15 Temmuz gecesi, FETÖ'cü cuntanın en çok kan akıttığı yerlerden birisi de İstanbul Boğaziçi Köprüsü idi. Hain çetenin tanklarının ilk konuşlandığı yer olan köprü, aynı zamanda şanlı millet direnişinin de başladığı nokta oldu. İşte bu stratejik noktaya ilk ulaşanlardan birisi de reklamcı Erol Olçok ve 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip idi. Olayı duyar duymaz gece 12.30'da evinden dışarıya fırlayan Olçok'a oğlu Abdullah'da eşlik etmek istemişti. AK Parti'nin bütün reklam çalışmalarını bugüne kadr başarıyla yürüten Olçok, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakın arkadaşlarındandı. Darbe teşebbüsünü öğrenir öğrenmez de milletin en önünde koşmuş ve köprüde bekleyen askerlerin yanına kadar ulaşmıştı.
İKNA ETMEYE ÇALIŞTI
Erdoğan'ın başbakanlığı dönemindeki basın danışmanı gazeteci Ahmet Tezcan, baba-oğulun ölümüyle ilgili detayları anlatırken "Durumu öğrendiği anda Erol dışarı fırlıyor. Oğlu 'Ben de geleceğim' diyor, köprüye gidiyorlar. Erol, askerleri ikna etmeye çalışıyor. Bakıyor ki ikna olacakları yok, oğlunu sağlam bir yere almak için uğraşıyor. Tam Abdullah'a hamle yaptığı sırada Erol'u vuruyorlar. Babasının düştüğünü gören Abdullah ona koşarken, iki zırh delici mermiyle çocuğu vuruyorlar" diyecek ve bizi bu iki yiğit insanın kahramanlığı karşısında bir kere daha sessizliğe gömecekti. O sırada köprüde bulunan reklamcı Ümit Demirbağ ise şunları söylecekti: 'Yatıp kalkarak ilerleyebiliyoruz, üzerimize ateş ediliyor' diyordu. Sonrasını ağlayarak şöyle anlattı: Yoğun ateş açıldı. En yakınımda yere düşene yardım için koştum. Bir çevirdim ki Erol Abi..."
OĞLUYLA BERABER VURDULAR
Askeri darbe girişiminin ardından ellerinde bayraklarla İstanbul Boğaziçi Köprüsü'ne koşan ve şehit edilen Erol Olçok ve en küçük şehidimiz Abdullah Tayyip Olçok, zırhlı araçların hedefi oldu. Vücuduna üç mermi isabet eden Erol Olçok ağır yaralı olarak hastaneye yetiştirilmeye çalışırken oğlu ise kolundan girip kalbine saplanan mermi ile olay yerinde şehit oldu. Yaralıları taşıyacak ambulans olmaması nedeniyle Erol Olçok, orada bulunanlar tarafından kucaklanarak ve bir sivil araç durdurularak hastane götürüldü. Ölümcül kurşun yarasını akciğerinden alan Olçok, ne yazık ki kurtarılamadı ve şehitlerimiz arasındaki yerini aldı.
ADINA ŞARKI YAZILDI
Ayna grubunun kurucusu ve solisti Erhan Güleryüz, TSK içindeki cuntanın darbe girişimi yaptığı 15 Temmuz gecesi 16 yaşındaki oğlu Abdullah ile birlikte öldürülen Erol Olçok için şarkı yaparak hassasiyetini ortaya koydu. Başbakan Binali Yıldırım, darbe girişiminin protesto edildiği bütün meydanlarda Güleryüz'ün bu şarkısının çalınmasını istedi.
HÜSEYİN BESLİ: NAMLUYA SÜRÜLMÜŞ BİR FİŞEK GİBİ YAŞADI
Kişi yaşadığı gibi ölür, denir. Erol Olçok; namluya sürülmüş bir fişek gibi yaşadı… Her an patlamaya hazır bir vaziyette. Ve o an geldi. Namludaki fişek patladı. Eylem adamı Erol Olçok kutlu bir eylemin ön safında can verdi. O şimdi; artık bir yed-i beyza gibi bir özgürlük meşalesi olarak 'yaşamaya' devam edecek. Ben dostumu, arkadaşımı, kardeşimi, oğlumu kaybettim. Ama Türkiye, ama millet, ama insanlık bir kahraman kazandı. Çocuklarına ve torunlarına anlatacak bir destan yazıldı.
CENAZE NAMAZI BİNLERİ BULUŞTURDU
Bu yiğit ve kahraman baba-oğulun cenaze namazı ise binlerce insanı bir arada getirmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, siyaset dünyasında çok sayıda kampanyanın ardından AK Parti'nin reklam/tanıtım kampanyalarının da mimarlarından olan Erol Olçok ve oğlunun cenaze töreninde 16 yaşındaki Abdullah Olçok'u anarken "Daha fazla konuşamayacağım" diyerek gözyaşlarını tutamamıştı. Burada konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kelimeleri adeta boğazında düğümlenmiş ve "Erol benim bir yol arkadaşımdı, Abdullah pırlanta bir yavrumuzdu. Mekanı cennet olsun inşallah" diyerek gözyaşlarına boğulmuştu. Üzüntüsünden konuşmakta zorluk çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına devam edemeyeceğini belirtip "Daha fazla konuşamayacağım ama biz bu haşhaşi Fetullahçı terör örgütüne kefenimizle yürüyoruz. Bunların hakkından geleceğiz ve birlik beraberlik içinde milletimizi geleceğe taşıyacağız" demiş ve ardından da defnedildiği Karacaahmet Mezarlığı'na geçerek onu Fatihalarla uğurlamıştı.
AHMET MERCAN: GÜLE GÜLE ÇERKES BEYİ
Öz kardeşten öte can kardeşim Erol Olçok Boğaziçi Köprüsü'nde 16 yaşındaki oğlu ile birlikte vurularak katledildi. Yıllar önce bütün servetini mesaisiyle birlikte feda ettiği yolda en son canını da feda ederek samimiyetini, cesaretini, adamlığını ebediyyen perçinledi. Güle güle Çerkes Beyi! Güle güle canımın içi! Güle güle; eşi dostu mani olmasa bütün servetini bir gecede dağıtacak kadar gönlü gani adam! Güle güle bakışı güzel, gülüşü güzel, gelişi güzel, gidişi güzel dost! Güle güle; yardım elini uzattığı yüzlerce belki binlerce insanın duasında, gözyaşında, yadında diri kalacak yiğit! Seni vuran şerefsizler yürüyen ölülerdi ve son bir samimi nedamet ile dönüş yapmazlarsa ebediyete dek ölü kalacak, tiksintiyle, lanetle anılacaklar! Senin bende hakkın katbekat fazladır ama varsa bir hakkım ananın ak sütü gibi helal olsun! Umreden dönüp de namazını Hz. Pir Nureddin Cerrahi Dergahı'nda kıldığın son Ramazan Bayramın şehadetinin bayramı olsun ötelerde! Ve öteler artık seninle daha bir güzel, daha bir özlenir oldu! Yakındır kavuşmamız inşaallah, layıkı isek insanlığının... "Sana iyi dostlar, güzel dostlar yeryüzünde de var gökyüzünde de var!" Rahmet olsun sana! Makamın sonsuza dek yücelsin!"