TÜRKİYE DANIEL'İ DAHA İYİ GELDİ
Türkiye'ye niye döndünüz?
- Türkiye'ye, Daniel normal çocuklarla eğitim görebilsin diye geldik. Daniel büyüyüp okula çağına geldiğinde Hollanda'daydık ve hep özel eğitim kurumlarına gitti. Çünkü Avrupa'da seçeneğiniz yok. Türkiye'de engelliler genelde arka odaya saklanır. Avrupa'da onlara ait bir özel yaşam alanı yaratılır. Oysa belki onların hayatın içine karışmaya ihtiyacı var. Sanılır ki, Avrupa'da engelliler hayatın içinde, Oysa sadece kendilerine benzeyenlerle birlikte güzel bir yaşam sürüyorlar.
- Tek neden Daniel'in eğitimi miydi?
- Bu Türkiye'ye gelişimin ana nedeniydi ama bunun dışında birçok minik, farklı sebep de var.
- Şimdi mutlu mu Daniel?
- Türkiye Daniel'e çok iyi geldi. Burada koşulsuz sevgi var. Arkadaşlarıyla arası çok iyi. Türkçeyi çok iyi öğrendi. Artikülasyonu çok bozuk ama konuşabiliyor.
OĞLUM BANA ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ
- Hayatınızdaki bu dönem size ne kattı?
- Her şeyin başlangıç, süreç ve sonunun sevgi olduğunu öğrendim.
- İlahi adalet var mı diye çok sorguladınız mı?
- Güzellik Allah vergisi, özel bir çocuk Allah'ın takdiri. Ben oğlumun bana öğrettikleri ve yaşattıklarını paylaşarak belki birçok insana ışık tutacağım, umut olacağım ve yardım edeceğim. Oğlum bana çok güzel bir ders verdi; fiziki güzelligin bazen bir araç olduğunu ama gerçek olan; iç güzelliğin dışa vurduğunda gözleri kamaştırdığı... Evet, kesinlikle ilahi bir adalet ve ilahi bir düzen var. Her kapanan kapının ardından bir yenisi açılıyor ve her şeyin ardından bir hayır çıkıyor! Yeterki bizler inancımızı kaybetmeden sevgiyle yolumuza devam edelim, elimizden geldiğince
PSİKOLOG BOŞANACAĞIMIZI SÖYLEMİŞTİ
- Bu arada karı-koca ilişkiniz nasıl etkilendi süreçten?
- Daniel'in doğumu evlilik ve aile hayatımız üzerinde birçok şeyi değiştirdi. Aslında bize Daniel'in doğumunun üçüncü haftasında psikologlar, 'İlişkiniz bitecek' demişti. Bu tür travmatik bir olay yaşandığında eşler birbirinden kopuyor, görüş ayrılıkları ortaya çıkıyormuş. Bunu psikologlar ara ara söylerdi bize ama ben inanmazdım, 'Bunca şey atlattıktan sonra mümkün değil' derdim...
- Neye dönüştü aranızdaki aşk?
- Daniel bir anda elinize çözmeniz gereken bir problem olarak bırakılıyor. Bir anda otopilota bağlayıp, yaranın sıcaklığı geçene kadar bir koşturma içinde yaşıyorsunuz. Yara kabuk bağladı sandığınız anda, yarattığı hasarı görüyorsunuz. Her şey yoluna girdiğinde, ilişkinin çok yıprandığını farkediyorsunuz. Bu başımıza geleceğini bildiğimiz bir şeydi. Sağlıklı bir evlilik bile ilk 1.5 yılda çatırdayabiliyor. Çünkü kadın çocukla meşgul, yorgun, halsiz, lanet...
- Daniel bebekken birbirinize vakit ayırabiliyor muydunuz?
- Daniel eve döndü, aradan 2.5 ay geçti. Ben çıldırmak üzereydim çünkü gece, gündüz uyku yok. Bir yoğun bakım hemşiresi organize ettik, konsere gittik eşimle, dört saatlik bir ara verebildik. Sonra 3.5 yıl normal bir evlilik yaşamadık.
- İstanbul'a taşınmanın ardından neler yaşandı?
- Buraya geldik, 1.5 yıl birlikte yaşadık ama gel-gitlerle. Eşim işi nedeniyle seyahat etmek zorundaydı. İnşaat, emlak yatırım işi yapıyordu. Türkiye'de de bu işi yapmak istedi ama bir Avrupalı olarak uyum sağlamadı. İşi Hollanda'da devam ettirdi, o geliş gidişlerde sanırım adapte olamadı. Arada bir boşluk oluştu ve boşandık.
DOĞUM ANOMALİSİ OLAN ÇOCUKLARIN TEDAVİSİ İÇİN ÇALIŞACAĞIM
- Şimdi hedef ne?
- Güzelliğimi, kadınlığımı, eski kariyerimi kullanarak ihtiyacı olan çocukların dünyasına köprü oluşturabilirim. Bir markanın yüzü olabilirim. Vakıf çalışmalarında kurumsal şirketlerin PR aktivitelerinde yer almaktan tutun, bireyleri başkalaştırmamak, farkındalık yaratmak ve umudumuzu kaybetmemek amacıyla yapılan televizyon progralarına kadar birçok alanda yer alabilirim. Buradan gelen maddi güç kaynağını ve manevi desteği doğum anomalisi nedeniyle yaşamlarına engelli olarak devam eden çocukların tedavisinde kullanacağım.
- Nasıl olacak bu?
- 16 yıl Türkiye'den uzakta yaşadım. Ama artık çocuklarımla birlikte buradayım ve bazı ideallerim var. Tekrar halkın önüne çıkmak istiyorum. O zamanlar 20'li yaşlarımdaydım, şimdi 40. Bunun için özel bir çabam yok, estetik yaptırmak ya da kendimi bakıma almak gibi... Ben yüreğimin güzelliğini ortaya koyacağım. Ama hâlâ mihrap yerinde. Yeniden bir fotomodellik çalışması içinde ya da fiziken görünmemi gerektiren bir işin içinde rica minnet değil, onu hak ederek yer alabileceğimi düşünüyorum.
- Bir girişimde bulundunuz mu?
- New York'ta Daniel'in operasyonlarını yapan Rekonstrüktif Plastik Cerrahi Merkezi'nin bir vakfı var. İhtiyacı olan dünyanın dört bir yanından çocukları ücretsiz ameliyat ediyorlar. Ben de o vakfın Türkiye şubesini açacağım. Hazırlıklarına başladım.
- Sıkıntı çekmişsiniz, ama çok iyi görünüyorsunuz.
- Ben sadece ne yediğime dikkat ettim. Yaşadığım ülkenin yeme alışkanlıkları da fiziğimi korumama yardımcı oldu. Akşam yemeği yenir sonrasında yeme-içme faslı kapatılırdı. Kuzeyli insanların ince olmasının sırrı bu.
KIZIM TARA İKİ YIL KONUŞMADI
- Tüm bu yaşananlardan en çok etkilenen kim oldu?
- Kızım Tara. Çünkü Daniel doğduğunda daha dört yaşındaydı ve tüm travmayı o küçük haliyle yaşamak zorunda kaldı. Biz yetişkinler kendimize kaçış yolu bulabiliyoruz. En büyük faturayı Tara ödedi, ona o dönem seçici suskunluk teşhisi kondu. O hengame içinde farkına varamadık. Yuvaya gidiyordu, 'Sessiz, sakin bir kız' deniyordu. Meğer tek bir kelime etmiyormuş. Sadece bizimle konuşuyordu. İki yıl toplum içinde hiç konuşmadı. İnsanlar Tara'yı otizmli sanıyordu. O daha ağırdı benim için.
- Çok uğraştınız mı?
- Kurşunlar döktürdüm, Türkiye'ye dualara getirdim, bioenerjiyi denedim, Tara'ya kızdım, yalvardım, küstüm, tehdit ettim, evden atarım dedim. Korkunç bir süreçti.
- Üçüncü çocuğa nasıl cesaret ettiniz?
- Benim başıma her şey üst üste geldi. İçinden çok zor çıktım. Ama üçüncü çocuğum Dante benim iyileşme sürecim. Tüm bunların üzerine bir hediye gibi indi.
BİR SÜRE KADIN OLDUĞUMU UNUTTUM
- 'Niye ben?' dediniz mi?
- Türkiye güzeli bir kadın, dünya yakışıklısı bir adamla evleniyor, ilk çocuk muhteşem, ama sonra evet, 'Niye ben?' dedim. Ama Allah insana kaldırabileceği derdi verirmiş.
- Nasıl bir his kaldı geriye?
- Pespembe bir genç kızlık, peri masalı gibi bir evlilik, sonra 'Bam,' diye vurdu. Bir süre kadın olduğumu unuttum...