Erdoğan, KADEM'in tüm üyeler için bir okul ve laboratuvar olduğunu vurgulayarak, "Bilgilerimizi sınadığımız, farklı sosyal ilişkileri tecrübe ettiğimiz ve en önemlisi yerleşik kalıpları kırarak, yeni kavramlar, yeni sosyal hedefler inşa ettiğimiz bir alan. KADEM'in bu inşai tavrını çok önemsiyorum. KADEM verili bir dünyanın klişelerine teslim olmadı. Kadın konusundaki ezberlere kendini mahkum etmedi. Kadın meselesini önce insani bir mesele olarak konumlandırdı ve kadim öğretinin unuttuğumuz ilkesini topluma yeniden hatırlattı. Kadın ve erkek birbirini tamamlayan bir bütündür ilkesini." diye konuştu.
Bu bakış açısının bir yandan sorunlu geleneksel tutumların küflenmiş örtüsünü kaldırdığını düşündüğünü belirten Erdoğan, bir yandan da kadın ve erkeği çatışmacı bir rekabetin parçası haline getiren çıkmazdan da çekip çıkardığına inandığını kaydetti.
Sümeyye Erdoğan, kadın ve erkeğin birbirinin rakibi değil tamamlayıcısı olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu anlayışın bir sonucu olarak KADEM, önemli bir kavramı destekliyor. Toplumsal cinsiyet adaleti. Kainatın ruhu olan adalet ilkesinin insanlığın iki cinsi arasında da hakem olması gerektiğine inanıyor. Baskın söylemlere mahkum olmayan KADEM'in bu özelliğini özellikle tebrik etmek istiyorum. KADEM sadece bir fikir ve teori üreten bir dernek olmadı. Aynı zamanda pratik hayatın sorunlarına da eğildi. Hayata, insana dokundu. İç acıtan sorunların yakıcılığı karşısında elini çekmedi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdi. Hepinizin üzüntüyle hatırlayacağı gibi Özgecan'ı vahşi bir cinayete kurban verdik. KADEM bu meselenin peşini bırakmadı ve Özgecanlar için adalet kampanyalarıyla kadına yönelik şiddetin en ağır şekilde cezalandırılması için hukuk mücadelesi verdi. Kadın sorununun aynı zamanda bir erkek sorunu olduğu gerçeğinden hareketle şiddet konusunda çok etkili kampanyalar düzenledi. KADEM'in yalnızca ulusal değil aynı zamanda uluslararası alanlarda da çok önemli işler başarmasının gururunu taşıyoruz. 2015'te Türkiye'nin dönem başkanı olduğu G20 Liderler Zirvesi'nde çok önemli bir çalışmanın paydaşı olduk. Türkiye'nin öncülüğünde kurulan Kadın 20 Girişim Grubu'nun üç temsilcisinden biriydik. Bu süreç kadının ekonomik alanda etkisini artırma yolunda bizlere çok güzel tecrübeler kazandırdı. Bu tecrübeler sonucunda arkadaşlarımız BM'de Türkiye'nin olduğu kadar KADEM'in de çalışmalarını uluslararası bir networkün gündemine taşımış oldu."
"KADEM her geçen gün faaliyet alanını genişletiyor"
Erdoğan, KADEM'in hukuk, dış ilişkiler, ekonomi, eğitim, gençlik başta olmak üzere 11 komisyonu ve yurt geneline yayılmış şubeleriyle her geçen gün faaliyet alanını genişlettiğini söyledi.
Türkiye ve dünyanın çok hassas zamanlardan geçtiğine vurgu yapan Erdoğan, "Ayrımcılığın, şiddetin, vicdani ve insani krizlerin had safhada olduğu bir küresel konjonktür içindeyiz. ABD yeni bir seçime hazırlanırken, Avrupa mülteci akımı karşısında iç bütünlüğünü tehlikeye atacak sorunlarla mücadele ederken, İran'ı, Suriye'si, Rusya'sı ile ateş topuna çevrilmiş bir uluslararası gündemin parçasıyız. Öte yandan Türkiye'de terör sevdiklerimizi, insanlarımızı elimizden alıyor. Ülkemiz yakın coğrafyamızdaki sorunların odak noktası haline getirilmeye çalışılıyor. Öyle sanıyorum ki Türkiye tarihinin olduğu kadar kendi kişisel tarihimizin de çok kritik zamanlarına şahitlik ediyoruz. 28 Şubat'ı yaşamış bir kuşak olarak bugün çok daha zor bir ulusal ama uluslararası mücadelenin içindeyiz. Güç, azim, cesaret ve özveri bize bu günler için lazım. Yürüdüğümüz yolda bir anlık bir umutsuzluğa, tereddütte ve gevşekliğe yer olmamalı. Zira tüm bu küresel güç odakları son 10 yılda güçlenen Türkiye'nin ilerlemesini sabote etmek üzere pusuda bekliyorlar. Biz buna asla izin vermemeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, bu mücadelede STK'ların Türkiye'nin demokratikleşmesine desteğini artırması gerektiğini dile getirerek, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı her sorun için verilebilecek katkının en üst seviyede sunulmasının büyük önem taşıdığını kaydetti.
KADEM'in genç kurumsal kimliğine rağmen mensuplarının uzun yıllardır biriktirdiği tecrübeye dayanan büyük bir potansiyeli olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu birikimi kullanmak Türkiye için belki de hiç bu kadar kritik olmadı. Bütün zihni kabiliyetimizi, mesleki tecrübemizi, gönül zenginliğimizi bu mücadeleye adamak durumundayız. Hayatım boyunca parçası olduğum geleneğin yakın aile tecrübesinin bana öğrettiği en temel şey bu işlerin gönülsüz olmadığı. Gönlünüzü ortaya koymadan, fedakarlık yapmadan hiçbir şey olmaz. Dünyada her şeyin bir ölçüsü ve tartısı var. Samimiyetin ve bir davaya inanmışlığın ölçüsü de fedakarlık. Fedakarlık yapmayanın o davaya dair samimiyetine de inanılmaz. Gerektiğinde başka şeylerden feragat ederek vaktimizi, emeğimizi, zihnimizi KADEM'i kurarken belirlediğimiz ilkelere adamak durumundayız." diye konuştu.