Genellikle yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde görülmektedir. Şişmanlıktan korkulması, genç kızlarda mankenlere özenti, gelişim sorunları, psikolojik etmenler nedenler arasındadır. Yeme bozuklukları, yediğinden suçluluk duyarak kusma, tiksinerek yememe veya bir daha yiyemeyecekmiş gibi aşırı yemeden dolayı açığa çıkmaktadır.
Daha çok genç kızlarda görülmekle birlikte aktör, manken, hostes ve dansöz gibi dış görüntüsü ön planda olan mesleklerde de ve son zamanlarda erkeklerde de görülebilmektedir. Yeme bozukluğu olan kişilerde homoseksüellik, aseksüellik, depresyon, ünsiyete, kişilik bozuklukları ya da uyuşturucu madde kullanımı daha sık görülmektedir.
Vejetaryenler, atletler ve ölümcül kronik hastalığı olanlarda da yeme bozukluklarına sık rastlanır. Kalıtsal faktörler, yetiştirilme özellikleri, kültürel ve biyolojik özellikler kişinin yeme bozukluğu geliştirmesine önemli katkılarda bulunur.
Zayıflık hastalığı olarak bilinen anoreksia ve bulimia gibi yeme bozuklukları beyinde kalıcı hasarlar bırakabilmekte ve kilo kaybıyla birlikte beyin kütlesinde de azalma ve beyindeki kimyasal reaksiyonlarda değişiklik olabilmektedir.
ANOREKSİYA NEVROZA
Açlık hastalığı olarak da adlandırılan Anoreksiya'da besin alımına, kiloya ve zayıflığa karşı takıntılı olan kişiler zayıf olsalar dahi yemeği ve aç olduklarını redderler.Çok düşük kalorili bir diyet tükettikleri için vücut ağırlıkları zamanla azalır. Genellikle ergenlik döneminde başlamakta ortalama 17 yaş ama nadiren 40 yaşın üzerinde de görülebilmekte.
ANOREKSİYALI BİR KİŞİ
Kilo almaktan korkar, şişmanlık onlar için kabus gibidir. Eski kilolarına yada çevrelerinde görünüm olarak beğeni kazanan kişilerin kilosuna inmek için hedef belirler,gün içinde farklı zamanlarda tekrar tekrar tartılırlar. Toplum içerisinde ufak porsiyonlar tüketirler, aç olsalar bile tok olduklarını söylerler.Kısa sürede çok fazla kilo verirler.Kabızlık ve düzensiz menstürasyon sorunları vardır,tüylenme ve saç dökülmesi problemi yaşarlar.Normal miktarda besin tükettikten sonra mide bulantısı veya şişlik hissederler.Hiperaktif, depresif, korkak ve agresif olurlar. Gitgide sosyal çevrelerini kısıtlarlarSürekli spor veya ağır egzersizler yaparlar.
Özellikle temizlik ve ders çalışma ile ilgili saplantılara rastlanabilir. Cinsel gelişimlerinde sorun olduğu gibi, cinsel isteksizlik ve diğer cinsel sorunlar da beraberinde gözlenebilmektedir.
BULİMİA NEVROZA
Psikolojik kökenli bir hastalıktır. Anormal yeme alışkanlığı ile kendini belli eder ve daha sonra kilo almayı önlemek için uygunsuz davranışlar gösterir, hasta kusar,laksatif ve diüretik ilaçlar alıp, lavman yaparak yediği yiyecekleri çıkarır. Aç kalırlar, ya da aşırı egzersiz yaparlar. Genellikle ergenliğin son veya erişkinliğin ilk dönemlerinde görülmektedir.
BULİMİYALI BİR KİŞİ,
Kendini iyi hissetmediği, karmaşa ve stres içerisinde olduğu zamanlarda veya diyetlerden sonra aşırı açlık duygusuyla tıkınmaya başlamakta rahatlama hissinden sonra suçluluk duygusuyla yenilen yiyecekleri çıkarmaktadırlar. Yemekten sonra ortadan kaybolmakta ve genellikle banyoya gitmektedirler. Depresif belirtiler veya bozukluklar, %30'unda uyuşturucu madde veya alkol bağımlılığı görülebilmektedir. Mide asidinin ağıza gelmesi ile diş çürükleri, mide delinmeleri, ellerin üzerine kusmak için zorlama sırasında oluşan diş izleri ve yaralar, adet düzensizlikleri görülebilmektedir.
TİPİK YEME BOZUKLUKLARI
FAZLA YEME…KONTROLSUZ YEME..
Kendini kontrol edemeden yeme bir hastalık sayılmaktadır. Bulimikler gibi aşırı kalorili yiyecekler birden tüketilir ve ama vücutlarından atmazlar. Borderline bir kişilik bozukluğu sayılabilir. Bu kişilerin kimlik duygusunda, duygu durumunda ve ilişkilerinde sürekli bir tutarsızlık vardır. Çaresizlik duygularını yenmek için beden ağırlığı, biçimi ve yeme davranışları üzerinde aşırı bir denetim sağlamaya çalışırlar. Bunu başaranlarda anoreksia nervoza, başaramayanlarda ise kontrolsüz yeme nöbetleri görülmektedir.
GECE YEME SENDROMU…BİNGE EATİNG…
Günlük enerjinin an azından %25'ni akşam yemeği ile ertesi sabah arasında geçen sürede almaktadırlar. Bu durum uyku bozukluklarına bağlı olabilir veya uyku apnesinin bir özelliği olarak da kabul edilebilmektedir. O nedenle bu hastalar gündüz uyuklar vaziyette dolaşırlar. Binge eating bir psikiyatrik hastalıktır, depresif bir davranış ile karakterize olmasına rağmen gün içindeki seyirleri birbirinden farklılık göstermektedir. Kontrol edilemeyen aşırı yemek yeme nöbetleri vardır ve obezlerin neredeyse %30'unda görülmektedir.
Hasta sabahleyin uyandığı zaman iyi durumdadır ve gün ilerledikçe ruhsal durumu bozulmaktadır.
TEDAVİ
Yeme bozukluklarının tedavisi zor. Mümkün olduğunca çabuk profesyonel yardım alınmalı. En iyi tedavi yöntemi tıbbi, psikolojik ve beslenme konsültasyonunu içeren kombine bir çalışma ile gerçekleşmektedir. Anoreksialı kişi tehlikede olmadığına ve yardıma gerek duymadığına inanır, Bulimialı kişi ise sorunun farkındadır ama tekrar kilo alma korkusu ile tedavi görmek istemez. Tedavi süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ancak tedaviden sonra da tekrarlayabilmesi hala bir sorun olmaya devam edebilmektedir.