Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 28. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Maalesef hem batı hem de güney sınırlarımızda Misak-ı Milli hedeflerimizi koruyamadık. Dönemin şartları itibarıyla bu durumu mazur görenler, göstermeye çalışanlar olabilir. Bu yaklaşımı bir yere kadar mazur görmek mümkündür. Asıl vahimi, zorunluluklardan kaynaklanan bu durumu esas olarak kabul edip kendimizi tamamen bu kabuğun içine hapsetme anlayışıdır. Biz işte bu anlayışı reddediyoruz. Türkiye'yi 1923'ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişimizi bize unutturmaktır." ifadelerini kullandı.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN GELİP BİZE SALDIRMASINI BEKLEMEYECEĞİZ
"Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz, bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz, gırtlağımıza kadar bataklığa gömülmeye rıza göstermeyeceğiz." diyen Erdoğan, "Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör sorunumuz mu var? Terör örgütlerinin gelip bize saldırmasını beklemeyeceğiz. Bu örgütler, nerede faaliyet gösteriyorsa, nerede yuvalanıyorsa, gidip orada tepelerine tepelerine bineceğiz. Bölücü örgütüne destek veren, imkan sağlayan kim varsa hepsinin de kökünü kurutacağız. Şimdiden söylüyorum, biz kendilerini bulup yok etmeden, nereye gideceklerse gitsinler, bu kadar açık söylüyorum. Aynı şekilde yurt dışında üslendiği yerlerde rahat nefes alabildikleri tek günleri olmayacak." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Terör örgütlerinin gelip bize saldırmasını beklemeyeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"15 TEMMUZ 2. KURTULUŞ SAVAŞIDIR"
Kardeşlerim milletine efendi değil hizmetkar olan bir anlayış noktasında çok önemli bir aşama kaydettik. 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına dikilen kahraman vatandaşlarımız ancak istiklaline karşı çıkarsa güvenli bir geleceği olacağını biliyor.Bunun için biz 15 Temmuz'a 2. Kurtuluş Savaşı diyoruz.
Dün hocalarımızdan istirham ettim. Yavrularımıza tarihimizi iyi anlatalım bizi hep yalan söyleyen bir tarihle aldattılar. Malum son zamanlarda gündem olan olan Misak-ı Milli konusu bu sürecin nasıl yönetildiğinin en açık ifadesidir. Gençlerimizin Lozan'ı incelemesinden birileri rahatsız oluyor. Niye rahatsız oluyorsunuz? İncelensin, doğru yanlış bilelim...
Benim partimden birisi o anlaşmada vardı diye neden rahatsız olalım. Biz sorgulayan, araştıran bir gençlik istiyoruz. Ben gençliğimizi bal arısı gibir görmek istiyorum eşşek arısı gibi değil. Daldan dala çiçekten çiçeğe dolaşsın ve gelsin o balı yapsın ki millete faydalı olsun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "15 Temmuz 2. Kurtuluş Savaşıdır"
MİSAK-I MİLLİ'Yİ GÜNDEME MUSTAFA KEMAL GETİRDİ
Misak-ı Milli niye rahatsız ediyor? Misak-ı Milli'yi gündeme getiren gazi Mustafa Kemal! Neden rahatsız oluyorsunuz. Burada bir tarih yok mu? Burada bir milletin geçmişi yok mu? Onun için de bunu öğrenelim bilelim dün neydi bugün ne? Bunu birileri anlamak istemiyor! Ama anlayanlar var hamdolsun. (Dünkü grup toplantısındaki açıklamalarından dolayı) Sayın Bahçeli'ye de teşekkür ediyorum. Siyasi hareketlerde doğruyu ortaya koymalıyız.
Osmanlı öylesine büyük bir devletti ki, bu devin yıkılışı milletin üzerinde maddi ve manevi derin yaralar açtı. 1914 yılında, 2.5 milyon kilometrekare olan topraklarımız, 9 yıl sonra 780 bin metrekareye düştü. Kurtuluş Savaşı'na girerken hedef Misak-ı Milli'ye sahip çıkmaktı.
Biz 780 bin metrekareye, 20 milyon metrekarelerden geldik. 2016 yılında 1923 psikolojisiyle hareket edemeyiz. Biz o tarihteki konumumuzu korumayı korumak üzerine kuramayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Misak-ı Milli'yi gündeme Mustafa Kemal getirdi"
"YA İMHA OLACAKLAR YA TESLİM OLACAKLAR"
93 yıldır başımıza ne geldiyse bu anlayıştan gelmiştir. Bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçemediğimizi görüyoruz. Rahat nefes aldığımız hiç olmadı.Siyasette büyük bedeller ödedik. Ekonomide büyük bedeller ödedik. İnsani olarak büyük bedeller ödedik. Bu hatalı güvenlik anlayışı sona ermiştir. Bundan sonra bıçağın kemiğe dayanmasını beklemeyeceğiz. Bundan sonra terör neredeyse gidip orada tepelerine tepelerine bineceğiz. Tehditleri kaynağında yok edeceğiz.
30 yılı aşkın süredir PKK ile mücadele ediyoruz. 40 bin mensubunu imha ettik ama eylemlerini durduramadık. Çünkü PKK bize saldırdığı zaman cevap veriyorduk şimdi hem içerde hem dışarıda inlerinde yok edeceğiz. Birer birer hepsini yok ediyoruz. Bölücü örgüte imkan veren kimse hepsini yok edeceğiz. Bak şimdiden söylüyorum biz gelip onları bulmadan nereye giderlese gitsinler. Rahat nefes alamayacaklar. Gittikleri her ülkenin devlet başkanları sürekli rahatsız edeceğiz. Önlerine dosyaları koyacağız. Bu ülkede kimsenin yaptığı ihanet yanına kar kalmayacak. Hiçbir teröristi bu topraklarda barındırmayacağız. Ya imha olacaklar ya teslim olacaklar.
"TÜRKİYE KİMSEDEN İZİN ALMADI"
Türkiye, Suriye ve Irak'ta da bu güvenlik anlayışına uygun bir duruş sergiliyor. PYD ve YGP karşımızda bayrak sallamaya başlayınca anladım ki bize kimseden fayda yok. Türkiye Cerablus operasyonuna başlarken kimseden izin almadı. Suriye'ye girince gördük Suriye'nin sorunu DEAŞ değil ortada bir taktik var. Orada bu oyunu bozan Türkiye'nin iki ay önce başlattığı Cerablus operasyonudur.
Şimdi birileri bize akıl veriyorlar. Dabık'a girdiniz iyi tebrik ederiz ama daha aşağı gitmeyin! Aşağıda ne var El Bab. Kusura bakmayın biz oraya da gideceğiz. Bizim tehdit altında olduğumuz yer Dabık'la bitmiyor. Bizim Münbiç'i de kuşatma altına almamız lazım. Münbiç yüzde 90 Arap ve orayı PYD ve YPG işgal etmek istiyor. Rakka'da beraber hareket edebilir miyiz? dediler.. Biz buna da varız. Fakat şu anda benzer bir senaryo mezhep çatışması çıkarmak için Musul'da sergileniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Türkiye kimseden izin almadı"
"TÜRKİYE OLARAK KENDİ PLANLARIMIZI UYGULAYACAĞIZ"
İstiyorlar ki Türkiye yerinde otursun olup biteni izlesin. Suriye ve Irak'tan bize 3 milyon göçmeni gönderenler bizim bu sorun altında ezileceğimizi zannettiler bu olmayınca bu kez terör örgütlerini piyasaya sundular. FETÖ ve PKK da aynı oyunu oynuyor. Bağdat Hükümeti ve Esed rejimi eliyle terör örgütleriyle harekete geçirilen bu proje Türkiye'nin geleceğini tehdit ediyor. Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulayacağız.
Avrupa Birliği bize destek vereceğini söyledi. Temmuz başı itibariyle bu para bize gelecekti. Para bize de değil kendileri için geliyor. Ama sözlerinde durmuyorlar. Musul meselesini Musul'da çözmeliyiz. Musullu kardeşlerimizle birlikte tüm bölge bu süreçten çok zarar görecektir. Musul'un tamamı kahir ekseriyetli Arap Sunni ve bir miktar da Türkmen kardeşlerimiz var. Biz burada Şia'nın düşmanı değiliz. Ama ben mezhepçiliğe karşıyım. Şia Sunni bir din değildir. Din bunların üzerindedir. Bizim için İslam tektir. Diğerleri bir yorumdur. Şiiliği Sunniliği İslam'ın karşısına koyarsan bunun karşısında dururum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulayacağız"
"PUTİN İLE HALEP'İ KONUŞTUM"
Bölgede etkin olan ülkeler Türkiye'nin bu hakkına saygı göstermek zorundadır. Biz bu ülkelerle sınırdaş olacağız sınırı olmayanlar istediği gibi kesecek biçecek istediği elbiseyi yapacak. Biz kendi istiklalimizi korumak için mücadeleyi nerede yürümemiz gerekiyorsa yapacağız. Hava unsurlarımızın operasyonlara katılması konusunda koalisyonla anlaştık. Suriey'de 5 bin km'lık terörden arındırılmış güvebnli bölge projesisini hayata geçireceğiz
Dün akşam sayın Putin'le görüştüm. Halep'i konuştum. Saat 22.00 itibariyle hava bombardımanını durdurduklarını söylediler. Kendilerinini bizden bir ricası oldu. El Nusra'yı Halep'ten çıkarma konusunda aramızdaki bu mutabakatı konuştuk. Halep'i kendimizden ayrı görmedik göremeyiz. Halep nerenin sınırı Kilis Gaziantep. Halep'te bir göç başlarsa nereden bakarsanız bakın en az 1 milyon insan Türkiye'ye gelecek. Bunun bedelini biz ödeyemeyiz. Bunu tahrik edenler Türkiye ile masaya oturup konuşmak zorundadır. Ah canım Halep güzel Halep ne hale geldi. Artık orada taş taş üzerinde kalmadı. Halep'i iyi bilen bir insan olarak içimiz kan ağlıyor. Halep'te kalıcı güven için üzerimize düşeni yapacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Putin ile Halep'i konuştum""BİZİ MUSUL'DAN UZAK TUTMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Ülkemiz içindeki PKK ve DEAŞ saldırılarının yoğunlaşması, FETÖ'nün diri tutulması Suriye ve Irak'ta doğru yolda olduğumuzun kanıtıdır. 15 Temmuz sonrası Türk ordusunun kabiliyetini yitirdiğini düşündüler. Cerablus ile böyle olmadığını gösterdik. Şimdi bizi PKK ile DEAŞ ile oyalayıp Musul'dan uzak tutmaya çalışıyorlar.
Bize söylenen yalanlara daha fazla tahammül gösteremeyiz. Türkiye'ye karşı PYD YPG gibi teröristlerin Esed gibi katilin yanında olanalara sesleniyorum. Yanlış yoldasınız. Tutuşturduğunuz ateş siziyakar. Bağdat ordusu kalkıp kendi ordusunu bir açıklasın. Nüfusunuzdaki mezhebi oran neyse gelin şu ordunuzu ona göre oluşturun dediğimde sesini çıkarmadılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bizi Musul'dan uzak tutmaya çalışıyorlar"
ERDOĞAN ALİYA İZZETBEGOVİÇ'İ UNUTMADI
Bugün Aliya İzzetbegoviç'in 13. ölüm yıldönümü. Aliya'nın Bosnalı müslümanlara yaptığı liderlik Avrupa'nın göbeğindeki İslam topluluğunun ilelebet kalmasını sağlamıştır. Bu büyük insanın hatırasını yaşatmak her müslümanın vazifesidir. Müslüman toplumların en büyük eksiği Aliya gibi bilge insanlara sahip olamamasıdır. Zaferin yolu niçin savaştığınızı bilmekten geçer. Aliya gibi insanlar niçin savaştığını bilirler. Aliya'nın mütevazı mezarında "HER ŞEYE KADİR OLAN ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ KÖLE OLMAYACAĞIZ" yazar. Ve onlar köle olmadılar. Bizlere düşen görev de gerektiğinde ölümüne mücadele etmek ve asla köle olmamaktır. Bir kez daha Aliya İzzetbegoviç'e Allahtan rahmet diliyor ve diyorum ki; Ey Aliya unutma Türkiye'de de öyle bir millet var ki! Onlar F - 16'ların, tankların, topların karşısında istiklal şairimizin de ifade ettiği gibi "Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın siper et gövdeni dedi" ve kendilerini siper ettiler.
Erdoğan Aliya İzzetbegoviç'i unutmadı