Asıl adı Mathieu Saura olan Fransız yönetmen Vincent Moon, özgürce yaşayıp dünyayı gezen bir müzik âşığı. R.E.M, Arcade Fire, Beirut, Sigur Ros ve The National ise onun videosunu çektiği sayısız müzik grubundan sadece birkaçı.
- Çekim tarzınız çok farklı. Şimdiye kadar başka kimsede görmediğimiz, gerilla film çekim tekniği diyebiliriz. Film çekmeye nasıl başladınız? - İşe fotoğraf çekimleriyle başladım.
17 yaşında Raymond Depardon adında bir arkadaşımla paparazzilik yaptık. Sonra o çok iyi bir fotoğrafçı ve çağdaş filmci oldu. Onun stilinden çok etkilenmiştim. Onun gibi yaşamak, risk almak ve maceracı olmak istiyordum. Beş-altı yıl boyunca Paris'te sürekli konserlere ve filmlere gidip kendimi çılgın bir süreç içerisine soktum ve ardından film çekmeye başladım.
Başlangıçtan itibaren benim müzikle ilişkim organikti. Müzisyenlerin filmini çekmek, hareketi yakalamak benim için dans etmek ve müziğin ritmini yakalamak anlamına geliyordu.
Fotoğrafçılık yapıp yıllarca ne istediğimi anlamaya çalıştıktan sonra Chryde ile bir araya gelip La Blogotheque (Popüler bir Fransız müzik blogu) projesini ortaya çıkardık. Böylece 'Take Away show' isimindeki konseptle bir sürü grubu çekmeye başladım.
- Bildiğim kadarıyla tüm projelerinizde tek başına çalışıyorsunuz. Zor olmuyor mu? - Tabii ki zor oluyor; ama işin asıl yanı zorlanmak. Son iki buçuk yıl içinde büyük başarı elde ettim ve birçok kişi, dünyanın dört bir yanından benimle sponsorlu proje yapmak için can atıyor. Benim içinse bu imkansız. Para için bir şey üretmek tercihim değil.
WEB SİTEMDEN BAĞIŞ TOPLUYORUM
- 11 yıldır dünyayı gezip farklı türlerden sanatçıları çekiyorsunuz. Sponsorunuz yokken kendinizi nasıl finanse ediyorsunuz? - Bu soruyla aslında sen bana 'Dünyayı dolaşıp farklı kültürleri tanımak mı daha iyi, yoksa Paris'te yaşayıp hep 20-25 yaşlarındaki grupları çekip Pitchfork'ta (popüler müzik bloglarından biri) mı yer almak istiyorsun?' diye soruyorsun. Paris'te kalsam hep aynı şeyleri yapacaktım. Bu yüzden yıllardır ülke ülke gezip farklı kültürleri çekmeye çalışıyorum. Yaptığım işlerin çok azında para kazandım. Ben zorlanmayı; ama özgür olmayı, istediğim restoranlarda yemek yemeyi tercih ediyorum. Bu hayatı diğerine göre çok daha ilginç buluyorum. Bir web sitem var ve sitede insanların bağış yapması için Paypal hesabım var. Bunun dışında proje için çalışmamı isteyenler uçak biletimi ve yeme-içmemi karşılıyor.
- Hangi ülkeyi ziyaret edeceğinize nasıl karar veriyorsunuz? - Çoğunlukla bir arkadaşım bana proje sunuyor. Mesela Türkiye'ye bu sayede geldim.
Arkadaşım Stefan bana Karadeniz'de yapılacak projeden bahsetti, bunun karşılığında bana uçak bileti ve yiyecek-içecek olanağı sunacağını söyledi. Ben de teklifini kabul ettim ve buraya geldim. Genel olarak biri beni bir yere davet edene kadar bekliyorum; çünkü açıkcası uçak biletini karşılayacak param yok. Bir ülkeyi ziyaret etmeden önce oradaki arkadaşlarıma beğendikleri sanatçıları listeleyip bana göndermelerini rica ediyorum. Sonra da listeleri toparlayıp isimler üzerinde araştırma yapıyorum.
SELDA BAĞCAN'LA ÇALIŞMAK İSTİYORUM
- Birkaç gündür İstanbul'dasınız. Şehir hakkında düşünceleriniz nedir?
- Cihangirde kalıyorum ve tüm turistik yerleri, Bebek ve Ortaköy'ü, bir de Kadıköy'ü gezdim. Ayasofya'ya bayıldım. Kadıköy de güzeldi. Cihangir, Bebek ve Ortaköy'den ise nefret ettim. Hiç orijinal gelmedi bana buralar.
Ayrıca bu semtlerde her şey çok pahalı.
- Sevdiğiniz Türk sanatçı var mı?
- Açıkçası buraya gelmeden önce Türk müziği hakkında pek bilgim yoktu. Bir ülkeyi ziyaret etmeden önce de müziğini çok fazla dinlememeye çalışıyorum. Türkiye'ye gelmeden önce birkaç arkadaşıma sevdikleri Türk müzisyenleri sordum ve bu yolla videosunu çekebileceğim Türk müzisyenler listesini yaptım.
- Kimi çekeceğinize karar verdiniz mi?
- Selda Bağcan'ı çekmek istiyorum.
Onun hakkında çok şey duydum ve onun müziğini çok etkileyici buluyorum.
- Vincent Moon'un bundan sonraki planları neler?
- Birkaç gün sonra İstanbul'dan ayrılacağım ancak ağustosta iki haftalığına buraya tekrar geleceğim. Bunun dışında ekimde üç aylığına Endonezya'ya gideceğim. Hayatımı şu anda olduğu gibi basit yaşamaya devam edeceğim. ** Röportajdan sonra Vincent, Selda Bağcan ile görüşmeye gidecekti ve benim de yanında gitmemi istedi. Böylece birlikte Unkapanı'na gittik. Selda Hanım'ı ikna etmeyi başaramadık ama görüşme gerçekten çok ilginçti.
HAYALSU ALTINORDU