"Bir gün İstanbul'da olmak düşüydü. Hele de bir sergi açmak orada. Hey gidi Jak, sevgili kardeşim. Nihayet İstanbul'da sergin açıldı ama sen yoksun. Eski sözle 'ba'sü ba'd-el-mevt'; yani ölümden sonra dirilme cinsinden bir geri dönüş seninki. Resimlerin artık İstanbul'da. Hoş geldin sefa geldin memleketine..." Dünyaca ünlü ressam Abidin Dino, bu satırları Ermeni asıllı İstanbul doğumlu dostu ressam Jak İhmalyan için 1993'te kaleme almıştı. Ancak o zaman bir serginin kataloğuna yetişmeyen bu önsöz, yarın hak ettiği yeri buluyor. 1949'da hem siyasi görüşleri hem de Ermeni kimliği nedeniyle 27 yaşındayken Türkiye'den kaçmak zorunda kalan İhmalyan'ın 90. doğum günü, yarın İstanbul'da Yunanistan Konsolosluğu'nda açılacak bir sergi ve kitapla kutlanacak. Sergi için İhmalyan'ın İstanbul ve dünyanın farklı kentlerinde saklanan tabloları gün ışığına çıkarıldı. Kitaptaysa, Ara Güler'in siyah beyaz fotoğrafları, Nazım Hikmet ile İhmalyan'ın Moskova'da çekilmiş resimleri ilk kez gün ışığına çıkıyor.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
"POLİS İKİ KEZ KIZARDI"
1922 doğumlu İhmalyan, 14 yaşında Abidin Dino'nun atölyesine katıldı. Liseyi bitirince Komünist Partisi'ne üye olan ressam, Harbiye Askeri Cezaevi'nde Aziz Nesin'le dost oldu. Nesin, dostu için "Polisler ona iki kez kızardı; hem komünist hem de Ermeni olduğu için" notunu düşecekti. Cezaevinden bir yıl sonra çıktı ve önce Beyrut'a, ardından Polonya'ya kaçtı. Çin'de iki yıl kaldıktan sonra 1978'deki vefatına kadar Moskova'da yaşadı.