BEHZAT Ç. FİLMLERLE DEVAM EDECEK
- Ödül almayı önemsiyor musunuz? Bu ödülü bekliyor muydunuz?
- Tabii ki önemsiyorum, ama ödülü kimin verdiği, jürinin kimyası, kimlerin takdirinden geçtiğim çok önemli. Ama elbette ne diziyi, ne sinemayı, ne de tiyatroyu ödül almak için yapıyorum.
- Tören sırasında rakipleri tarafından ayakta alkışlanan ve rakiplerini öperek ödülünü kutlayan tek sizdiniz. Neden?
- Alkışları görmedim. Ama Nejat İşler de Fikret Kuşkan da çok eski arkadaşlarım. Rakiplerimden herhangi biri bu ödülü almış olsa, onlar da emimin ayakta alkışlanırdı. Çünkü hepsi işine önem veren, severek yapan insanlar. Fikret (Kuşkan) ya da Nejat (işler) bu ödülü almış olsalardı, ben de onları ayakta alkışlardım.
- Dizide Behzat Ç. artık evli. Evlilik yarar mı Behzat Ç.'ye?
- Evlilik bünyeye nasıl yansıyacak, ben de bilmiyorum. Radikal kararların Behzat üzerindeki etkisini ben de merak ediyorum.
- Behzat Ç.'de neler bekliyor bizi?
- İlk sezon yani giriş bölümü her zaman sıkıcıdır. İkinci sezon gelişme bölümüydü. Üçüncü sezon da sonuç bölümü ve müthiş. Onun akabinde bir film daha yapacağız. Belki ondan sonra da filmlerle devam eder Behzat Ç., yapımı zor bir proje.
Tiyatroyu bilmeyenin yaptığı şey müsamere
- Haluk Bilginer bir röportajında 'Devlet eliyle tiyatro olmaz,' dedi ve bir tartışmaya yol açtı. Olur mu sizce?
- Bence Haluk ağabey, bunu İstanbul için söyledi. Bizim yaptığımız iş için değil. Ben yemek masalarının üzerinde oyun oynadığımı hatırlıyorum. Bir düşünceyi, daha önce tiyatro görmemiş birine lanse edebilecek misyona sahiptir devlet tiyatroları. Haluk Bilginer, Yüksekova'ya gidip oyun oynayamaz. Bunun devlet tarafından güvenlik garantisi verilemeyebilir. Hiçbir özel tiyatro, oraya gidip zarar etme pahasına sahne kuramaz. Ama bir şekilde o insanların tiyatroyla buluşması lazım. Devlet tiyatrolarının olması, altyapı bakımından tüm özel tiyatroların yararınadır.
- Siz Devlet Tiyatrosu sahnesinde de Bir Delinin Hatıra Defteri'ni 300 kez sahneye koydunuz... Canlı performans nasıl bir his?
- Canlı performans başka bir şey. Orada eğitiminiz, tekniğiniz, sahne üzerindeki duruşunuz sorgulanır. Her babayiğidin harcı değildir sahneye çıkmak. 'Ben oyuncu oldum,' diyemezsin. Manken podyumda yürür. Ben yürüyebilir miyim podyumda? Niye zorlayayım ki orayı? Eskiden tiyatroya gösterilen özen bambaşkaydı, şimdi öyle değil. Tiyatroyu bilmeyen adamın yaptığı müsamere olur.
ŞEHİR TİYA TROLARI İÇİN SA VAŞ VERİL ECEK
- Şehir Tiyatroları'nın yönetici değişikliğiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Daha önce Ankara Sanat Tiyatrosu'nda (AST) bunun savaşını verenlerin, orada Şehir Tiyatroları'nın savaşını vereceğine de inanıyorum. Ben de onların yanındayım. Bu saçmalığın bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Bu konuda elimden geleni yapacağım. Bu müdahaleyi yapanın akli dengesini sorgulamak gerekiyor. Tiyatro o kadar sınırda bir sanat dalıdır ki, kötü yapıldığı zaman seyirciyi kaçırırsınız. Ben orada olsaydım, elimde kazma kürekle bekler, gelecek olan o adamın alnını karışlardım. Biz bu ideal uğruna beş yıl Diyarbakır'da tiyatro yapmış adamlarız. Tiyatro, 'O çocuklar orada oynuyorlar, biz de yaparız,' kafasıyla yapılacak iş değildir.
ANKARA'DA PAVYONA DA GİDERİM
- Sizi Ankara'ya bağlayan neler var?
- Mahalle, o kültür. Ben Bahçeli'de doğdum, orası güzel bir mahalleydi. Sonra Ayrancı'ya geçtik, orası da mahalleydi.
- İstanbul'da da Cihangir gibi semtler var...
- Zaten İstanbul'a geldiğim zaman Cihangir'den dışarı çıkmıyorum.
- İstanbul'da bir de paparazzi var, Ankara'da yok. Rahat ediyorsunuzdur...
- Mesela Özge Fışkın bizim arkadaşımız, beraber büyümüşüzdür. İstanbul'da onu dinlemeye gidiyorum, 'Gitme orada paparazziler var,' diyorlar. Niye gitmeyeyim, arkadaşım? İstanbul'dakilerin kafaları çok tuhaf, onlara alışamıyorum. Sorgulamadan hüküm verilen kafalar. Gazeteci kafası değil bu. Mesela Cansu Dere ile karşıklıklı oturuyorum. Birlikte yemek yiyoruz. Yiyeceğiz tabii, ama bunu İstanbul'da yapmak mümkün değil.
- Ankara'da mümkün mü?
- Tabii mümkün. Adama 'Çekme,' dersin, gider. Senin özel alanına müdahale etmek istemiyor burada insanlar. Haber değeri varsa bile, bonkör davranıyor diğerlerine göre.
- Ankara'da nerede sosyalleşilir?
- Bahçelievler'de mesela. Son dört yıldır çalışırken Ankara'nın her yerini dolaştım. Geçenlerde Mamak'taydık. Şirin sokaklar. Cermodern'de takılıyorum. 'Geceleri içki içmeye, pavyona gidiyor musun?' diye soruyorsan, gidiyorum tabii ki. Bir rock mekanımız var, If diye. Oranın ruhu başkadır. Pavyonlara da giderim. Çünkü bir kültürü adabı var.