Beykoz'daki İstanbul Kelebek Çiftliği, Türkiye'nin ilk kelebek çiftliği unvanına sahip. Haftanın yedi günü kelebeklerin dünyasını merak edenler buraya konuk oluyor. Çiftliğe ilgi büyük ama özellikle çocukların ilgisi bir hayli fazla. Çocukların arasında ilk kez kelebek görecek olan da var, kelebeklerden korkan da. Kelebeklerin bulunduğu bölüme girer girmez meraklı bakışlarla etrafı süzüyorlar. Aniden karşısına kelebek çıkınca bir çocuk "Aa! Kelebeeek buu!" diye arkadaşının kolundan çekiştiriyor. Hani
Kelebeğin Rüyası filminin sonunda Behçet Necatigil karakterinin ağzından söylenen "Belki bir kelebek o kadar memnun ki rüyasından / Hiç uyanmak istemiyor uykusundan..." dizeleri var ya; çocuklar da adeta bu rüyadan uyanmak istemiyor. Kelebekler de kısa ömürlerinde iz bırakmak istercesine çocukların omzuna, koluna, başına konuveriyor. Bu çiftliği kuran kimya öğretmeni Çiğdem Ünlü ve akademisyen Nafiz Ünlü çifti. İkisi de tam bir doğa tutkunu. Bu tutkuları nedeniyle Türkiye'de gezmedikleri şehir, Avrupa'da gitmedikleri ülke kalmamış. İki yıl önce İngiltere seyahatinde İngiliz şair ve yazar Shakespeare'in doğduğu Stratford kasabasına gittiklerinde ilk kez gördükleri kelebek çiftliği onları çok şaşırtmış. Nafiz Ünlü "Türkiye'de hiç önemsemediğimiz şeylerin başka ülkelerde ne kadar değerli olduğunu gördük" derken, eşi Çiğdem Ünlü de "O rengarenk uçuşan kelebekleri gördüğümüz an sanki cennete girmiş gibi hissettik. Özellikle çocukların kelebekler hakkında bilgi sahibi olmasını ve doğada vakit geçirmelerini sağlamak istedik" diye ekliyor. Böylece "Neden Türkiye'de de bir kelebek çiftliği olmasın?" düşüncesi belirmiş zihinlerinde. Eşdost "Kelebeğin de çiftliği mi olur?" dese de onlar kolları sıvamış. Çiğdem Ünlü de İngiltere'de kelebek çiftliğinde eğitim almaya koyulmuş ve iki yıl sonra da burasını açmışlar. Çiğdem hanım "İngiltere'de 55 tür kelebek var ve 28 çiftlik bulunuyor. Bizim ülkemizde 420 tür kelebek var. Ama tek kelebek çiftliğimiz var. Bu insanı üzüyor. Kelebekler Ekvator kuşağından ithal ediliyor. Çiftlikte kelebeğin, yumurta, tırtıl, koza ve kelebek oluş hallerinin dört evresini de görmek mümkün" diyor.
KELEBEKLER ÇOCUKLARIM GİBİ
Çiğdem Ünlü için kelebekler çocukları gibi. Ona "kelebeklerin annesi, kelebeklerin kraliçesi" denmeye bile başlanmış. Her gün itinayla kelebeklerin kontrolünü yapıyor. Gelenlerle ilgileniyor, çocuklarsa onun için bambaşka bir sevda. "Ziyaretçiler arasında en çok sorulan soru 'Kelebeklerin ömrü bir gün mü?' oluyor. Ben de 'Hayır!' diye cevap verip Sultan kelebeğini anlatıyorum. Adana'da bulunan Sultan kelebeğimiz Fas'a kadar göç ediyor. Nesli tükenmek üzere." diyen Çiğdem hanımın bir de müjdesi var: İstanbul Beykoz Çiftliği gelecekte daha da büyüyecek. Çiftliğin biyalogu ve tur rehberi Tuğba Akkaya ise en büyük yardımcısı Çiğdem hanımın. Her gün saat dokuzda çiftlikte hazır. Seradaki nem ve sıcaklık durumu, kelebeklerin beslenmesi için nektarların hazırlanışı ondan soruluyor. Öğreniyoruz ki kelebekler portakal, muz, kivi ve elma gibi meyvelerin çürümüşlerini çok severmiş. Akkaya, "Tabii ki belli bir süreleri var kelebeklerin. Ama her sabah gelip ölen kelebekleri itinayla topluyorum. Bazılarını saklıyorum. O güzelim kanatlarını ölümsüzleştirmek için çerçeveye koyabiliyoruz. Kelebeklerle duygusal bağımız var" diyor.