Recep Tayyip ERDOĞAN / Cumhurbaşkanı
Türkiye, 15 Temmuz 2016'da, saat 22.00 civarında başlayan ve ertesi gün ikindiye kadar süren bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Esasen ülkemiz, 3 yıldır, millete, milli iradeye, hukuka rağmen devleti ve hükümeti ele geçirmeye yönelik teşebbüslerle karşı karşıya bulunuyordu.
15 Temmuz'daki bu silahlı darbe girişimi, Türkiye'nin farklı bir terör saldırısıyla yüz yüze olduğunu ortaya koymuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta zinciri dışında, çeşitli sınıf ve rütbelerden, Fetullahçı Terör Örgütü üyesi bir grup askerin başlattığı darbe girişimi, sınırlı ama silahların gücü sebebiyle tehlikeli bir boyutta cereyan etmiştir.
Sayın Başbakanımız, saat 23.00 civarında kamuoyunu bilgilendirmiş ve hükümetin işbaşında olduğunu açıklamıştır. TBMM üyeleri de Gazi Meclis'in darbe teşebbüsü karşısındaki tavrını ortaya koymuştur. Bu toplantı devam ederken Meclis, cuntacı grup tarafından, savaş uçakları ve helikopterlerle bombalanmıştır.
Biz de bulunduğumuz yerden ilgili birimlerimize gerekli talimatları verdik ve darbe girişimini durdurmak için gereken adımları attık. Televizyonlar vasıtasıyla milletimizi, ülkesini, vatanını seven herkesi meydanlara çıkmaya, devletine, iradesine ve demokrasisine sahip çıkmaya davet ettik. Ardından tüm tehlikelere rağmen İstanbul'a hareket ederek, milletimle birlikte darbecilere karşı kararlı duruşumuzu ortaya koyduk.
Milletimizin ülkesine ve iradesine sahip çıkması karşısında, darbecilerin silahları, tankları, helikopterleri, uçakları işe yaramamıştır. Onların tankları topları varsa sokaklardaki on milyonlarca vatandaşın da imanı vardı.
Millete ve devlete hizmet yerine, iradelerini Fetullahçı terör örgütünün elebaşına teslim eden şer çetesi mensuplarının teşebbüsü, milletin iradesi ve tüm kurumlarıyla devletin kararlılığı karşısında başarısız olmuştur. Gözlerini kırpmadan insanların üzerine ateş edenler, sandılar ki bu millet korkacak, meydanları, sokakları kendilerine bırakacak, evlerine çekilecek… Milletimiz, üzerine açılan ateşlere, bombalara, tehditlere, gözlerinin önünde vurulan insanlara rağmen geri adım atmamış, meydanı darbecilere bırakmamıştır. Darbe girişimi, milletin darbe heveslilerine verdiği bir büyük ders olarak, milletin şanlı tarihindeki yerini alacak, hatırımızdan çıkmayacaktır.
15 Temmuz darbe girişimi, milletimizle birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerimize karşı da yapılmış bir ihanettir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Mehmetçiklerimiz, bizim gözbebeğimizdir. Genelkurmay Başkanımızı, Kuvvet Komutanlarımızı, pek çok subayımızı silah zoruyla rehin alan ve görevlerini yapamaz hale getiren örgüt mensupları, üzerlerindeki üniformanın izzetine ve şerefine gölge düşüren teröristlerdir. Tıpkı üzerlerindeki üniformaya ve cübbeye rağmen aynı ihanet çetesine hizmet eden hâkimler, savcılar, emniyet mensupları gibi, diğer kurumlardaki benzer kişiler gibi, ordumuz içinden de hainler çıkabilmiştir.
Bu darbe girişimi vesilesiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerimize de sirayet eden habis ur süratle temizlenmeye başlamıştır. Bugüne kadar, haksız yere kimseyi mağdur etmeme anlayışıyla, hukuk devleti titizliğiyle yürütülen çalışmaları zafiyet sanan terör örgütü üyeleri, bu girişimle suçüstü yakalanmışlardır, kendilerini ifşa etmişlerdir. Yargı ve emniyet teşkilatı başta olmak üzere, diğer kurumlarda yürütülmekte olan çalışmalar, son hadisenin ardından hızlandırılmıştır.
Türkiye, 15 Temmuz'da, hiçbir istisnası, hiçbir izahı, hiçbir farklı açıklaması olmayan bir yol ayrımıyla karşı karşıya kalmıştır. Bir tarafta, Fetullahçı terör örgütü mensupları ve onları destekleyenlerin ülkemizi, milletimizi, geleceğimizi teslim almaya yönelik girişimi, diğer tarafta ise iradesine, demokrasisine, istiklaline ve istikbaline, canı pahasına sahip çıkan bir millet vardır. İhanetini silahlı darbe girişimine kadar vardıran bu örgütle millet arasında gri bir alan oluşturmaya, zihinleri bulandırmaya çalışanlar, hükmen terör örgütünün yanındadır. Çünkü ortada böyle tereddütlü bir alan yoktur. Yapılan teşebbüsün adı vatana ve millete ihanettir.
Ellerini ovuşturarak Türkiye'nin sıkıntıya düşmesini, diz çökmesini, pes etmesini bekleyenleri bugüne kadar sevindirmedik, yarın da sevindirmeyeceğiz. Rabbim bu milleti, bu ülkeyi ilelebet korusun, muhafaza etsin.
Bu vesileyle bir kez daha 15 Temmuz şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza Allah'tan şifalar diliyorum.