Attila Özdemiroğlu ve Şanar Yurdatapan, 30'lu yaşlarında ŞAT Yapım adı altında müzik dünyasına birçok başarılı isimleri kazandıran bir ortaklık kurmuşlardı. ŞAT bünyesinde Özdemiroğlu ve Yurdatapan; Sezen Aksu, Nilüfer, Melike Demirağ, Füsun Önal, Esmeray gibi isimlerle başarılı müzik projelerine imza attı. Aradan yıllar geçti ve şimdi bu iki isim 70'li yaşlarında yeniden ŞAT 2 adı altında özel projeler için bir araya geldi. Bu projelerden biri, sadece kişiye özel ve sadece ona ait olan şarkı projesi 'Kişiye Adanmış Şarkılar' yani 'KAŞ' projesi, bir diğeri de 'Topluma Adanmış Şarkılar' olarak isimlendirilen 'TAŞ' projesi... Yaklaşık 50 yıllık bir dostlukları bulunan Özdemiroğlu ve Yurdatapan'la projeyi konuşmak için Etiler'deki Tribeca'da buluştuk. Uzun süredir akciğer kanseri tedavisi gören usta sanatçı Attila Özdemiroğlu, hastalığı ve gelinen süreç hakkında da ilk kez açıklama yaptı...
ESKİDEN FABRİKA GİBİ ÇALIŞIRDIK
Eski günlerden başlarsak sohbetimize, ilk yola çıkış hikayesi nasıl gelişti?
ŞANAR YURDATAPAN: İkimiz de evli barklı insanlardık ve gece müzik yapmak hoşumuza gitmiyordu. "Müziği gündüz yapamaz mıyız acaba?" dedik. O vakit müzik yapım şirketleri diye bir şey yoktu. Plakçılarla çalışan sanatçılar vardı. Piyasası küçük bir şeydi, başladığımız zaman 45'likler vardı. Bunun bir öncesi taş plaktı zaten...
ATTİLA ÖZDEMİROĞLU: Stüdyoya girip eserler yapmaya başladık, ilk ürettiğimiz şeyleri satabildik. Satınca da "Bu iş olacak galiba" dedik ve 1971'in sonundan 1979'un ortalarına kadar sekiz sene gibi bir sürede ŞAT Yapım, bir fabrika gibi çalıştı, birçok hit parçaya imza attı. Bugünün tanınan bazı büyük sanatçıları o günlerde ilk adımlarını bizimle attılar. Nilüfer ve Sezen Aksu gibi...
Sonra birtakım gelişmeler ile çalışmalarınıza ara verdiniz. Ve uzun yıllar sonra tekrar bir aradasınız....
Ş.Y.: 1980 darbesi olduğu zaman ben yurt dışındaydım ama darbenin geleceğini hissetmiştik. Ne ben, ne de eşim Melike Demirağ; direkt politik insanlar değildik ama şarkılarımız protest şarkılardı. Bize durduk yerde saldırmayabilirlerdi ama Endonezya gibi de yapabilirlerdi; orada insanları kılıçtan geçirmişlerdi. "Yunanlı meslektaşlarımızın kendi askeri rejimlerinde yaptıkları gibi yapalım" dedik. Bu da Almanya'da olabilirdi; ikinci Türkiye orasıydı. "Bir turne ayarlayıp gideyim, ele güne muhtaç olmayalım" dedim, meğer 10 gün kalmış darbenin gelmesine, farkında değiliz. Melike Demirağ da o zaman 1 yaşında olan kızım Zeynep'i kapıp hudutlar açılınca geldi yanıma... Sonra bizim bir süre gönüllü sürgün hayatımız başladı. Kenan Evren ikimizi de vatandaşlıktan attı ama kendisine hep teşekkür borcum var çünkü şimdi Alman pasaportum var, çifte vatandaşım. 12 sene sonra 1991'in son günlerinde Türkiye'ye dönebildik ve vatandaşlıklarımız geri verildi. Attila Özdemiroğlu ile arkadaşlığımız devam ediyordu ama ben müziğe dönemedim. O endüstri haline dönen sistem beni resmen itti, ben de onu ittim galiba... Yaşımız 70'i aştıktan sonra "Ne olacak, böyle gitmeyecek bu" dedim. Ben yurt dışındayken Attila Özdemiroğlu, MESAM'ın kuruluşunu sağlamış. Şimdi ben o sayede hiçbir iş yapmadan telif hakları ile para kazanıyorum; çok tatlı bir şeymiş meğerse... Artık kapitalizme karşı değilim. (Gülüyor) Bir gün aklıma bir fikir geldi, Attila Özdemiroğlu ile konuştum, "Gel yeniden ŞAT Yapım'ı kuralım" dedim, o da "Ne güzel olur" dedi. O zaman biz müziğe döner miyiz, döneriz ama tabii haddimizi bilmemiz gerekir. Şimdi ikimiz de 70'liğiz, o zamanlar 30'luktuk; fabrika gibi çalışabiliyorduk.
A.Ö.: Şanar Yurdatapan her ne kadar "Artık genç değiliz, yaşlandık" dese de ben öyle olmadığımı düşünüyorum.
Peki ŞAT 2 ile yapılacak projelerden bahseder misiniz?
Ş.Y.: İki çeşit çalışma yapacağız; bunlardan birincisi KAŞ yani Kişiye Adanmış Şarkılar olacak. Butik bir çalışma olacak; insanlar gelip eşine, sevgilisine bir şarkı alabilecek ve sadece o insana ait bir şarkı olacak. "Pırlanta yüzük alacağınıza, bize hikayenizi anlatın, bir şarkı yapalım" dedik, Attila Özdemiroğlu da, ben de buradan gelirimizi sağlarız fakat ikimizin de toplumsal tarafı var, sadece KAŞ ile çıkmak ayıp olur, ikinci bir çalışma yapmak istedik. Bunun ismi de TAŞ yani Topluma Adanmış Şarkılar olacak. Bir şarkı yapacağız ve topluma hediye edeceğiz. Alıp kullanmak bedava olacak, yalnız reklam kampanyasında kullanılmayacak.