören gibi isimlerin dolmakalem tutkunları arasında olduğunu söylemek mümkün. Orhan Pamuk, Doğan Hızlan, Adalet Ağaoğlu, Afet Ilgaz, Ümit Meriç, Nazlı Eray gibi isimlerin hâlâ kalem kullandıklarından haberdarız. Günümüzün yaşayan en büyük hikayecilerinden Mustafa Kutlu da kalemden vazgeçemeyen hatta teknolojiye mesafeli duran isimlerden. Yazarken tercihi dolmakalem olmasa da ince uçlu pilot kalem favorisi.
DOLMAKALEME ÖZENİRDİM
Kalemi hayatını anlamlı kılan bir nesne olarak tanımlayan Türk Edebiyatı Dergisi Yayın Yönetmeni, yazar Beşir Ayvazoğlu ilk telif ücretini aldığı 1973 yılından bugüne kadar kalemiyle geçimini sağlayan bir isim. "Bu sebeple kalemliklerim her zaman çeşit çeşit kalemlerle lebâlebdir. Dolmakalemler, kurşunkalemler, resim kalemleri, renk renk pilot kalemler... Kamış ve divit kalemlerim bile var. Ama o kadar az kullanıyorum ki... Gazetecilik mesleği yazarı teknolojik âletleri kullanmaya mecbur ediyor. Yazılarını ve kitaplarını kurşunkalem veya dolmakalemle yazanlara imreniyorum." demekten kendini alamayan Ayvazoğlu, ilkokuldayken öğretmeninin koyu yeşil renkteki dolmakalemini ceketinin cebinden çıkarıp kapağını özenle çevirerek açışına ve yoklama defterini imzalayışına hayran olduğunu hatırlıyor.
EL YAZISI KARAKTER VE KİŞİLİKTİR
Yazar Buket Uzuner ise kalemi hava, su ve toprak kadar insani bir ihtiyaç olarak gören isimlerden. Uzuner, "Dolmakalemin insanın el yazısına, dolayısıyla kişiliğine derinlik ve değer kattığını bilen bir kuşağın insanı olan babam sayesinde kalemlerin de farklı karakterleri olduğunu çocukken öğrendim. Babamın dolmakalemin pistonunu özenle çıkartıp onu kalın, pembe kurutma kağıtlarına yatırması, ılık su dolu bir porselen kasede bu pistonun içinde mavi mürekkep kalıntısı bitene dek yıkaması, sonra özenle kurulayıp, kalem haznesine koyması ve mürekkep şisesinden huşuyla yeniden mürekkep doldurması işlemi adeta kutsal bir tören gibi en az yarım saat sürerdi" diyor. Daktilodan bilgisayara geçen yazar Sadık Yalsızuçanlar da kalem tutkusunu bir kenara bırakamayanlardan. "Neyi yaptığınız, nasıl yaptığınızı belirliyor. Çok özel şeyler yazacağım zaman kurşunkalemi yeğliyorum. Doğallığı ve içtenliği ifade ediyor benim için." diyen Yalsızuçanlar, dolmakalem tercihinde ise Scrikss kullandığını söylüyor. Yazar Sevinç Çokum ise sesi ve akışıyla bütünleştiği dolmakalem ve hokkalı kalemin parmaklarını boyayışını bile kutsuyor adeta: "Teknolojinin bizi bu birliktelikten kesin olarak koparamamasına o sebeple hayret etmiyorum. Çünkü daha sıcak ve samimi kalem." Dolmakalem meraklılarının buluştuğu sitelerden birisi olan erguvankalem.blogspot.com.tr yöneticisi Mehmet Çelik "Bir blog açarak yazı kültürüne olan ilgimi başka insanlarla paylaşmak istedim. Çünkü cebimde dolmakalem görenlerin bazı soruları oluyordu, bu konuda bilgi eksikliği çoktu. Bir blog açarak kendi çapımda bir tanıtım yapayım demiştim, sonra örnek alındı ve çok site açıldı" diyen Çelik, sitesinin ziyaret trafiğinin oldukça iyi olduğunu kaydediyor. Görünen o ki teknoloji ne kadar ilerlerle ilerlesin, yazı ile olan iletişimimiz her ne kadar bilgisayar ve akıllı telefonlara mahkummuş gibi algılanırsa algılansın kalemler ve dolmakalemler tutkunları tarafından yaşatılmaya devam edecek.
Ellerim sadece kalem tutmasını bilir
ÜMİT MERİÇ: Kalemin kutsiyetine inanıyorum. Çünkü kelamın mukaddes olduğunu biliyorum. Benim ellerim sadece kalem tutmasını bilir. Cemil Meriç adına kalem tutan ellerim bugün de önce kendimi aydınlatmak için kalem tutuyor. Kalemden hiç vazgeçmedim. Bilgisayar tuşları bana hâlâ çok uzak. Tercih etitğim kalem yaralamaktan hoşlanmadığım kurşun kalem değil, tüketim toplumumun bir kölesi olarak elimden hiç düşmeyen tükenmezimdir. Ve bir günde bir tükenmezi tüketmeyi başardımsa bugün benim için aferinli bir gündür. Kalem tutmuş ellere, kalem tutan ellere ve kalem tutacak ellere selam olsun.
Elli tane kalemim var
BEŞİR AYVAZOĞLU: Ben bir dolmakaleme çok geç sahip oldum. İlk dolmakalemim ucuz, işporta işi bir kalemdi ve mürekkep akıttığı için hiç kullanamamıştım. İlk iyi dolmakalemim kapağı madeni, gövdesi gri renkte Scrikss marka bir dolmakalemdi ve dayım tarafından hediye edilmişti. Tercih ettiğim marka Pelikan'dır; kapağı ve uç kısmı siyah, gövdesi yeşil ve çizgili olanlara bayılırım. Mürekkepte tercih ettiğim renklerse mavi, yeşil ve kırmızıydı. Halen çeşitli markalardan 40-50 dolmakalemim var. Bazan içlerinden birini seçip büyük bir heves ve her fırsatta kullanmak niyetiyle bir güzel temizler, mürekkebini çektiririm; fakat az kullanılmaktan bir süre sonra uçları kuruduğu için her seferinde hevesim kursağımda kalır.
Onun asaletini hiç bir şeyle değişmem
SEVİNÇ ÇOKUM: Dolmakalemin asaleti benim için başka bir değerle yer değiştirmedi hiç. Sık kullanmasam da bazen özlüyor ve kitaplarımı dolmakalemle imzalıyorum. Ben ilkokula giderken başarılı öğrencilere törenle dolmakalem hediye edilirdi, bilmiyorum hâlâ böyle armağanlar veriliyor mu? Bir senaryomdan ötürü 1988 yılında Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilen Sheaffer marka dolmakalemin ayrı bir değeri var benim için.