Patron Mutlu Son İstiyor
filmi ile geçtiğimiz hafta Tolga Çevik'e odaklandık. Ama filmde öyle bir oyuncu vardı ki işin aslı Çevik'in önüne geçti. Yapımcı İsfendiyar Sıcak karakterini canlandıran Ferruh Yenidoğan'dan bahsediyoruz.
Yenidoğan'ın tipi bir tuhaftı. Onun hakkında Kapadokya'da beyaz eşya işinde olduğu ve film setini ziyarete gidip sempatikliği ile yapımcı ve yönetmenlerin dikkatini çekerek sinemaya atıldığı dışında bir bilgimiz yoktu. Aklımın bir ucundan "Ferruh Bey ile bir konuşalım" diye geçi
rdim ama Ferruh Bey sırra kadem basmış. BKM'den Selma Semiz'e ne kadar ısrarcı olduysam artık, "Tamam, yarın 15.00'te buluşalım, seni Ferruh'a götüreceğim" dedi. Dediği saatte, dediği yerde buluştuk ve İkitelli'ye doğru yola çıktık. Neden merkezi bir yerde değil de İkitelli'de buluşuyoruz diye düşünürken, bir otelin önüne gelmişiz. İndik arabadan, 12. kata çıktık ve bir odanın kapısının önüne geldik. Selma biraz beklememi söyleyip kapıyı çaldı ve içeri girdi... Sonra da odaya beni çağırdı. Gördüğüm manzara karşısında nutkum tutulmadı desem yalan olur. Berber koltuğuna benzer bir koltukta biri oturuyor ve iki kişi ona makyaj yapıyordu. Yaklaşıp baktım, Tolga Çevik'in manidar gözleriyle karşılaştım. 'Ne oldu gurudun galdın' bakışı, benim bakışlarla cevabım ise 'Eee guruduk tabii...' Bu şoku sizler cuma akşamı Beyaz Show'da yaşadınız. Ama biz Tolga Çevik'in nasıl Ferruh Yenidoğan'a dönüştüğüne de tanık olduk. Efendim işinin ehli, plastik makyaj ustası Ivan Poharnok'un sihirli elleriyle... Ama bu öyle kolay bir süreç değil. Makyaj 5.5 saat sürüyor. Tolga Çevik oturmuş bir koltuğa, Poharnok ince ince çalışıyor. Ha Poharnok kim derseniz, çalıştığı filmler
Hansel ve Gretel,
Hellboy 2,
Alien Predator'a Karşı,
Son Samuray ve
Bulut Atlası... Tolga Çevik ile ilk molasında konuşurken iletişim kurmakta zorlandım. Yarısı Tolga Bey, yarısı Ferruh, insan bir tuhaf hissediyor kendini... "Berber koltuğunda otururken sıkılan erkeklerden misiniz?" diye sordum. "Evet, ama 5.5 saat hiç traş olmadım" dedi. İkinci soru "Peki 5.5 saat nasıl dayanıyorsunuz?" Çevik cevap verdi: "Ben Ferruh'u sevdiğim için oluşmasını izlemek iyi geliyor. Ayrıca çok acayip bir sanat yapıyorlar. İnce ince çalışıyorlar, onları hayranlıkla izliyorum. Tabii birkaç defa mola veriyoruz." Evet, onlar da ihtiyaç molaları. Yoksa mesela suyu pipetle içiyor bu süreçte Çevik. Arada cep telefonuyla oyalanıyor. Ama inanın bir Ferruh Yenidoğan olmak çok zor. Sonra yeniden Tolga Çevik olmak da bir saat sürüyormuş. Şimdi buyrun Tolga Çevik ile Ferruh'un buluşmasına...
- Nereden çıktı bu sürpriz?
- Bu rolü kimin oynayacağı bir türlü belli olmadı. Birkaç eşe dosta teklif götürdük, zamanları uymadı. O sırada biz de çekime başladık. Ama patron İsfendiyar'ın kimi oynayacağı belli olmadığı için de gerilmeye başladık. Sonra çaktırmadan yönetmen Kıvanç'a (Baruönü) 'Acaba ben mi oynasam?' dedim. O da 'Neden olmasın' dedi. Uygulayıcı yapımcımız Pelin (Ekinci Kaya), Ivan Poharnok'u tanıdığını söyledi. İnternetten baktım çok acayip bir adam. Her türlü makyajı yapabiliyor. Konuştuk 'Tamam, kimi istiyorsunuz?' dedi. Yani Brad Pitt'i istesek yapacak. Ben bir iki çizim yaptım, Ferruh Yenidoğan böylece oluştu. Sonra da uygulamaya koyulduk. Mesela eşim tam makyajın son anında gördü beni, inanamadı, gözünden yaş geldi.
- Sette sizi tanıdılar mı?
- İlk gittiğim zaman 'Kim bu herif?' diye tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Tabii ben yönetmenle de şakalaşıyorum falan... Sonra setteki arkadaşlara selam verdim. Ses tanıdık ama tip tanıdık değil, tuhaf oldular. Aslında sevimsiz bir durum oluyor. Ama ben çok sevdim Ferruh'u. Müthiş bir deneyimdi benim için.
- Sürprizi devam ettirme ve Ferruh Yenidoğan'dan gerçek bir karakter yaratma fikri nereden çıktı?
-Filmin bir sürprizi olsun istedik. Ama filmin önüne geçen bir sürpriz de olmasın dedik. Seyirci film vesilesiyle önce Ferruh Yenidoğan ile tanıştı, sonra 'Kimmiş bu adam?' diye merak edilince biz de açıklamaya karar verdik. Ama piyasadan birkaç arkadaş kıskanmış 'Böyle doğal olan ama oynayan birini biz niye daha önce bulamadık' diye. Bunlar da kulağımıza geldi. (Gülüyor.)
- Sizdeki bu mizahın kaynağı nedir?
- Çocukluğumdan beri böyle... Ailemde de şaka duygusu kuvvetliydi. Evlenince de, ki hayata böyle bakan biriyle birlikte oluyorsunuz, ev ortamında mizah kendini hep gösteriyor.
- Arkadaşım Hoşgeldin öncesinde de Komedi Dükkanı nediniyle sürekli bir doğaçlama yapma halindesiniz. O doğaçlama halini seviyor musunuz?
- Evet, seviyorum. Daha doğrusu bir metne kalmadan çalışmak hoşuma gidiyor. Çünkü 'Dur bakalım bugün ne yapacağız?' merakı bana da iyi geliyor. Bu merak eğlendiriyor beni.
- Peki sahnede yorulmuyor musunuz?
- Eğer seyirci mutlu oluyorsa ne yalan söyleyeyim, yorgunluk hissetmiyorum. Tabii ki kendimi zorluyorum, zaten kendinizi zorlamazsanız güzel şeyler ortaya çıkmaz. Ama günün sonunda hem ben hem de seyirci eğlenmişse o yorgunluğu vücut hissetmiyor.
EZGİ İLE ARKADAŞLIĞIMIZ DEVAM EDER
- Ezgi Mola ile sizin bir ilişkinizin olduğu söylendi. Siz de yalanladınız. Bu olayın filmin üstüne gelmesi sizi rahatsız etti mi?
- Biz çok iyi arkadaşız. Bu söylentiler bize 'Allah Allah' dedirtir, sonra işimize devam ederiz. İşimizi yapıyoruz, arkadaşlığımız da devam eder. Artık 2014 yılında öküz altında buzağı aramamak gerek.
- Nasıl bir oyuncu Ezgi Mola?
- Ezgi çok iyi ve disiplinli bir oyuncu. Zaten birlikte oynayacağım arkadaşlarımın da işini sevmesini ve disiplinli olmasını isterim. Ezgi de öyle birisi. Bunun için '
Arkadaşım Hoşgeldin'e katılır mısın?' diye teklif götürdüm. Kulis ahlakı olmadığına inansaydım teklif götürmezdim.
- Nedir kulis ahlakı?
- İyi insandır, herkesle iyi geçiniyordur, 'Kulis disiplini iyiyse, kulis ahlakı iyi' denir.
- Ya karşılıklı oynamak?
- İyi oyuncuyla karşılıklı oynamak insanı çok rahatlatır. Çünkü sizi daha iyi olmaya teşvik eder. Filmde bunu çok yaşadık. Çok uzun zamandır tanıyorum Ezgi'yi. Komik bir insandır, şakayı sever. Mizah anlayışımız uyuşuyor.